Dolunayın aydınlattığı, Ege’nin dingin ve karanlık sularında, bir şişme botun içinde dört kişiydiler. İki yetişkin iki çocuk, ikisi kadın ikisi erkek. Halep’in kenar mahallelerindeki evlerini terk etmek zorunda kalmışlardı. Şu anki tek amaçları Avrupa’ya ulaşıp yeni bir hayat kurmaktı. Bir ay önce, Gaziantep’ten İzmir’e gelirlerken denizi ilk kez görmüşlerdi. O vakit, muhteşem mavilik onları kendisine hayran bırakmıştı. Şimdiyse ellerinde kürekler …
Devamını gör »