Büyükbaba Ford, çenesi ellerinde, elleri bastonunun tepesinde dinlenerek, odaya hakim konumdaki yetmiş ekran televizyona nemrut nemrut bakıyordu. Ekranda bir haber spikeri günün olaylarını özetliyordu. Her otuz saniyede bir, Büyükbaba bastonun ucuyla yeri dürtüp bağırıyordu, “Yahu, biz bunu yüz yıl önce yaptıydık!” Emerald ile Lou balkondan ve MS 2185’in nadir bulunan cevherini -mahremiyeti- arayışlarından dönüp de salona geldiklerinde artık son sıraya …
Devamını gör »