”Demek Derin Uzay 9’un komutanı ve Elçilerin Temsilcisi sensin. Süslü savaş subayı, dul, baba, rehber ve… ah, evet, Dominion’la savaş başlatan adam. Her nedense daha uzun olacağını düşündüm.” – Senatör Vreenak.
2332 yılında New Orleans’ta doğan Benjamin Sisko, ünlü ve başarılı bir Yıldız Filosu subayıdır. Joseph ve Sarah Sisko çiftinin iki çocuğundan biridir. Judith Sisko adında bir de üvey kız kardeşi vardır. Benjamin’in babası yemek çoğaltıcılarını sevmediğinden yemekleri kendi elleriyle pişirirdi. Yazları babası Joseph Sisko’nun restaurantında çalışır, küçüklükten beri çevresinde zeki bir çocuk olarak bilinirdi.
Anne Sisko, o zamanlar henüz keşfedilmemiş olan Bajoran Solucan Deliğinde yaşayan Elçiler isimli ırkın bir üyesi tarafından kaçırıldı ve Benjamin’e hamile kalması sağlandı. İlerleyen zaman içinde anne Sisko kocasını ve oğlunu terk etti. Bu olaydan sonra Joseph Sisko, Sarah ile evlendi. Böylece Sarah, Benjamin Sisko’nun üvey annesi oldu.
Sisko 2350 yılında Yıldız Filosu Akademisi’ne katıldı. Akademideki ilk birkaç haftasında her gün akşam yemeği için New Orleans’a döndü. Bunun nedeni Babasının akşam yemeği için tüm aileyi görmek istemesiydi. Sisko, akademide bir mühendis olmak için çalıştı. 2. sınıftayken Yıldız Üssü 137’e saha görevi için atandı. İleriki yıllarda bu görevi hayatının en iyi deneyimlerinden biri olarak gördüğünü söyledi. Yine akademi yıllarında Laporin ve Calvin Hudson ile iyi arkadaşlıklar geliştirdi. Ayrıca Pelios İstasyonu’nda, daha sonra danışmanlığını yapacak olan Curzon Dax ile tanıştı. Başarılı bir güreşçi olan Sisko, kısa süre içinde güreş takımının kaptanlığına yükseldi. Alkollü olduğu bir gün, Solok adlı bir Vulcanlıya güreşte meydan okudu. Maçı kaybetti, aşağılandı ve onlarca yıl Solok’a büyük bir öfke besledi.
2354 yılında akademiyi iyi notlarla bitiren Sisko, başarılı kariyerine de böylece başlamış oldu. Bu mezuniyet neredeyse tüm galaksinin kaderini değiştirdi. Sonraki yıllarda nispeten sönük geçen kariyerinin ardından Deep Space 9 istasyonuna atanması ile çok farklı olaylar yaşadı. İlk atamasını beklerden bir gün Gilgo sahilinde Jennifer isimli bir kız ile tanıştı. Bu kişi ileride Benjamin’in eşi olacak kadındı. Birbirlerine ilk görüşte aşık oldular ve aynı yıl evlendiler. Daha sonra Jennifer, Benjamin ile beraber New Berlin’e taşındı. Bir yıl sonra tek çocukları Jake doğdu.
Sisko ve eşi USS Livingston’da çalışırlarken Curzon Dax ile karşılaştılar. Dax, Sisko’nun danışmanı oldu ve önlerindeki on yıl boyunca arkadaş kaldılar. Sisko, Federasyon-Tzenkethi savaşı sırasında USS Okinawa’ya atandı ve bir süre orada Federasyon’a hizmet etti. O sıralar gemi tasarımına ve mühendisliğe çok fazla ilgi duyan Benjamin, kendisini bu konularda iyi bir şekilde eğitti. Zaten küçüklüğünden beri bu alanlara ilgi duyuyordu. Yine bu sıralarda Kaptan Leyton, Sisko’daki potansiyeli gördü ve onu Binbaşı rütbesine yükselterek geminin ikinci kaptanı yaptı.
Böylece Sisko kariyerindeki en üst seviyeye ulaşmış oldu. Buradaki hizmetinin sonuna gelen Sisko, USS Saratoga’ya transfer edildi. Bu gemide de birinci subaylık görevini yürüttü. Benjamin Sisko ile beraber eşi Jennifer ve oğlu Jake de gemiye transfer olmuştu. 2367 yılının başlarında gemi Dünya’ya yakın yerlerde faaliyet gösteriyordu. Daha sonra bir Borg gemisinin Dünya’ya doğru yaklaştığı öğrenilince Wolf 359 sisteminde bir filo hazırlandı ve Sisko ailesinin de içinde bulunduğu USS Saratoga gemisiyle filoya katılmak üzere emir aldı.
