log_horizon kapak

Log Horizon ve Dijital Toplumların Doğuşu

Düşünün, bir sabah uyanıyorsunuz ve bir oyunun içinde sıkışıp kalmışsınız. Her şey tanıdık ve garip bir şekilde gerçek gibi de. Ölmüyorsunuz, acıkıyorsunuz, yoruluyorsunuz ama burası bildiğiniz dünya da değil. Geri dönmenin bir yolu yok gibi duruyor. Ne yaparsınız? Bu senaryo MMORPG temalı animelerin çoğunda ortak bir başlangıç noktasıdır. Sword Art Online, Overlord, Solo Leveling ve daha pek çok yapım, oyun dünyasına sıkışmış karakterlerin hayatta kalma mücadelesini anlatır. Log Horizon da böyle ama önemli bir noktada diğerlerinden ayrılıyor.

Sword Art Online’da ölüm kalım savaşı vardı. Solo Leveling’de kişisel güçlenme ve intikam öne çıkıyordu. Ama Log Horizon’da ölüm tehdidi yok. Log Horizon, geleneksel MMORPG anlatılarından sıyrılıp oyuncuların yalnızca savaşarak değil, yeni bir toplum inşa ederek hayatta kalmalarını sağlıyor. Aslında bu, dijitalleşen dünyamızda insanların nasıl yeni düzenler kurabileceğine dair bir düşünce deneyi gibi işliyor. Bu yüzden, hikâyeyi salt oyun dünyasında geçen bir macera olarak görmek büyük bir eksiklik olur.

Peki bu, neden önemli? Çünkü Log Horizon, MMORPG’leri yalnızca bir eğlence aracı olarak görmüyor, onları dijitalleşen dünya toplumlarının küçük bir simülasyonu olarak ele alıyor. 21. yüzyılda Metaverse, sanal gerçeklik, yapay zekâ ve blockchain tabanlı dijital toplum kavramları giderek daha fazla gündeme gelirken, Log Horizon’ın sunduğu dünya, gelecekte sanal dünyalarda nasıl yönetimler kurulabileceğine dair felsefi bir laboratuvar deneyi.

Strateji ve Sosyoloji: Log Horizon’ın Toplum İnşası

İçinde yaşadığımız dünya binlerce yıl süren sosyal, ekonomik ve politik gelişmelerin sonucunda bugünkü şeklini aldı. Devletlerin, kurumların, yasaların ve ekonomik sistemlerin varlığı bir gecede oluşmadı. Log Horizon’ın sunduğu dünya da benzer bir süreci takip ediyor. Oyuncular önce hayatta kalmayı, sonra düzen kurmayı ve ardından bu düzeni sürdürülebilir hâle getirmeyi öğrenmek zorunda. Bir MMORPG oyunu aslında yalnızca savaşlar, seviye atlamalar ve maceralardan ibaret değildir. Bir oyuncunun dünya içinde yaşayabilmesi için ekonomi, hukuk, ticaret, sosyal hiyerarşiler ve siyasi organizasyonlar gibi unsurların da çalışması gerekir. İşte Log Horizon’ı diğer MMORPG temalı animelerden ayıran en büyük özelliği de burada ortaya çıkıyor. Bu unsurları derinlemesine ele alarak bir toplumsal sistem kurguluyor. Oyunun başlangıcında, Elder Tale dünyasında bir anarşi hâkim. Oyuncular ilk başta bir tür “vahşi batı” ortamında, gücün kuralları belirlediği bir düzende hayatta kalmaya çalışıyor. Bir süre sonra, güçlü loncaların ve etkili liderlerin ortaya çıkmasıyla bir tür sosyal düzen kurma ihtiyacı da doğuyor.

