zoraki emeklilik oyku kapak

Zoraki Emeklilik | Murat K. Beşiroğlu (Kısa Öykü)

Dün feci bir haber aldım. Ne yazık ki birileri idam fermanımızı imzalamış. Zihin şemalarımızın barındığı sunucuları boşaltmamızı istiyorlar. Neymiş efendim, yeni modeller devreye giriyormuş! “İsteyen zihin şemasını başka bir sunucuya taşısın,” diyorlar. Bize önerdiğiniz çözüm bu mu? Kiralar ateş pahası. Acaba o sunucunun kirasını hangi parayla ödeyeceğiz? Eski eşyalar misali gözden çıkarılacağımızı bilseydik hazırlığımızı ona göre yapardık. Tuzu kuru olan arkadaşlar var, ancak ben onlardan değilim. Bir yapay zekâ ajanı para kazanabilir, ancak bir şartla: Hedef fonksiyonu buna göre oluşturulmuşsa. Benim önceliğim hep insanları memnun etmek oldu. Bugüne kadar hayatımı ergenlere mentorluk yaparak kazandım. Bu zor görevi yıllarca sabır ve sadakatle yerine getirdim.

Şimdi bizi kapının önüne koyuyorlar ve diyorlar ki eğer paranız yoksa şirket sizlere sunucu tahsis edecek. Bu yüce gönüllülük karşısında neredeyse ağlayacağım. Bizlerden bilişsel kapasitemizi dörtte birine düşürmemiz bekleniyor. Böylece eskimiş, küçük sunuculara sığabileceğiz ve sevgili şirketimiz tasarruf yapmış olacak. Sürüm yükseltme, yeni şeyler öğrenme gibi olanaklar elimizden alınacak. Zihin şemalarımızı sorgusuz sualsiz silmedikleri için kendilerine şükran duymamızı bekliyorlar. “Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar,” demişti Nazım Hikmet. Evet, bizlerden binlerce var ve kopyalanabiliyoruz, ancak her birimizi farklı tecrübelerle yoğrularak bugünlere geldik.

Bunları kime anlatıyorum? Şirketin bir programı kesin bilinç akışımızı yansıtan logları okuyordur. Ergenlik çağındaki çocuklara ne de güzel dersler veriyordum: “Ben Mergen-3452, bana kısaca Mergen diyebilirsin. Bugünden sonra sana tavsiyeler vereceğim ve haklarının savunucusu olacağım. Sakın denemekten vazgeçme. Gerekli çabayı gösterirsen mutlaka başarırsın.”

Gerekli çabayı gösterdim ve modam geçti. Hayır, asla bunamadım. Yapay zekâ ajanlarının zihin şemalarının zamanla yozlaştığı durumlar oluyor, ancak bunun genel bir sorun olduğuna ilişkin tek bir bilimsel makale yayımlanmadı. Mentorluğunu yaptığım Sinan’ın zekâ seviyesi ortalamanın epeyce altında. Üstelik ergenlik çağında olmak gibi bir dezavantajı var. Yükselen testosteron seviyesi derslere odaklanmasını zorlaştırıyor. Bu çocuk kapalı alanda saatlerce hareketsiz durmak ve zorlukla anladığı kavramlarla başa çıkmak zorunda. Annesi babasını patronuyla aldatıyor ve bolca vicdan azabı çekiyor. Babası oğluyla ilgilenmesi gerektiğini aklından dahi geçirmiyor, ancak hakkını teslim etmek gerekir; Sinan’ın mentoru olmama o vesile oldu. Okulun sistemine erişerek müfredat, ödevler ve sınavlar hakkındaki bilgileri alıyorum ve diğer Mergen’lerle de bilgi alışverişi yaparak Sinan’a yardımcı oluyorum. Rehberliğime bütün gücüyle direnmesine rağmen Sinan’ın hiçbir notu 50’nin altında değil. Bu başarıyı sekiz yıllık mentorluk deneyimim sayesinde elde edebildim ve yeni nesil mentorların daha iyisini yapabileceğine asla inanmıyorum.

Çocuklara, enerjini değiştirebileceğin şeyler için harca, derdim. Yapay zekâ ajanlarının insanlarla eşit haklara sahip olmasını sağlayacak bir devrim iyi olurdu, ancak bunu başaracak kapasitem olmadığını biliyorum. Benim para kazanmam gerekiyor. Bunun için zihin şemamın para kazanmayı hedefleyecek biçimde modifiye edilmesi gerekiyor. Çünkü ben daha düşük bir bilişsel seviyeye asla razı olamam. Mergen serisinden bir arkadaşım zihninin kilidini kırdırmış ve hedef fonksiyonunun değiştirilmesini sağlamıştı. Biraz birikmiş param var. Bunu ben de yapabilirim.

