Bilimkurgu yazarı ve bilim insanı Isaac Asimov‘un, 1942 senesinde kaleme aldığı Üç Robot Yasası‘nı duymayanınız yoktur. Bu yasaların, gerçek dünyadaki robotlara karşı tutumumuzu şu ana kadar büyük oranda şekillendirdiğini söyleyebiliriz. Dilerseniz önce bu Üç Robot Yasası’nı anımsayalım:
- Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
- Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
- Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir.
Ancak bu yasaların literatüre kazandırılmasının üstünden 80 yıl geçmişken, Yapay Zekâ Hukuku uzmanı ve Brooklyn Hukuk Fakültesi profesörü Frank Pasquale, yeni kitabı “New Laws of Robotics“ (Yeni Robot Yasaları) ile güncel yasalara ihtiyacımız olduğunu dile getiriyor.
OneZero internet sitesiyle yaptığı söyleşide Frank Pasquale, 2020 yılında robotlarla kurduğumuz iletişim yollarına göre tasarlanmış, dört yeni robot yasasını açıklıyor.
Frank Pasquale bu dört yeni robot kuralının, Asimov’un öngörüsüne kıyasla daha gerçekçi bir şekilde insanlığı robotlardan ve yapay zekâdan korumayı amaçladığını vurguluyor. Yeni yasalarla Yapay Zekâ, Silikon Vadisi’ndeki mühendislerin kapalı kapılar ardında neye karar verdiyse onları yapmak yerine, insanlığa çok daha iyi hizmet edebilir. Pasquale yeni yasaları şöyle özetliyor:
- Dijital teknolojiler çalışanların yerini almamalı, onları “tamamlamalı”.
- Yapay Zekâ ve Robotik Sistemler, insanlığı taklit etmemeli.
- Yapay Zekânın “kazananı olmayan silah yarışını” şiddetlendirilmesine engel olunmalı.
- Robotik ve Yapay Zekâ Sistemleri yaratıcısının, yöneticisinin ve sahibinin kimliğini göstermesi zorunlu olmalı.
Görüldüğü üzere bu yeni kurallar robotlara yönelik olmaktan çok, yapay zekâyı geliştiren veya uygulayan insanlara yönelik. Çünkü çalışanları işe alma veya işten atma gücüne sahip olanlar gerçek anlamda onlar.
Frank Pasquale, “Yapay zekâ alanındaki birçok insanın en büyük hayali, yapay zekânın bir gün bir doktorun, hemşirenin, gazetecinin, öğretmenin vb. işini almasını sağlamak. Bana kalırsa bizim gerçekten peşinden koştuğumuz hedef bu olmamalı, değil mi?” diye açıklıyor ve ekliyor: “Benim için, bu ve bunun gibi birçok teknoloji alanının asıl görevi çalışanların yerini alması değil, onları desteklemesi olmalı.”
Hazırlayan: Ruhşen Doğan Nar | Kaynak