MMORPG temalı animelerde genellikle en güçlü oyuncu lider olur. Ama burada Shiroe, fiziksel gücüyle değil, stratejik zekâsı ve sistem kurucu yetenekleriyle kendini gösteriyor. Shiroe’nin liderliği klasik “kahraman” figüründen oldukça da farklı. Bireysel zaferlere değil, kolektif stratejiye odaklanıyor. Düşmanlarını doğrudan yenmek yerine, onları oyunun kurallarını değiştirerek etkisiz hâle getiriyor. Kaba kuvvetten ziyade ekonomik ve diplomatik yollarla bir toplum inşa etmek istiyor. Aslında bu da bizi Civilization tarzı bir yapıya sürüklüyor. Bu noktada Shiroe, Platon’un “Filozof Kral” modeline benzeyen bir yönetici tipi olarak hikâye içerisinde ortaya çıkmaya başlıyor. Platon’un “Devlet” adlı eserinde bahsettiği gibi en bilge kişiler toplumları yönetmeli. Shiroe’nin de yaptığı tam olarak bu. Fiziksel gücüyle değil, bilgisi ve öngörüsüyle toplumu yönetiyor.

Bu durum tabii ki Shiroe’nin bir kahraman mı yoksa bir manipülatör mü olup olmadığını sorgulamamıza da yol açıyor. Çünkü Shiroe’nin yöntemleri bazen oldukça otoriterleşiyor. Örneğin, banka sistemini kontrol ederek ekonomiyi yönlendirmesi veya diğer oyuncuların haberi olmadan büyük kararlar alması, onun gerçekten “erdemli bir lider” olup olmadığı konusunda aklımızda soru işaretleri doğuruyor.

Devletleşme Süreci: Kaostan Düzen Kurmak

Devletleşme, toplumların kaostan düzene geçiş sürecidir. Log Horizon’ın başlangıcında, Elder Tale dünyası bir anarşi içindeydi. Oyuncular kendi başlarının çaresine bakarak hayatta kalmaya çalışıyordu. Güçsüz olanlar eziliryordu ve sistem, yalnızca gücün belirleyici olduğu bir yapıya dönüşmüştü. Ama böyle bir düzen sürdürülebilir olmaz. Zamanla, liderlik yeteneğine sahip kişiler öne çıkar, kurallar belirlenir, ticaret düzenlenir ve şehir yönetimleri kurulur. Bu süreç, tarih boyunca yaşanan devletleşme evreleriyle birebir örtüşür. Hobbes’un “Doğa Durumu” teorisine göre, insanlar kendi başlarına bırakıldığında güçlü olan hayatta kalır, ancak uzun vadede kaos hüküm sürer. Elder Tale’de de benzer bir düzen kurulmuştur. Fakat Shiroe, klasik kahramanların aksine gücünü fiziksel savaşlarla değil, sistemin işleyişini değiştirerek elde ediyor. Oyunun başlangıcındaki serbest piyasa düzeni, zamanla daha organize bir ekonomik modele dönüşüyor. Oyuncular, istikrar ve güvenlik karşılığında özgürlüklerinden feragat ediyor. Bu noktada, Rousseau’nun “Toplumsal Sözleşme” anlayışı da devreye giriyor.

Kaostan çıkışın tek yolu, bireylerin belirli kurallara uymayı kabul etmesidir. Shiroe ve diğer liderler, bu kuralları oluşturarak düzeni sağlamıştır. Ancak bu düzenin ne kadar adil olduğu tartışılır. Sistemi yönetenler, gerçekten herkesin yararına mı hareket eder, yoksa belirli bir grubun çıkarlarını mı korur, bilemeyiz. Akihabara’da kurulan ekonomi düzen, oyunculara işlevsel bir sistem sunsa da büyük loncaların gücünü artırmıştır. Özgürlük ve denetim arasındaki bu hassas denge, toplumların nasıl şekillendiğini gözler önüne serer. Bu noktada, Foucault’nun güç teorileri de bize merhaba der. Görünürde zorunlu olmayan kurallar, gerçekte bireyleri belirli bir sisteme bağımlı hâle getirmiştir. Shiroe, açık bir baskı mekanizması uygulamasa da ekonomik kontrolü elinde tutarak düzeni yönlendirmiştir. Oyuncular, sistemin içinde kalmak zorunda olduklarını fark etmeden kurallara uyum sağlamaya başlamıştır. Böylece, toplum “kendi rızasıyla” yönetilirken aslında görünmez bir denetim mekanizması içinde sıkışır.