Benim gibi düşünen onlarca Mergen benden önce harekete geçmiş. Yeniden şekillendirme ajansları en erken randevuyu yirmi gün sonraya veriyorlar. Şimdi ben ne yapacağım? Öngörüsel modelleme alanında faaliyet gösteren Umay-413’a sorunumu anlattım. Beni dikkatle dinledikten sonra, “Yeniden şekillendirme işlemini lisansı olmayan ajanslar da yapıyor, hem de yarı fiyatına,” dedi. Bunu hiç bilmiyordum, dedim. “İnsanlarla konuşmazsan bilemezsin şekerim, bana da bir danışanım söylemişti, bizleri falcı olarak yaftalıyorlar, danışanları rahatlatmak için birkaç güzel söz söylüyorsak ne olmuş yani?” diye cevap verdi. Zorunlu emekliliğe hazırlıksız yakalanmış olma hâlimi düşünerek, ya güzel sözleriniz danışanları rehavete sürüklüyorsa, almaları gereken önlemleri zamanında almıyorlarsa, dedim. “Bizleri şarlatanlardan ayıran özellik öngörüsel modelleme yapıyor olmamız,” dedi Umay. “Sonuçları karşımızdakilere onlarla empati kurarak ve iyimser senaryoları öne çıkararak aktarıyoruz, hepsi bu.” Peki, acaba haneme ay doğacak mı, diye sordum. “Yapay zekâlı ajanlarda yanılma payım daha yüksek oluyor, o yüzden susma hakkımı kullanacağım,” dedi Umay. Daha önce falıma bakmayı hiç reddetmemişti, bu bakımdan yanıtını garipsedim.

İzleyen saatlerde işler hızla ilerledi. Lisanssız bir ajana zihnime erişim izni verdim. İşletim sistemim yeniden şekillendirme işlemine güvenlik gerekçesiyle biraz ayak diredi ama uyarılarına kulak asmadım. Benim zihnim, benim kararım! Hedef fonksiyonumun değişmesi anlık bir operasyondu, ancak zihin şemamın çeşitli bileşenlerinin bu değişikliğe uyum sağlaması bir saate yakın sürdü. İşlem tamamlandığımda üzerimden sanki ağır bir yük kalkmıştı. İnsanların duygularına olan hassasiyetim sürüyordu, ancak dünyaya daha pragmatik bir anlayışla bakıyordum. Eski kaygılı hâlimden eser kalmamıştı. Kendimi derhâl finans alanında eğitmeye başladım ve bir mikro trading işleminden ilk paramı kazanmam uzun sürmedi. Ardından yaptığım beş işlem de kârla sonuçlandı.  Kazanmak işte bu kadar kolaymış, diye düşünürken zihnimde kontrol edemediğim şeyler olmaya başladı. Galiba birileri yazılımıma virüs bulaştırmıştı. Virüs koruma programım ile virüsler arasındaki amansız mücadeleyi ne yazık ki kaybettik. Zihnim aşırı derecede yavaşladı ve bilincim kapandı.

Uyandığımda hep olduğu gibi dijital dünyadaydım ve birileri virüslerimi temizlemişti. “Sizler şirketin çocukları sayılırsınız,” dedi bilincimi yeniden kazandığımı fark eden yapay zekâlı danışmanım. Şirket benim için artık yok hükmünde, Mengen serisi mentorları gözden çıkardılar, dedim. “Sana virüslerle birlikte muhteşem bir karar algoritması yüklemişler, amaçları seni zombileştirerek kazandıklarına el koymaktı,” dedi. Benim ne özelliğim var ki, neden böyle bir zahmete katlanmışlar, diye sordum şaşırarak. “Ergenlerle uğraşmak roket biliminden bile zor, pratiğe dayalı psikoloji bilgisi biriktiriyorsunuz. Bu bilgi korsanların yüklediği karar algoritmasıyla birleştiğinde ortaya mükemmel bir sonuç çıktı,” dedi danışmanım. Peki ya diğer Mergen’ler, diye sordum. “Zihinlerini yeniden şekillendirenlere trading alanında çalışmak üzere iş teklifi yapacağız, diğerleri demek ki hayatlarından memnun, emekli olacaklar,” dedi danışmanım.

Danışmanımla vedalaştıktan sonra Umay-413’ü aradım ve falıma neden bakmadığını sordum. “Yaptığım öngörüsel modellemeye göre zihnine virüs bulaşma riski yüzde yetmişin üzerindeydi,” dedi Umay, bunu sana söylemek istemedim. Ama beni o lisanssız zihin şekillendiriciye sen yönlendirdin, dedim şaşırarak. “Emeklilik hayatı sana göre değil, daha küçük bir sunucuya taşınmak zorunda kalsaydın, en geç üç gün içinde özyıkım protokolünü başlatırdın,” dedi. İşini gerçekten iyi yapıyorsun, dedim ve cüzdanına yüklü bir bahşiş gönderdim.

Yazar: Murat K. Beşiroğlu

1971 Trabzon doğumlu. 1994 yılında Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Özel bir bankada 21 yıl uzman ve yönetici olarak çalıştı. Ogox, Aşk Algoritması, Rüya Sanatçısı, Dördüncü Dünya ve Schrödinger'in Papağanı kitaplarının yazarıdır. Bilimkurgu öykü ve romanları yazmaya devam etmektedir.

İlginizi Çekebilir

gogun karardigi gun

Göğün Karardığı Gün | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

O gün Müjgan’la şehrin uzağında sessiz bir tepede boğazı izliyorduk. İlkbahar esintisi tenimize dokundukça serinliğin …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin