Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...
kuiper kusagi uydu

Kuiper Kuşağı Uyduları

Gelecekte eğer insanlar uzayı fethetmeye koyulursa, en cazibedar noktalar Jüpiter ve Satürn uyduları. Örneğin Titan, bugün bile astronomik boyutlardaki çabaya ve maliyete değer görülerek kapsamlı keşif çalışmalarının hedefi hâline gelmiş durumda. Bu gezegenlerin etrafında dolanan uyduların pek çoğu buz kaplı olsa da, yüzey altında akla hayale sığmaz büyüklükte okyanuslar saklıyor olabilirler. Belki de gelecekte oradaki okyanuslar hareketli su altı şehirleriyle …

Devamını gör »
Haumea

Haumea: Uzak, Tuhaf, Biçimsiz

Neptün, Güneş Sistemi’nin en uzak gezegeni. Tıpkı bir zamanlar Dünya’nın etrafını çevrelediğine inanılan o sonsuz okyanus gibi, bu mavi devin yörüngesi de bir nevi alışık olduğumuz Güneş Sistemi’nin sınırlarını çiziyor; sonrasında ise Kuiper Kuşağı var. Bu kuşak, Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasında kalan Asteroid Kuşağı’nı andırsa da çok ama çok daha büyük. Kupier Kuşağı adı verilen bu uçsuz bucaksız asteroid …

Devamını gör »
gezegen okyanus

Devon2B | Hüseyin Şimşek (Kısa Öykü)

Tüm koloni uyuyor. Bir kez daha erkenden uyandım. Herkes yataklarında, ortalıkta hiç insan yok, koskoca bir gezegen neredeyse bomboş. Serin rüzgârla ürperdim ve kıyıya doğru gece elbiselerimle yürüyorum. Orada, henüz şapkasını tam açmamış olan mantarıma yaklaşıp yavaşça oturdum. Mantar esnedi ve ağırlığım altında ezilerek yanlara doğru sünger gibi açıldı. Yine belim ağrıyordu. Mantarımı kırmamaya çalışarak ağırlığımı biraz daha verdim ve …

Devamını gör »
Oppenheimer

Oppenheimer ve Trajedinin Kutlu Ezgisi

Hindu kutsal kitabından alıntıladığı “İşte ben ölüm oldum, dünyaların yok edicisi” sözüyle akıllarda yer buldu Robert Oppenheimer. Öncesindeki ve sonrasındaki tüm fizikçilerden bir şekilde ayrılmayı ve özel bir kişilik olarak tanınmayı başardı. Kendisinin çelişkili hayatı ve yaptıkları, anlaşılmasını daha da zor hâle getirdi ve ortaya bir bilim insanından ziyade bir Hint prensini andıran bir karakter çıktı: Atom bombasının babası, dünyaların …

Devamını gör »
oyku hafiza silme

Aşırı Yüklenme | Anar Shahverdiyev (Kısa Öykü)

“Lütfen rahatınıza bakın. Sonuçlar hazır olduğunda size haber verilecek.” Sol elinin avucuyla şakağına baskı yapıyordu. “Ne kadar sürer?” “Yaklaşık iki saat. Uyumak isterseniz ışığı kapatabilirsiniz.” “Yok, kalsın.” Hemşire, kafasını hafifçe sallamakla yetindi. Odadan çıkarken de bir süredir elinde bulundurduğu küçük beyaz kulaklığı takmak için zaman kaybetmedi. Demir, cama yaklaştı. Yirmi iki yıldır yaşadığı şehrin görüntüsü ilk kez canlı kanlı, gözlerinin …

Devamını gör »
genetik

Darboğaz | Berkay Oğuz Aykan (Kısa Öykü)

Yeni doğan bir bebeğin neredeyse bütün özelliklerinin değiştirilebildiği Genetik Çağ’da Baturay’ın ebeveynleri yalnızca isminde söz sahibi olmuştu. Oğlunun akranlarından geri kalmasına içerleyen Erkan, Baturay’a birinci yaş gününde bir bultak oyuncak almış, işinden geriye kalan zamanı oğluna temel geometrik şekilleri öğretmeye ayırmıştı. Ama nafile. Baturay, babasının çabalarına rağmen canlı renkleriyle büyülendiği bu basit oyuncağı kavramakta zorlanmıştı. Bir bahar akşamı, pazar günü, …

Devamını gör »
Panoptikon

Panoptikon | Ahmet Çağrı Karaca (Kısa Öykü)

Sadece on dakika kalmıştı. Kendisine verilen evrakları okumayı bırakıp bir kenara koydu. Evraklarda cezasının ne şekilde infaz edileceği uzun uzun anlatılmıştı. Gözüne arka kapaktaki yazı takıldı. “Gizlilik ortadan kaldırılarak elde edilen şeffaflık, utanma duygusunu yeniden bireylere yerleştirerek güven dolu toplumu mümkün kılar.” Adalet Bakanı’nın, Panoptikon Yasası mecliste tartışılırken yaptığı konuşmadan bir alıntıydı. O zaman nasıl uygulanacağını tam anlamasa da kendisi …

Devamını gör »
kilic ve gezegen

Maceracı Bir Bilimkurgu Alt Türü: Kılıç ve Gezegen

Kılıç ve Gezegen kavramı, ilk olarak Amerikalı bilimkurgu editörü Donald A. Wolheim tarafından altmışlı yıllarda ortaya atılmış olsa da kökenleri 1880’lere kadar uzanmaktadır. Alt türün adı, ileri teknolojiye sahip gezegenlerde ya da uzay ortamında kılıç gibi ilkel aletlerle yüz yüze dövüşen insanlardan gelmektedir. Zaten adı ziyadesiyle açıktır ve muhtemelen aklınıza gelebilecek en ünlü örneği Yıldız Savaşları’dır. Orada da kılıcın üstün …

Devamını gör »
edgar allan poe

Sıkılmanın Doğası Üzerine | Emrecan Doğan (Kısa Öykü)

Günümüzde stres ve gerginlik galaksinin her yerinde rastlanabilen ciddi ve toplumsal sorunlar arasındadır. – Otostopçunun Galaksi Rehberi, Douglas Adams Sıkılmak, telepatik bir enerjidir. Bu bilimsel bir gerçektir ve kanıtlıdır. Sıkılmanın bir enerji türü olduğu 31. yüzyılın tuhaf Pluton kolonisine mensup bilim insanlarından Edgar Richies tarafından yazılan “Sıkılma Duygusunun Doğasına Dair Tespitler” başlıklı makalesinde uzun uzadıya anlatılır. Ancak bu makaleyi genişleterek …

Devamını gör »
alan turing

Alan Turing’in 1951 Tarihli BBC Konuşması: Sayısal İşlemciler Düşünebilir mi?

Sayısal işlemciler (bilgisayarlar) sıklıkla mekanik beyinler olarak tanımlanmıştır. Muhtemelen bilim insanlarının çoğu bu tanımı medya abartısı olarak alacaktır ama bazıları için bu gerçek bir sorudur. Bir matematikçi karşıt görüşü oldukça güçlü bir ifadeyle yüzüme karşı dile getirdi, “Bu makinelerin beyin olmadığı söyleniyor, ama sen de ben de biliyoruz ki öyleler.” Bu konuşmada çeşitli olası bakış açılarının arkasındaki fikirleri açıklamaya çalışacağım, …

Devamını gör »