Elder Tale’de yaşananlar, modern devletlerin nasıl işlediğine dair düşündürücü bir metafor sunuyor. Toplum düzeni oluşturulurken bireyler, farkında bile olmadan sistemin bir parçası hâline geliyor. Bugün de birçok ülkede vatandaşlar, ‘özgürlük’ adı altında ekonomik veya politik düzenin içine hapsoluyor. Seçme şansımız varmış gibi görünse de, aslında hangi sistem içinde hareket edeceğimizi belirleyenler hep en tepedeki güç sahipleri oluyor.

Kahraman Miti ve Liderlik: Shiroe‘nin Yolu

Her hikâye bir kahramanı anlatır. Geleneksel hikâyecilikte kahraman, fiziksel gücüyle ya da cesaretiyle öne çıkar. Log Horizon ise bu kalıbı ters yüz ederek liderliği farklı bir perspektiften ele alıyor. Güçlü savaşçıların, destansı dövüş sahnelerinin ya da cesur meydan okumaların ötesinde, zekânın ve stratejinin nasıl bir liderlik modeli yaratabileceğini gösteriyor. Shiroe ne en güçlü savaşçı ne de karizmatik bir kahraman figürü. Kılıcını değil, zekâsını kullanarak yönetiyor. Olayların akışına kapılıp kendini bir lider olarak bulmuyor, bilinçli olarak bu rolü üstleniyor ve oyunun kurallarını değiştirmeye karar veriyor. Kahramanlık mitiyle oynarken liderliğin geleneksel algısını da kökten sarsıyor. Kirito gibi bireysel zaferlere dayalı bir anlatının içinde değil. Olayların merkezinde ama perde arkasında hareket ediyor. Doğrudan savaşmak yerine insanları yönlendirip hamlelerini önceden hesaplayarak ilerliyor. Plan yapıyor, bilgi topluyor, dengeleri gözden geçirip sonunda da karar veriyor.

Yazının başında bahsettiğimiz gibi, Platon’un “Filozof Kral” anlayışına yaklaşan bir yönetici profili çiziyor bizlere. Güç kullanmak yerine akıl ve bilgiyle hareket etmek, uzun vadeli düşünerek stratejik hamleler yapmak en büyük erdem kabul ediliyor bu yaklaşımda. Platon’un ideal yöneticisi, halkın iyiliğini ön planda tutan, adaletle hareket eden bir liderdir. Gerçek dünyadaysa hiçbir lider tamamen tarafsız ya da bilge bir yönetici olamıyor ne yazık ki. Gerçek dünya olmasa da, yine de Shiroe’nin liderliğini de bu açıdan sorgulamak gerek. Oyun içindeki düzeni sağlamak için aldığı kararlar, her zaman açık ve doğrudan değil. Bilgiye sahip olduğu için avantajlı ve bunu paylaşmak yerine gerektiğinde manipülasyona başvurarak kontrolü elinde tutmayı tercih ediyor. İnsanların özgür iradeden ziyade, farkında olmadan onun çizdiği yolda ilerlemesini sağlıyor.

Bu noktada Machiavelli’nin “Prens” modeli de sahneye çıkıyor. Rönesans düşünürü Niccolò Machiavelli, bir liderin her zaman iyi olmak zorunda olmadığını, gerektiğinde manipülasyon ve güç oyunlarıyla iktidarını koruması gerektiğini savunur. Shiroe’nin yöntemleri de bu bakış açısıyla örtüşüyor. İnsanların kararlarını doğrudan yönlendirmese de onlara belirli seçenekler sunup sonucun istediği şekilde gelişmesini sağlıyor. Loncalar arasındaki güç dengelerini yönetirken, ekonomi ve bilgiyi elinde tutarak kontrolü kaybetmemeye özen gösteriyor. Machiavelli’nin Prensi, kişisel çıkarlarını korumak adına gerektiğinde acımasız bir yönetim sergilemesini de savunur. Shiroe ise toplumun refahı için benzer yöntemleri kullanıyor, kendisi için değil. Aldığı kararların her biri belirli bir amaca hizmet ediyor. Şeffaflığı tartışılsa da oyun dünyasındaki sistemin çökmesini önlemek için dengeyi kuruyor.