Derhal bölgeye giden gemi, hazırlıklarını tamamlayıp filoya katıldı. Wolf 359 savaşı tam bir katliamdı. Orada toplanan 40 Yıldız Gemisinin 39’u yok edildi. Ağır hasar alan Saratoga mürettebatı gemiyi terk etmek zorunda kaldı. Eşi Jennifer Sisko saldırı sırasında öldü. Geminin Büküm Çekirdeği patlamak üzere olduğu için, Sisko ölmüş karısının cesedini geride bırakarak oğlu ile beraber gemiden ayrıldı. 2369 yılının sonuna doğru Sisko, karısının ölümünden Kaptan Picard’ı sorumlu tuttu. Sisko, oğlu ile bir başına kalmıştı. Bu, bir baba için gerçekten çok zor bir durumdu.
Zor da olsa kendini toparlamayı başaran Benjamin Sisko, Mars’taki Utopia Planitia gemi tersanelerinde görev yapmaya başladı. USS Defiant isimli bir gemi üzerinde çalışıyordu. Bu, Borg ile savaşmak için üretilen gemi modellerinden biriydi. Projenin yavaşlaması ve tasarım kusurlarının ortaya çıkması nedeniyle çalışmalar rafa kaldırıldı. Hal böyle olunca Sisko işinden ayrıldı. Bir sonraki adımını düşündüğü sıralarda eski Kaptanı Leyton tarafından bir komuta pozisyonu için görevlendirildi. Komutan rütbesine yükseldi ve Bajor’a, kendisinin doğumuna neden olan Elçiler ırkının yanına atandı.
Komutan Benjamin Sisko, Cardassian ırkı tarafından Bajor’un işgali esnasında kullanılan ve işgal bitiminde Bajoran Hükümeti tarafından Federasyon’a devredilen Derin Uzay 9 istasyonuna atandı. Bajoranlar yavaş yavaş Federasyon üyeliğine hazırlanıyordu. Zaten Sisko da bu hazırlığa yardımcı olmak için görevlendirilmişti. 2369 yılının başlarında Derin Uzay 9’a varan Komutan Sisko, hala eşinin ölümünden sorumlu tuttuğu Kaptan Picard tarafından bilgilendirildi. Bu noktada, Sisko Picard’a istifa etmeyi düşündüğünü söyledi. Buna rağmen görevine devam etti. İstasyonun komutasını devraldı. Daha sonraları Sisko, Bajoranların dini lideri Kai tarafından Göklerdeki Mabedi bulması için görevlendirildi. Sisko, istemeden de olsa görevi aldı.
Sonunda Sisko ve arkadaşları, Denerios kuşağında alışılagelmişin dışında bir bölge keşfettiler. Bölgeye yaptıkları yolculuk sırasında ilk defa bir kararlı solucan deliğine rastlamışlardı. Sisko, Elçiler adı verilen ve bu solucan deliğinin içinde yaşayan bir ırk tarafından alıkonuldu. Alınma nedeni ise Elçilerin kendilerini Sisko’ya anlatmak istemeleri ve Sisko’yu anlamak istemeleriydi. Elçiler ile konuşurken karısının ölümünü gören Sisko bu acıyı tekrar yaşadı. Daha sonra Derin Uzay 9’a geri döndü. Bu olaylar üzerine Picard’ı, bir Borg iken yaptığı hareketlerden dolayı affetti ve Yıldız Filosu’nda kalacağını açıkladı. Sisko’nun artık bazı Bajoran subaylarını komuta etme gibi garip bir görevi de vardı. Çünkü Bajoranların bir çoğu Sisko’yu dini bir lider, bir elçi olarak görüyordu. İnananlara göre kehanet gerçekleşmişti. Derin Uzay 9’un Bajoran Solucan Deliğine çok yakın oluşu, istasyonu kilit nokta haline getirdi. Bu kadar önemli bir noktanın yönetimi de büyük önem taşıyordu. Artık Komutan Sisko’nun üzerinde büyük bir baskı vardı.
Solucan Deliği sayesinde Gamma çeyreği keşfedilmeye başlandı. Diğer ırklar ile yapılan temaslar sonucu ticari ilişkilerde önemli ilerlemeler kaydedildi ve tüm bunlar gerçekleşirken Derin Uzay 9, gemiler ve canlılar için bir durak noktası haline geldi. Bu yönüyle istasyonu, Babylon 5 dizisindeki Babil 5‘e benzetebiliriz. Komutanlığı, diplomasiyi, ev hayatını ve Bajoran’ın yeni dini elçisi konumunu dengede tutmak için tüm gücünü ve becerisini kullanmak zorunda kalan Sisko, zor bir dönemden geçiyordu.
Benjamin Sisko, 2369’da Gamma çeyreğinden bir ırk olan Tosk ile ilk teması gerçekleştirdi. 2369 yılının sonlarına doğru istasyondaki Bajoran subayları ile Yıldız Filosu subayları arasındaki gerginlik en yüksek seviyeye çıkmıştı. Bajoran Solucan Deliğinin doğası ile ilgili bilimsel öğretiler, çoğu Bajoranın dini inançları ile çelişiyordu. Sisko ortamı gevşetmek ve barışı yaymak için son gücüne kadar mücadele verdi. Bu süreçte Vedek Winn Adami ile ilk görüşmesini de yaptı.
Sisko aynı zamanda Federasyon içindeki iç baskılarla da uğraşmak zorunda kaldı. 2370 yılında yapılan Federasyon Cardassian antlaşması sebebiyle bu sınırdaki birçok koloni terk edildi. Federasyon’a çok kızan kolonistler, birleşerek Maquis isimli bir terör örgütü oluşturdular. Maquis kuruluşundan sonraki üç yıl boyunca korsan savaşlarını sürdürdü ve her geçen gün daha fazla destek ve yardım buldu. Binbaşı Michael Eddington ve Sisko’nun ilgilendiği bir kadın olan Kasidy Yates de Maquis’e yardım etmeye başlamışlardı. 2370 yılının sonlarında Sisko, Jem’hadar ile karşılaşması sonucu Dominion İmparatorluğu ile ilk teması gerçekleştirmiş oldu. Bu olay onu, kariyerini tanımlayacak bir yola soktu.
Dominion İmparatorluğu bir süre sonra bir bildiri yayınlayarak tüm Alfa çeyreği ırklarını Gamma çeyreğinden sınır dışı etti. Birkaç Yıldız Filosu gemisini ve New Bajor’daki bir koloniyi de yok ettiler. Sisko derhal Derin Uzay 9’a dönerek güçlü ve tehlikeli bir düşman keşfettiğini rapor etti. Daha sonraları Sisko Dünya’ya geldi ve Yıldız Filosu yetkililerini bu yeni düşman hakkında bilgilendirdi. Derin Uzay 9’un Dominion saldırısı sırasında ilk savunma hattı olacağının farkına varan Sisko, Yıldız Filosu yönetimini rafa kaldırılan USS Defiant projesini bitirmek için ikna etti. Sisko, Derin Uzay 9’a yeni savaş gemisiyle beraber döndü. Kısa bir süre sonra da bu yeni kruvazör ile Kurucuları bulmak için Gamma çeyreğine giriş yaptı.
Bu görev sırasında USS Defiant ve mürettebatı, Jem’hadar tarafından yakalandı ve olası bir Dominion saldırısına karşı tepkileri ölçüldü. Sisko, Kurucuların aslında Changeling adında bir ırk olduğunu öğrendi. Hatta güvenlik subayı Odo da bu ırka mensuptu. Odo sayesinde Defiant mürettebatı ile beraber istasyona geri döndü. 3 yıl boyunca Derin Uzay 9’u komuta eden Benjamin Sisko, nihayetinde 2371’in sonlarına doğru kaptanlık rütbesine terfi etti. Kısa süre sonraysa Kurucular’ın Federasyon’a sızmaya başladığını keşfetti. Hatta Kurucular ırkından biri büyükelçi kılığına girerek, Sisko’yu kandırıp Tzenkethi sınırına gönderdi.
Fakat Sisko ve mürettebatı bu girişimi anlayarak engelledi. Bunun sonucunda, Kurucuların Alfa çeyreğine sızdıkları kesinleşmiş oldu. Dominion’un sızması nedeniyle ortaya çıkan korkular hem Alfa hem de Beta çeyreklerini sardı. 2372 yılında Cardassian hükümeti, sivil Detapa konseyi tarafından devrildi. Klingon İmparatorluğu bile Changeling müdahalesinden korktu. Büyük bir Klingon görev gücü Derin Uzay 9 istasyonuna yerleştirildi ve Cardassian sınırına demir attı.
Klingon Şansölyesi Gowron, Sisko’dan Cardassia Prime’ın işgali sırasında Yıldız Filosu’nun yardımını istedi. Federasyon’un böyle bir işe bulaşması kabul edilemeyeceğinden, Sisko yardım talebini reddetti. 2293 yılında Khitomer gezegeninde imzalanan Khitomer Antlaşması ile iki ırk arasında uzun yıllardır süren barış da sona ermiş oldu. Bu olaylar üzerine Klingonlardan uzaklaşan Sisko, bir anda kendini Cardassianlara yardım ederken ve Klingon saldırısını engellemeye çalışırken buldu. Cardassian hükümeti böylesi büyük bir gücün saldırısı karşısında tek başına hiçbir şey yapamazdı. Acilen yardım gerekiyordu. Uzun bir süre düşman olduğu Gul Dukat ile temas kuran Sisko, yeni konseyi hazırlamaya başladı. Fakat Sisko’nun aklında bazı şüpheler vardı.
