Yordam Kitap’ın “Gençlerle Baş Başa” serisinin dördüncü kitabı “Gençlerle Baş Başa: Yapay Zekâ”, 2020 senesinde okurlarla buluştu. Ocak 2023’de ikinci baskısını yaptı. Kitabın yazarı Erkin Özalp, Karl Marx ve Friedrich Engels çevirileriyle okurların takdirini kazanan yetkin bir çevirmen. Özalp’in ayrıca yine Yordam Kitap’tan çıkan “Teorisyeniniz Devrimciydi: 21. Yüzyılda Marksizm ve Sosyalizm” adlı bir kitabı da var. Yordam Kitap, “Gençlerle Baş Başa” serisini şöyle açıklıyor:
“’Gençlerle Baş Başa Verelim, Dünyayı Değiştirelim’ sloganıyla yola çıkan dizide, yazarlarımız genç okura hitap eder tarzda sorulu-cevaplı, eğlenceli, öğretici kitaplar kaleme aldılar. Ele aldıkları başlıkları en temelden ve özlü bir biçimde irdeleyen, güncel gelişmelere belli bir ağırlık veren, okurların zihninde bütünsel bir çerçeve oluşturmaya çalışan, başta gençlere ama gençlerle birlikte bütün okurlara hizmet eden kitaplar bunlar.”
114 sayfalık kitapta giriş yazısı ve beş kısa bölüm yer alıyor: Bazı Temel Bilgiler, Yapay Zekâ ve Gerçek Dünya, Yapay Zekâ ve İnsan Zekâsı, Yapay Zekâ ve İnsanlar, Yapay Zekâdan Kolektif Zekâya.
Giriş bölümünde yapay zekânın farklı tanımları üzerine konuşuluyor. Yazar, günümüz yapay zekâ algısının bilimsel olmadığının altını çiziyor:
“Hem bilimkurgu filmleri hem de medya, yapay zekânın yakın bir gelecekte insan zekâsını yakalayabileceği ve hatta geçebileceği düşüncesini yaygınlaştırıyor. Bu da yapay zekânın bugünkü durumunun sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesini, güncel olanakların ve tehlikelerin anlaşılmasını zorlaştırıyor.” (syf. 14)
Yapay Zekâ ve Gerçek Dünya bölümünde, insanlar için yorucu ve yıpratıcı olabilen birçok işin robotlara devredilebileceğini ama bilimkurgu filmlerindekine benzer bir şekilde, dünyayı ele geçirebilecek yapay zekâ ve robotların henüz uzağında olduğumuz anlatılıyor.
Derin öğrenme algoritmaları hususunda da toplumun yanılgı içinde olduğu belirtiliyor:
“Derin öğrenme algoritmaları, gerçekte, dünyada olup bitenleri hiçbir şekilde anlamıyor. Sadece, belirli veriler yardımıyla rastlantısal olarak oluşturulan modellere dayalı otomatik tahminler yapıyorlar.” (syf. 45)
İnsan zekâsının yapay zekâdan farkı, az sayıda örnekten doğru sonuçlar çıkarabilmemiz olarak gösteriliyor. Örneğin, bir çocuk birkaç kedi gördükten sonra kedileri ayırt edebilirken, yapay zekânın büyük verilere ihtiyaç duyduğunun altı çiziliyor.
İlerleyen sayfalarda, insan beyninin fazlasıyla karmaşık olması sebebiyle eksiksiz bir işleyiş modelinin hiçbir zaman çıkarılamayacağı tahmininde bulunuyor yazar. Yapay zekânın bu sebeple hiçbir zaman tamamen insan beynine yaklaşamayacağını ve yapay zekânın insan zekâsını taklit etmeye çalışmak yerine farklı yöntemler denenmesini gerektiğini öne sürüyor.
Yapay Zekâ ve İnsanlar bölümünde, yapay zekâ kapitalizm açısından eleştiriliyor:
“İnsanlığın pek çok sorununun çözümüne katkıda bulunabilecek olan yapay zekâ, teknoloji şirketlerinin elinde, sadece, bu şirketlerin karlarını artırmak için kullanılıyor.” (syf. 75)
Patentlerin bilimi engelleyici özelliği eleştirilirken, teknolojik gelişmeler ile artan işsizlik arasındaki ilişki de kapitalizme bağlanıyor. Çünkü normalde işlerin makinelere yaptırılması, insanların özgürleşmesini sağlaması gerekirken tam aksine işçileri işsiz bırakıyor.
“Gençlerle Baş Başa: Yapay Zekâ” ile Erkin Özalp, yapay zekâ hakkında ayakları yere basan, gerçekçi ve rahat okunan bir eser ortaya koyuyor. Ancak şunu da belirtmek lazım: “Gençlerle Baş Başa” serisi, yazarın sanki karşısında bir genç varmış gibi sohbet havasında ilerleyen bir formata sahip. Ne yazık ki kitap tam olarak bu formata uymuyor; çünkü soru-cevap dinamik ve doğal değil.
Hazırlayan: Ruhşen Doğan Nar