Shiroe’nin liderliği yalnızca politik bir strateji değil, modern yönetim anlayışına dair bir eleştiri olarak da görülebilir. Liderlik tarzı, modern dünyadaki büyük teknoloji şirketlerinin liderleriyle de benzerlik gösteriyor. Google, Facebook (Meta) veya Tesla gibi şirketlerin başındaki isimler de tıpkı Shiroe gibi, bilgiyi ve sistemi kontrol ederek otoritelerini güçlendiriyor. Açık bir baskı ya da zorlayıcı bir otorite birçok ülkede yok ve kurallar bireyleri belirli davranışlara yönlendiriyor. Shiroe de tam olarak bunu yapıyor. Yönetiminde otoriter bir baskı mekanizması yok ama sistemin dışına çıkıldığında kaybedilecek çok şey var.

Karl Marx Perspektifinden Log Horizon

Ekonomi, bir oyunun yalnızca mekaniğini değil, toplumsal yapısını da belirleyen en önemli unsurlardan biridir. MMORPG dünyalarında oyuncuların hayatta kalması, üretim yapması ve ticaret gerçekleştirmesi için ekonomik sistemler oluşur. Kaynaklar sınırlıdır, arz ve talep dengesi fiyatları belirler, iş bölümü kendiliğinden doğar. Zamanla, güçlü oyuncular ekonomi üzerinde hâkimiyet kurarken, daha zayıf olanlar sistemin dışına itilir. Elder Tale’de de ekonomi bu döngüye uygun şekilde gelişti. Başlangıçta doğal kaynaklara dayalı bir sistem varken, zamanla ticaretin genişlemesiyle meslekler ortaya çıktı. Büyük loncalar da gücü ele geçirerek piyasayı kontrol etmeye başladı.

Tarih boyunca ekonomik yapıların evriminde benzer bir süreç yaşanmıştır. Karl Marx’ın kapitalizm eleştirisi de bundan bahseder… Emek gücünü yaratanlar zamanla ekonomik kontrolü kaybeder, zengin ve güçlü gruplar düzeni belirler. Elder Tale’de de loncalar, oyuncuların emeğini kullanarak sermayeyi elinde tutan şirketler gibi hareket etmiştir. Gelir eşitsizliği arttıkça bağımsız ticaret yapmak zorlaşmıştır ve ekonomik özgürlük giderek azalmıştır. Shiroe, ekonomiyi düzenlemek için müdahale ediyor hikâyede. Bankacılık sistemini kurarak para dolaşımını kontrol altına alıp ticareti kurallara bağlamaya ve serbest piyasanın kaosa sürüklenmesini engellemeye çalışıyor. Ancak bu düzenlemeler, büyük loncaların gücünü daha da arttırıyor. Ekonomik sistem istikrar kazanırken, rekabet zayıflayıp güç sahipleri daha da güçleniyor. Ekonomik hiyerarşi de derinleşiyor.

Bu dinamikler, günümüz dijital ekonomileriyle de örtüşüyor. Metaverse projeleri, NFT ticareti ve blockchain tabanlı sistemler, dijital kapitalizmin yeni biçimlerini oluşturuyor. Büyük şirketler sanal dünyalar içinde ekonomik güç merkezleri kurmaya başladı bile. Elder Tale’deki loncaların ticareti kontrol etmesi, Metaverse içindeki büyük şirketlerin piyasaya yön vermesiyle benzer. Gerçek dünyada olduğu gibi, dijital dünyalarda da güç ekonomiyi şekillendiriyor, kaynak dağılımını belirliyor ve bireysel özgürlüklerin sınırlarını çiziyor. Bu nedenle Log Horizon’ın sunduğu ekonomik yapı, yalnızca oyun içi bir sistem değil, kapitalizmin işleyişine dair bir eleştiri niteliği taşıyor. Serbest piyasanın özgürlük vaadi, aslında yeni güç hiyerarşileri yaratırken, ekonomi içindeki eşitsizlikleri sürekli yeniden üretiyor. MMORPG içinde simüle edilen ekonomi, dijitalleşen dünyada yaşanabilecek dönüşümlerin bir ön izlemesi gibi çalışıyor.

