Can Kaçan

Asimov ve Stargate hayranı...

Tek Romanla Ölümsüzleşen Bir Yazar: Walter M. Miller Jr.

Walter M. Miller, JR. 1961 yılında Hugo Ödülü kazanan ünlü distopyası A Canticle for Leibowitz (Leibowitz İçin Bir İlahi, İthaki) ile tanınır. Bu, Miller’ın hayatta olduğu süre içinde yayımlanan tek romanıydı. İkinci romanı Saint Leibowitz and the Wild Horse Woman, 1997 yılında ölümünden sonra ortaya çıktı. Her ikisi de Miller’ın dini kaygılarını ve sahip olduğu karamsar Spenglerian vizyonunu yansıtıyordu. Bu vizyona …

Devamını gör »

Star Trek X: Nemesis

Star Trek serisinin 10. sinema ayağı olan Nemesis, bilimkurgu/macera olarak ele alındığında izlenmesi keyifli ve eğlenceli bir film. Ancak birçok tanıdık yüzün varlığına rağmen, filmi Star Trek evrenine ait hissetmekte zaman zaman zorlanabiliyoruz. Örneğin kahramanlar gerçek bir Star Trek karakteri duygusu veremiyor. Elbette her zamanki gibi görünüyorlar, ancak belli başlı anlar dışında Atılgan’ın sevilen ekibi yerine, herhangi bir amaç için …

Devamını gör »

Star Trek IX: Insurrection

Peşi sıra gelen kötü filmlerden sonra Star Trek: First Contact, bu başarısızlık algısını kırmış ve adeta seriyi küllerinden yeniden canlandırmıştı. Elbette First Contact’in başarısı, serinin 9. filmi olan Star Trek: Insurrection için de beklentileri yükseltmişti. Hem Trekkie’ler hem de sıradan sinemaseverler için iyi haber, Jonathan Frakes‘in tekrar yönetmenlik koltuğuna oturmasıydı. Frakes, önceki filmin eğlence seviyesini korumuş ve üstüne akıcılığı ve …

Devamını gör »

Star Trek VIII: First Contact

Star Trek film serisinin on yedi yıllık geçmişinde ilk kez Kaptan Kirk yoktu. Serinin sekizinci sinema filmi Star Trek: First Contact, iki yıl önceki Star Trek: Generations filminde izleyicilerle tanışan The Next Generation ekibinin maceraları üzerine kuruluydu. Özellikle hayal kırıklığı yaratan son üç filmin ardından, First Contact on yıldan daha uzun bir süredir gelen en eğlenceli ve başarılı Star Trek …

Devamını gör »

Star Trek VII: Generations

Oldukça özgün bir hikaye çizgisine, tanıdık karakterlere, birinci sınıf özel efektlere ve Kirk (William Shatner) ile Picard (Patrick Stewart) arasındaki uyuma rağmen, yedinci Star Trek filmi ile ilgili tatmin edici olmayan bir şeyler vardı. Sorun şu ki, Star Trek: Generations inkar edilemez biçimde büyük bir sinema filmi olsa da, çoğu zaman Next Generation televizyon dizisinin abartılı ve çift uzunlukta bir …

Devamını gör »

Star Trek VI: The Undiscovered Country

6 Aralık 1991’de, Atılgan’ın ilk ekibi son macerasına çıktı. Star Trek VI: The Undiscovered Country, Kaptan Kirk’ün kendi önyargılarıyla yüzleşmesini ve Klingon İmparatorluğu ile düşmanlıkların sona ermesini Berlin Duvarı’nın yıkılması için bir alegori olarak kullandı. Böylece gelmiş geçmiş en karanlık ve en bilindik Star Trek filmlerinden biri ortaya çıkmış oldu. Belirgin bir şekilde yaşlanan Atılgan ekibinin görünüşteki son yolculuğu olan …

Devamını gör »

Star Trek V: The Final Frontier

Leonard Nimoy‘un Star Trek filmleri hem eleştirmenler tarafından beğeniyle karşılanmış hem de ticari yönden başarılı olmuştu. Ancak serinin beşinci filmi The Final Frontier’in yönetmenlik koltuğuna bu sefer William Shatner oturuyordu ve bu değişiklik diğer bölümlerin kazandığı imtiyazları neredeyse yok ediyordu. The Final Frontier’da Yıldız gemisi Atılgan, sonsuz evrenin sonunu temsil eden ve daha önce hiç kimsenin gitmediği bir yere, efsanevi …

Devamını gör »

The Orville Karakterleri

Seth MacFarlane‘in uzay komedisi The Orville, geride bıraktığı üç sezonluk yayın macerası süresince ciddi meselelerle nasıl başa çıkılacağını bilen bir dizi haline geldi ve bunu yaparken güldürmekten de geri kalmadı. Hatta kısa süre içinde günümüzün ağır ve karanlık bilimkurgularından kaçanlar için eğlendirici bir buluşma noktasına dönüştü. Dizinin bu başarısında, oyuncuların ve hayat verdikleri karakterlerin payı çok büyük. Gelin, en son …

Devamını gör »

Star Trek III: The Search for Spock

The Search For Spock başlığına sahip bir filmde Spock’ın bulunmama gibi bir ihtimali zaten yoktu. Filmi Leonard Nimoy‘un yönettiği de göz önüne alındığında sorulması gereken asıl soru şu: Peki bu arayış keyif veriyor mu? Cevap, en azından hikaye akmaya başlayana kadar, evet. Malum, bir önceki The Wrath of Khan filminde Spock’ı kaybetmiş, hatta ardından duygusal bir veda töreni bile düzenlemiştik. …

Devamını gör »

Star Trek II: The Wrath of Khan

Spock‘ı diğer Star Trek karakterlerinden ayıran önemli bir özelliği vardır. O yarı insan, yarı Vulkan’dır ve davranışları da buna uygun olarak değişiklik gösterir. Vulcan mantık dsiplinine bağlı yaşamaya çalışsa da, zaman zaman insani tarafının önüne geçmekte güçlük çeker. Bu zamanlarda onu kendisinden beklenmeyecek davranışlar sergilerken izleriz. Karakterimiz, ikinci Star Trek filmi olan The Wrath of Khan‘da da böyle bir seçim …

Devamını gör »