Nadir de görülse, yabancı aksan sendromu bir kişinin doğduğundan beri konuştuğu aksanı bir gecede değiştirebiliyor. 2. Dünya savaşının işgal günlerinde Norveç’te yaşamak ülke sakinleri için oldukça zor bir deneyimdi. Özellikle de 30 yaşındaki Astrid için. Astrid, alışveriş yapmak gibi basit bir işe bile kalkıştığında insanlar sert Alman aksanı yüzünden onu geri çeviriyorlardı. Ülkede Alman karşıtlığı ve Gestapo ajanlarına duyulan tiksinti o kadar güçlüydü ki, Astrid günlük rutininde sık sık düşmanlıkla karşılaşıyordu.
Durumu anormal kılan tek bir şey vardı: Astrid, Alman değildi. Hatta hayatı boyunca Norveç dışına bile çıkmamıştı. Aslında Naziler’den nefret etmek için birçok kişiden daha fazla sebebi vardı. Bir yaylım ateşinde şarapnel parçalarından ciddi yaralar almış, olay sonrasında anlaşılmaz şekilde Alman aksanı edinmişti. Dünyanın neredeyse diğer ucunda ve on yıllar sonra 55 yaşındaki Texan da özgün bir problemle karşı karşıyaydı. Astrid gibi komşuları tarafından dışlanmasa da oğlu onun için endişeliydi. Çünkü Texan bir anda doğu Londra’lı gibi konuşmaya başlamıştı. Üstelik hayatı boyunca hiç İngiltere’ye gitmemesine rağmen.
Texan bir açıklama için doktorlara gittiğinde, okuma yazma ve mental faaliyetlerinde hiçbir bozukluk olmadığı görüldü. Aksanı dışında hiçbir problem yok gibiydi. Ne var ki muayeneden dakikalar sonra yaşlı adam ufak bir nöbet geçirdi ve kendine geldiğinde konuşması eski güneyli aksanına tekrar kavuşmuştu. Yabancı aksan sendromu olarak bilinen bu fenomenin bir çeşit beyin hasarı sonucu oluştuğu resmi olarak da doğrulandı. Sendromla ilgili şu ana kadar bildirilen yalnızca 60 vaka var. Ne var ki ilk kez 1907’de Alsas aksanı konuşan bir Fransız ile kayda geçtiğinden beri sendromun bilinen kurbanları birçok farklı dil konuşuyor,
Bildirilen vakaların çoğu bir çeşit serebrovasküler olaydan kaynaklanıyor. Yine de basit bir baş ağrısından tetiklenen olaylar da yok değil. Örneğin İngiliz Sarah Colwill, sert bir Migren geçirdikten sonra Çinli aksanı geliştirmiş. Sendrom çok tuhaf olsa da neden meydana geldiğini anlamak zor değil. Nihayetinde hastanın aksanını değiştiren bir konuşma güçlüğü. Kişilerin gramer ve kavrayışları gayet yerinde kalıyor, ama durakladıkları yahut vurgulu okudukları heceler değişiyor. Dinleyenlere bu vurgu değişiklikleri ve ses uyumu yabancı bir aksan gibi geliyor. Belgelenmiş çok az vaka olduğundan dolayı tüm olaylar için söylenebilecek tek bir sebep de yok. Sendromun kendisi zaten yeterince nadir, hiç duyulmadığı düşünülürse tedavi edildiği durumlar daha da nadir. Yukarıda bahsedilen Texaslı adamın tam üç sene sonra eski aksanına geri dönmesi örnek gösterilebilir.
Yabancı Aksan Sendromu insanları iletişimden tamamen koparmıyorsa da can sıkıcı sonuçları olabiliyor. Dil kişiliğin önemli bir parçası. Belki bir felce göre ufak bir rahatsızlık ama yine de kurbanını fazlaca etkileyebilir.
Örneğin bir otobüs kazasından sonra Fransız aksanı edinen Avustralyalı kadına bakalım:
Kesin bir tedavi henüz keşfedilemedi, ancak kimi hastalar konuşma terapilerine başvurarak aksanlarını geri kazanmaya çalışıyor. Yine de bazı hastaların konuşmalarını asla değiştiremedikleri de kayıtlı veriler arasında.
Hazırlayan: Kadir Tanrıverdi | Kaynak