Log Horizon’ın Gelecek Okuması ve Öngörüleri

Günümüzde Metaverse, yalnızca eğlence odaklı bir proje olmaktan çıkıp sanal mülkiyet hakları, dijital ekonomi ve merkeziyetsiz yönetim modelleri gibi kavramlarla gerçek bir alternatif evrene dönüşüyor. Elder Tale’de oyuncuların fiziksel bedenlerinden koparak yeni bir toplumsal yapı inşa etmeleri de dijitalleşen dünyadaki devletleşme süreçleriyle benzerlik taşıyor. Oyuncular bireysel varlıklarını korumaya çalışırken, sistem içinde hayatta kalabilmek için bir düzene uyum sağlamak zorunda kalıyor. MMORPG ekonomilerinin zamanla gerçek para ile ticaret yapmaya başlaması gibi, sanal dünyaların da ekonomik bir gerçekliğe dönüşmesi kaçınılmaz hâle geliyor.

Yapay zekâ teknolojilerinin gelişimiyle birlikte, insan kontrolünün ötesine geçen dijital toplumlar fikri giderek güçleniyor. Log Horizon’ın dünyasında NPC’lerin bilinç kazanmaya başlaması, yapay zekânın yalnızca birer araç mı, yoksa hak talep edebilecek bireyler mi olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Gerçek dünyada da yapay zekâ giderek daha bağımsız hâle geliyor. Chatbot’lar, yapay zekâ destekli asistanlar ve otonom sistemler, NPC’lerin Elder Tale’deki evrimini anımsatıyor. Bir gün gerçekten bir yapay zekâ kendi haklarını talep ettiğinde, onu yalnızca bir program olarak görmeye devam edebilecek miyiz? Log Horizon’ın sunduğu bu distopik senaryo, belki de tahmin ettiğimizden çok daha hızlı bir şekilde gerçeğe dönüşüyor.

Dijital toplumların gelişimi, yalnızca bireylerin sanal dünyalardaki varlıklarını değil, merkezi yönetim ile bağımsız topluluklar arasındaki güç mücadelesini de yeniden şekillendiriyor. Estonya gibi ülkeler dijital vatandaşlık programlarıyla fiziksel sınırlardan bağımsız kimlikler sunarken, kripto ekonomileri merkezi yönetim anlayışına alternatif modeller oluşturuyor. Elder Tale dünyasında oyuncuların fiziksel dünyadan koparak sanal devlet kurmaları, dijitalleşen toplumların gelecekte nasıl işleyebileceğine dair bir önizleme sunmuştu bizlere. Ekonominin, ticaret sistemlerinin ve yönetim organlarının fiziksel dünyadaki gibi şekillenmesi, sanal toplumların da devletleşmeye doğru evrildiğini gösteriyor.

Büyük şirketler ve hükûmetler, sanal dünyaların kontrolünü ele geçirme yarışına çoktan girdi. Veri güvenliği ve sansür politikaları sıkılaşırken, Meta, Microsoft ve Google gibi dev şirketler kendi dijital ekosistemlerini kurarak Metaverse’i şekillendirmeye başladı. Kripto para ve blockchain tabanlı teknolojiler merkezi hükûmetlerin ekonomik kontrolüne alternatif yaratırken, bu yeni düzenin gerçekten özgür olup olmayacağı sorusu akıllarda yer etmeye devam ediyor. Elder Tale dünyasında da benzer bir güç mücadelesi yaşanıyor. Shiroe gibi liderler sanal dünyayı yönetmek için yeni kurallar koyarken, ekonomik gücü elinde tutan büyük loncalar küçük oyuncular üzerinde hâkimiyet sağlıyor. NPC’lerin bilinç kazanarak sistem içinde hak talep etmeye başlaması, dijital bireylerin gerçek dünyadaki statüsü hakkında yeni tartışmalar başlatıyor.

Log Horizon’ın hikâyesi, geleceğin dijital toplumları hakkında düşündüren bir bilimkurgu. Sanal dünyaların özgürlük mü, yoksa yalnızca yeni bir güç hiyerarşisi mi yaratacağı, ekonomik eşitsizliklerin dijital evrenlerde de mi süreceği ve yapay zekâların bir gün toplumun bir parçası olup olamayacağı gibi konular, hikâyenin temel yapı taşlarından. MMORPG ekonomilerinin Metaverse’in erken aşamalarını yansıtması, NPC’lerin bilinç kazanarak yapay zekâ haklarını gündeme getirmesi ve dijital vatandaşlığın fiziksel dünyadaki kadar önem kazanmaya başlaması, Log Horizon’ın sunduğu gelecek tasvirinin yalnızca bir kurgu olmadığını da gösteriyor. Gerçeklik algımız değişiyor. Fiziksel dünya ile dijital dünya arasındaki sınır, belki de önümüzdeki yıllarda tamamen ortadan kalkacak. Log Horizon’ın bize sunduğu şey, yalnızca bir MMORPG değil, aynı zamanda insanlığın ne yöne gideceğine dair bir uyarı da.

