Edward Teller (1908-2003), hakkında doğru düzgün Türkçe kaynak olmayan fakat her insanın bilmesi gereken bir bilim adamıdır. Hiçbir şeyden haberi olmayan kitlelerden değil de, dünyayı daha iyi anlamaya çalışan insanlardan olmak istiyorsak, ününe veya popülerliğine bakmadan tarihte kırılma anları yaşatmış bilim adamlarını daha iyi araştırmalıyız. Benim asıl alanım fen bilimler değil, ama biliyorum ki fen ve sosyal bilimler gibi alanlar artık …

Stargate Atlantis‘in on parmağında on marifet Pegasuslusu Teyla Emmagan, daha çok keşif ekibinin diplomatik öncüsü olarak karşımıza çıkar. Dizinin ilk bölümünden son bölümüne kadar Dünyalıların yanında olmuş ve yabancılarla ilişkileri mümkün olan en insancıl biçimde yönetmiştir. Stargate SG-1’den hatırlayacağımız üzere, efsanevi Atlantis şehrinin geçit adresinin elde edilmesiyle kendini keşfe ve maceraya adamış bir ekip, neyle karşılaşacaklarını bilmeksizin geçitten geçip Pegasus …

Bu yazımızda başlangıçlardan bahsedeceğiz. Daha doğrusu bilimkurgunun kitaplardan çıkıp önce sinemalara, daha sonra da televizyona ve nihayetinde de hayatımızın neredeyse her noktasına nasıl ulaştığını konu edeceğiz. Hemen her şey gibi, bilimkurgunun da kitap sayfalarından, aylık ve haftalık dergilerden çıkmasının, hızla popüler olmasının bir başlangıcı var. Ve o başlangıca ulaşmak için önce küçük bir zaman yolculuğu yapmamız gerekiyor. Bu yolculuğa var …

Sovyet sanatçılar yeryüzünde bir işçi sınıfı ütopyası oluşturma hayaliyle yetinmemiş ve uzayda da büyük komünist düzenin diğer dünyalara ulaşacağı hülyalarına dalmıştı. Bu galerimizde uzaydaki komünist yaşamı tasvir eden konsept tasarımlar ve sanat yapıtlarını göreceksiniz. Hazırlayan: Emre İnanır | Kaynak: Gizmodo

Birçok bilimkurgu filmi tuhaf uzaylılar, gelecekçi uzay araçları, duygusal robotlar gibi çocukların sevebileceği şeylerle doludur. Fakat türün kendisi aslında pek de aile dostu sayılmaz. Bilimkurgu türünde, Alien’daki göğsü yarıp çıkan yaratıklardan tutun da Godzilla’daki şehri yakıp yok eden mutant canavarlara kadar ne ararsanız var. Çocukların çoğu robotlarla tanışmak için can atar, fakat robotlarla ilk karşılaşmalarını Terminator’deki katil bir android ile yapmalarını …

İster grup olarak bir evren tasarımı oluşturmuş ve üzerine öyküler, romanlar inşa etmiş olun… İster bireysel olarak var ettiğiniz öykü veya romanları yayın aşamasına taşıma vakti gelmiş olsun. Ürettiğimiz şeyin “ne kadar iyi” olduğuna karar verebilmek, önümüzdeki ilk zorlayıcı duygusal engeli oluşturur. Bize kişisel olarak tatmin edici gelen, kendi çocuğumuz gibi gördüğümüz bir eseri başkalarının beğenisine sunmak genellikle en çetin …

”Tökezleyeceğiz, hata yapacağız. Eminim ayaklarımız yere basana kadar birkaç taneden fazla yapacağız hem de. Ama bu hatalardan ders alacağız. İnsan olmak böyle bir şey.” – Kaptan Jonathan Archer. Jonathan Archer, 2112 yılında Amerika’nın New York şehrinde doğmuştur. Henry ve Sally Archer çiftinin tek çocuğudur. Babası Henry ünlü bir mühendistir. Motorlar konusunda Doktor Zefram Cochrane’dan sonra en ünlü ve en bilgili kişi olarak …

Joanna Russ, 1937 yılında New York’un Bronx semtinde doğan ünlü akademisyen, bilimkurgu yazarı ve feminist düşünürdür. Annesi ve babası öğretmen olan Joanna, erken yaşlarda öykü, şiir ve çizgi roman yazmaya başlar. İlerleyen yıllarda, Rus asıllı Amerikalı ünlü yazar, Vladimir Nabokov’un sınıf arkadaşı olarak Cornell Üniversitesi’nden mezun olur. Yale Üniversitesi’nden Master derecesiyle mezun olur ve yıllarca öğretim üyeliği yaptıktan sonra Washington …

ABD ve İngiliz hegemonyası yakın geçmişte tartışılmaz bir gerçekken, Sovyetler de küçümsenecek bir bilimkurgu sahnesi değildi.  Tekhnika Molodezhi (Gençler İçin Teknoloji), 1933 yılından beri her ay yayınlanan Sovyet ve Rus bilim dergisidir. ABD’de Popular Mechanics ya da Fransa’da the Le Petite Journal isimlerindeki muadilleri gibi gelecekte karşımıza çıkabilecek fantastik manzaraları resmeden harikulade kapaklarıyla ünlüdür. Nadir bulunan Sovyet ve Rus dergilerine adanmış …

“Kendini gerçekten akıllı hissetmediğin ve akıllı olmayı istemediğin zamanlarda, akıllı olmaktan nefret ediyorum, diye düşündü kaptan. Ben daha kendimin kim olduğundan emin değilken bu doğruyu yaptığım düşüncesinden iğreniyorum. Kimiz biz aslında? Çoğunluk mu? Yanıt bu mu? Çoğunluk daima kutsaldır, değil mi? Daima, daima; kısacık, önemsiz bir an için bile haksız değildir, öyle mi? Düşündü: Nedir bu çoğunluk ve kimlerden oluşur? …