Daha önce galaksinin bu çeyreklerine sızan Changeling ırkından korkan Sisko, böyle bir durumun tekrar yaşanacağını düşünerek konsey üyelerini teste tabi tuttu. Bu gerekliydi. Çok ciddi bir hale gelen olaylar, en ufak bir bilgi sızması karşılığında tekrar kazanılamayacak kayıplara yol açabilirdi. Bu arada iki tarafı karşısına alan Klingon İmparatorluğu destek aramaya başladı. Maquis isimli terör örgütü İmparatorluğa destek vereceğini duyurdu. Alfa çeyreğinde güç dengesi değişiyordu ve bu da Dominion’un tam istediği şeydi. Yapılan çatışmalardan sonra Klingonlar geri çekilmeye başladı. Sona eren Klingon-Cardassian savaşı ile birlikte daha büyük bir savaş hızla yaklaşıyordu.
Dominion Filoları haftalık olarak solucan deliğinden geçmeye başlayınca, Yıldız Filosu solucan deliğinin girişine mayın koyma kararı aldı. En sonunda beklenen savaş başladı. Dominion Savaşı’nın ilk muharebesi olan Derin Uzay 9 savaşı, Dominion İttifakı ve Federasyon İttifakı arasında yapıldı. Bu savaşta Federasyon güçlerine Benjamin Sisko komuta etti. Sisko savaştan önce istasyon sakinlerine çok güzel bir konuşma yaptı ve onlara buraya tekrar dönmeyi vaat etti. Dominion, istasyonun kontrolünü eline aldı fakat Sisko, Derin Uzay 9’un ana bilgisayar çekirdeğini yok edecek bir yazılım hazırladı. Sisko, USS Defiant gemisine geri çekildi, fakat geri çekilirken değerli antik sopasını geride bırakmıştı.
İstasyonun yeni komutanı Gul Dukat, bunun Sisko’dan bir işaret olduğunu ve eninde sonunda onun tekrar döneceğini anladı. Savaşın başlarında olduğu gibi sonlarında da ön planda olan Benjamin Sisko, zaferin kazanılmasında küçümsenmeyecek bir paya sahipti. Savaş sırasında kendisine verilen görevleri başarıyla tamamladı ve ardından Alfa ve Beta çeyreklerine gelen barışı korudu.
İlk başlarda aldığı Elçilerin temsilcisi görevi onun üzerinde garip fakat olumlu izler bıraktı. Önceleri bu işten hiç hoşlanmayan Sisko, zamanla kabullendi. Eşini kaybetmenin üzüntüsünü hep içinde taşıdı. Mürettebatına karşı her zaman duyarlı bir insan olan Sisko, onların hep yanında yer alarak kişiliğini gözler önüne serdi. Hobileri arasında aşçılık olan Benjamin Sisko, kendi elleriyle yemek pişirmekten büyük bir haz duyardı. Yemek çoğaltıcısını kullanmadan yemek yapardı. Tahmin edilebileceği gibi, bu özelliğini babasından almıştı. Tıpkı Benjamin Sisko gibi babası da yemek pişirmeyi sever, yemek çoğaltıcısını nadiren kullanırdı.
Bunlar dışında piyanoya karşı da ilgisi vardı. Çok iyi seviyede piyano çalabiliyordu. Sesi de mükemmel derecede güzeldi. Jokarian satrancı ve pokeri oynar, fakat iyi blöf yapamazdı. Nog ve Hector Ilario’nun söylediğine göre Saurian Brendi, Sisko’nun favori içeceğiydi. Ayrıca bir beyzbol hayranıydı ve antik bir beyzbol sopasına sahipti. New York Yankees beyzbol takımının bir taraftarıydı. En sevdiği uğraşı ise, kadim Bajoran ışık gemisinin kopyasını yapmaktı. Öte yandan tarihe de büyük bir ilgi duyuyordu. Eski Yıldız Filosu gemileri modellerini toplar ve antik Afrika sanatları hakkında araştırmalar yapardı.
Kaptan Benjamin Sisko, tüm dizi boyunca Avery Brooks isimli Amerikalı bir aktör tarafından canlandırıldı. Avery Brooks, 2 Ekim 1948 yılında Amerika’da doğmuştur. 68 yaşındaki aktör, en çok Kaptan Sisko rolü ile tanınır. Avery Brooks aktörlük dışında şarkıcılık ve yönetmenlik de yapmaktadır.
Hazırlayan: Halil Furkan Türkmen