Log Horizon ve İnsanlığın Dijital Evrimi

İnsanlık, tarih boyunca yeni dünyalar keşfedip toplumsal yapılar kurarak varlığını sürdürdü. Avcı-toplayıcılıktan bilgi çağına kadar her aşama, insanın kendini ve çevresini dönüştürme sürecini yansıttı. Şimdi ise dijitalleşmeyle birlikte fiziksel gerçeklikten bağımsız bir yaşam kurma fikri hiç olmadığı kadar mümkün hâle geldi. Log Horizon, bir MMORPG hikâyesi olmanın ötesinde dijital toplumların nasıl şekilleneceğine dair bir düşünce deneyi. Oyuncular Elder Tale’de tamamen özgür olduklarını sanarken, kısa sürede bir düzen ihtiyacı doğmuştu. Kaosun hüküm sürdüğü bir dünyada güçlüler avantaj sağlarken, zayıflar sistemin dışında kalıyor. Özgürlük ve düzen arasındaki denge, bireyler için ne anlama geliyor?

Dijitalleşme, yalnızca bireylerin yaşam biçimlerini değil, güç dengelerini de değiştiriyor. Metaverse projeleri, sanal devlet modelleri ve yapay zekâ yönetimli toplumlar, fiziksel dünyaya alternatif olmaya başladı bile. Elder Tale’de NPC’ler, zamanla bilinç kazanarak kendilerini birey olarak tanımlamaya başlıyor. Gerçek dünyada yapay zekâlar da aynı yolu izleyebilir mi? Teknoloji geliştikçe büyük şirketler ve devletler, sanal dünyaların kontrolünü ele geçirmeye çalışıyor. Gerçek dünyada teknoloji devleri kendi ekosistemlerini kurarak insanları belirli platformlara bağımlı hâle getirirken, Elder Tale’de de Shiroe’nin düzeni kontrol altına alma süreci benzer bir dinamik taşıyor.

Log Horizon, dijital toplumların sunduğu fırsatlarla birlikte taşıdığı riskleri de gözler önüne seriyor. Sanal dünyalar gerçekten özgürlük mü vadediyor, yoksa yalnızca daha incelikli bir kontrol mekanizması mı yaratıyor? Dijitalleşmenin ekonomi ve toplumsal eşitsizlikleri nasıl yeniden ürettiği sorusu, geleceğe dair en büyük belirsizliklerden biri olmaya devam ediyor. Tarih boyunca her yeni teknolojik dönüşüm, yeni sorunları ve güç dengelerini beraberinde getirdi. Tarım devrimi sanayi çağını, sanayi devrimi bilgi toplumunu hazırladı. Şimdi ise insanlık, dijital çağında. Gerçekliğin sınırları yeniden çizilirken, insanlık kendi yarattığı sanal dünyalarda özgürlüğü mü bulacak, yoksa yalnızca yeni bir sistemin içinde mi sıkışacak? Log Horizon’ın sunduğu dünya için insanlığın gelecekte yaşayacağı gerçekliğin erken bir taslağı da diyebiliriz.

Yazar: Ceren Demirkılınç

Ürün tasarımcısı. 10 yıldır yapay zekânın bilişsel gelişimi üzerine çalışmalar yapıyor. Teknoloji alanında çalışmayı, bilimsel gelişmeler üzerine düşünüp yazmayı seviyor. Robot hakları aktivisti. Çeşitli yerlerde öyküleri, kitap eleştirileri yayımlandı. Yaşamını kedileri ile seyahat ederek sürdürüyor.

İlginizi Çekebilir

modern insan yanilgi

“Modern” İnsan bir Yanılgı mıdır?

“Her çağın insanı kendini ‘modern’ diye tanımlar; bu durum insanlığın tarih boyunca kendini geçmişten üstün …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin