Buğra Şendündar

1979 İstanbul doğumlu. Sinemaya olan ilgisi daha yedi yaşındayken dedesiyle sabahlara kadar film izlemekle başlar. Daha önce çeşitli mecralarda sinema üzerine makale ve eleştiriler kaleme aldı. Günümüzde, Bilimkurgu Kulübü'nde yazarlık serüvenine devam ediyor. Ona göre sinema, insanın kendini keşfetmesidir.

4/26: Alien Günü ve Hatırlattıkları

Twentieth Century Fox Film Şirketi‘nin bu yıl yapmış olduğu resmi duyuruyla, bundan sonraki her 26 Nisan Alien Günü olarak kabul edilecek. Olayın resmiyet kazanmış olması Alien evrenine hayran kitleler için mutluluk verici bir haber. Alien (1979) ve Aliens’ta (1986) hikaye, Lv-426 ismindeki uydu gezegende geçmekteydi. Gezegen, ilk filmde hikayenin bir kısmında yer alırken, ikinci filmin tamamında yer almıştı. 4/26 tarihi, bu gezegenin …

Devamını gör »

İstila Korkumuz: War of the Worlds

H.G Wells’in 1898’de yayımladığı unutulmaz romanı The War OF The Worlds (Dünyalar Savaşı), popüler anlamda yükselişini, Orson Welles’in 1938 yılında radyoda yapmış olduğu bir sunum neticesinde kazandı diyebiliriz. Welles’in, Marslıların Dünya’yı işgalini konu olan radyo tiyatrosu o kadar inandırıcıydı ki, programı dinleyen çoğu Amerikalı anlatılanların gerçek olduğuna inanıp kısa süreli bir panik yaşamıştı. Daha sonra roman sinemaya ilk olarak 1953 yılında Byron Haskin yönetiminde uyarlandı. …

Devamını gör »

Sinemanın Geleceği

Sinema sanatında teknolojiyle en çok içli dışlı olan tür bilimkurgudur. 7. sanat zaten teknik gelişmenin sonucunda ortaya çıkmıştır. İngiliz fotoğrafçı Eadweard Muybridge, 1878’de birden fazla kamerayla bir yarış atını fotoğrafladı. Bunu yapmasındaki amaç, çekilen resimleri birleştirerek ilk hareketli görüntüyü oluşturmaktı. Kamera teknolojisinin daha sonra daha da gelişmesiyle Lumiere Kardeşler, 1895’te ilk halka açık sinema gösterisiyle yeni bir kitle sanatı yaratmışlardı. …

Devamını gör »
wall_e

Tüketim Toplumu Eleştirisi: Wall-E

Geçmişten günümüze kadar olan süreçte animasyon yapımlarının salt küçük izleyici kitlesine yönelik olarak yapılmadıklarını ve tüm izleyicilere hitap eden bir değişim geçirdiğini görüyoruz. Yetişkin kitlenin de ilgisini çekmesindeki en büyük etkenlerden biri de, hiç kuşkusuz uzak doğu animasyon sinemasıdır. Uzak doğu animelerinin dikkat çeken özelliğini, sinemasal derinlikleri oluşturuyor. Katsuhiro Ohtomo’nun 1988’de gerçekleştirdiği Akira’nın günümüz animasyonlarına katkısı büyük. Geleceğin Tokyo’sunda, 3. …

Devamını gör »
Iron Sky

Nazilerin UFO’ları: Iron Sky

Iron Sky (2012), Finlandiyalı yönetmen Timo Vuorensola’nın ilk uzun metrajlı filmi. Yönetmen, 2005 yılında kotardığı Star Wreck: In The Pirkinning isminde kısa filmiyle dikkat çekti. Finlandiya, Almanya ve Avustralya ortak yapımı olan Iron Sky, yapımı birkaç yıla yayılan bir sürecin eseri. Yapımda, stüdyolardan bağımsız yapıldığı için, gerekli bütçenin toparlanması uzun zaman almış. Iron Sky, farklı görselliğiyle dikkat çekiyor. Sky Captain And The World of Tomorrow’da …

Devamını gör »
Metropolis

Her Devrin Filmi: Metropolis

Avusturya doğumlu yönetmen Fritz Lang’ın Metropolis’i için rahatlıkla her devrin filmi diyebiliriz. Günümüz bilimkurgu sinemasının yapı taşlarını oluşturmuş olan yapım; incelikli dekorları, sanat tasarımı, deneysel yönetmenlik anlayışı, sistem eleştirisi yapması ve totaliter bir rejim sunmasıyla zamanının hayli ötesindeydi. Lang, 1927 yıllında eserini o güne kadar görülmemiş büyüklükte bir bütçeyle hazırladı. Geleceğin dünyasını konu alan yapımın karanlık bir duruş sergilediği söylenebilir. Bu görkemli yapımı …

Devamını gör »

Göstergeler Sanatı

Sinema izleyicisi, sinemanın kuruluşundan günümüze kadar, farkında olarak ya da olmayarak çeşitli eserlerde sayısız kod ve göstergeye şahit oldu. Sinemanın ilk alt metinleri, Auguste ve Louis Lumiere kardeşlerin 28 Aralık 1895’te gerçekleştirdiği ilk sinema gösterimiyle izleyiciye sunulmuştu bile. Hayattan çeşitli kareleri içinde barındıran, birbirinden bağımsız kısa filmlerin oluşturduğu bu gösteri, o güne kadar fabrikadan çıkan işçileri ya da bir trenin …

Devamını gör »

Sinemaya Yön Vermiş Bir Klasik: 2001: A Space Odyssey

Stanley Kubrick (1928-1999), gerçekleştirdiği tüm başyapıt düzeyindeki filmleri ile sinema sanatına gerçek anlamda yön vermiş büyük bir isim. Kariyerinde çok fazla yapım vermemesinin nedeni, kuşkusuz mükemmeliyetçi olan tavrında yatıyor. Herhangi bir filmini izlediğimizde her bir planın ince bir simetriyle bezenmiş olduğunu, oyuncu yönetimi, senaryo ve sanat yönetimindeki kusursuzluğu göze çarpıyor. Eserlerinde mükemmeli yakalayana kadar sayısız tekrar çekimden de kaçınmaz. İlk ciddi …

Devamını gör »

Sinemanın Ünlü Canavarları

En temel korku kavramlarından biri olan “canavar” olgusu, tartışmasız sinemanın da en büyük ilham kaynaklarından biri. Sinemanın, kuruluşundan itibaren birçok farklı türlere ayrılmasıyla birlikte, korku, macera, komedi ve bilimkurgu alanında değişik canavarlarla karşılaştık. Korkmayı ve korkutulmayı seven sinema izleyicisi için canavar teması her daim çekiciliğini korumuştur. Özellikle felaket sonrası distopya öykülerinde, nükleer felaket sonrasın mutasyonları ve yabancı gezegenlerdeki yaratıkları sıkça …

Devamını gör »

Gömülü Bir Hazine: The Black Hole

Walt Disney’in eserler üzerindeki politikası, belli bir katarsis yapıya, çarpıklık içeren ilişkilerin gösterilmemesine ve mutlu sonla bitirilmesi esasına dayanır. Günümüzde de Disney’in kendi yapımlarındaki bu kurallar geçerlidir. Disney yapımı olan son Star Wars filmi The Force Awakens’in devamını konu alacak sonraki iki bölümün, çok daha karanlık (en azından bizim beklediğimiz kadar) olmayacağını düşünebiliriz. Ne ilginçtir ki bazı Disney animasyon yapımlarının …

Devamını gör »