Selin Arapkirli

1984 yılında doğdu. Biyoloji okurken birden yazar olmak istediğine karar verip son derece keskin bir dönüşle Güzel Sanatlar Fakültesi'ne girdi. Fakat oradan da senarist olarak çıktı. Hala ilk romanını yazamadı ve giderek yaşlanıyor. Fakat ne kadar yaşlanırsa yaşlansın doğduğu yılla, 1984'le hep gurur duyuyor.

Kore Bilimkurgusu Altın Çağını mı Yaşıyor?

Batılı ülkelerin aksine Kore’de bilimkurgu edebiyatı pek de uzun bir geçmişe sahip değildir. Fantastik dünyaların ve geleceğe dair düşlerin Kore edebiyatı sahnesine çıkışları 2000’li yıllara kadar pek mümkün olmamıştır. Fakat bu yıllardan sonra yeni nesil yazarların, edebiyatta gerçekçilik ve fantezi arasındaki sınırı hızla geçmeye başladıklarını söyleyebiliriz. Bu sınırı aşan romanlarda başlangıçta uzaylılar, zombiler ya da insan gibi görünen fakat insan …

Devamını gör »
stanislaw-lem-10

Stanislaw Lem Kitaplarında Geçen Unutulmaz Sözler

“Yani insan, olabilecek en kötü şeylerin kendi yokluğunda gerçekleşip sona ermesi umuduyla gidiyordu yıldızlara.” – Stanislaw Lem – Gelecekbilim Kongresi Savaşın, adaletsizliğin, gelir eşitsizliğinin, iletişimsizliğin ve başımıza dert olan pek çok insan icadı sorunun bulunmadığı bir dünyada, bizleri bunca etkileyen sanat yapıtları hâlâ var olur muydu? Böylesi bir dünyada bugünkünden çok daha farklı değer yargıları, dolayısıyla çok daha farklı sanat …

Devamını gör »
kadin yazar erkek mahlasi takma ad

Bazı Kadın Yazarlar Neden Erkek Mahlası Kullandı?

Edebiyat tarihine cinsiyet eşitliği bağlamında baktığımızda, söyleyecek kıymetli sözleri olan ve bu sözleri dünyaya iletebilmek adına isimlerinden başlayarak kadınlıklarından vazgeçmek zorunda kalan yüzlerce kadın yazarla karşılaşırız. Bu kadınlar, sözlerinin altına bir erkeğin ismiyle imza atarak yaratma arzularını kendi bireysel varoluşlarının önünde tutmuş ve bu yolla binlerce yıl yazın dünyasına katkıda bulunmuştur. Bu yazarların, eserlerini erkek mahlasıyla yazmalarının pek çok farklı …

Devamını gör »

Barbarella, Under the Skin ve Bilimkurguda Kadın Paradigmaları

Bilimkurgunun diğer türlere kıyasla güçlü kadın karakterlerle daha sık karşılaştığımız bir tür olduğunu söyleyebiliriz. Pek çok bilimkurgu filminde erkeklerle eşit roller üstlenen kadınlar görürüz. Mesela türün en gözde filmlerinden Alien’ın Ripley’si, diğer bir gişe rekortmeni olan Terminator’ünse Sarah Connor’ı vardır. Bununla birlikte gerek eski gerekse yeni bilimkurgu filmlerinde, toplumsal cinsiyet ve cinsellik dinamiklerinin postmodern biçimlerde temsil edildiklerine de şahit oluruz. …

Devamını gör »
feminist bilimkurgu ve kadin

Feminist Bilimkurgunun Evrimi

Bilimkurgu, çoğunlukla “erkeksi” bir tür olarak görülür. Oysa devasa bilimkurgu çatısının altı, toplumsal cinsiyet kurallarını eğip bükmeye cesaret eden, adil ve eşit bir dünya tasavvur etmeye çalışan ve insanlığı patriarkal sistemin korkutucu gerçeklerine karşı uyaran kadın yazarların hayalleriyle doludur. Feminist bilimkurgu olarak addedilen bu alt tür, feminizmin yaygınlaşmasıyla daha da büyümüş, kadın sorunlarının yanında ırkçılık ve çevrecilik gibi insan uygarlığının …

Devamını gör »
Blade-Runner-2049

Blade Runner’dan Westworld’e: Bilimkurguda Fabrikasyon Kadınların Tarihi

Bilimkurgu yapımlarında insan eliyle üretilmiş olan “fabrikasyon” kadınlar, ekseriyetle erkek fantezilerine hizmet eden nesneler olarak kullanılırlar. Bu, bir tür klişeye dönmüştür artık. Lakin tüm film klişelerinde olduğu gibi bu klişe de tersine çevrilip eleştirilebilir ve hatta tamamen ortadan kaldırılabilir. Gelin şimdi bu fabrikasyon kadınların tarihine biraz yakından bakalım… Kadın nedir? Doğurma kabiliyetinden dolayı yaratıcı güce sahip olan biri midir? Ya …

Devamını gör »
Severance

Severance: Eve İş Getirmek Yok!

“Hayvan, hışımla çeker alır kırbacı efendisinin elinden ve kendi kendisinin efendisi olmak için kendi kendisini kırbaçlar, bilmez ki bu, efendisinin kırbacına atılmış yeni düğümün yol açtığı bir hayalden başka bir şey değildir.” –Franz Kafka / Aforizmalar Gerektiğinden uzun sürmüş bir toplantıda, toplantının maksadına, iş arkadaşlarınıza, hatta kendinize dahi yabancılaşıp, “Benim burada ne işim var?” diye sorduğunuz oldu mu? “Ben burada …

Devamını gör »
sert vs hafif bilimkurgu

Sert mi, Hafif mi? Bilimkurgunuzu Nasıl Alırdınız?

Bilimkurgu yapıtlarının kimi zaman “sert” ya da “hafif” olarak kategorize edildiğini duymuşsunuzdur. Peki bu ayrımın anlamı ne? Sert ya da hafif bilimkurgu ne demek? Gelin bir bakalım. Bilimkurgu dediğimiz şeyin öyle bir solukta kolayca tanımlanabilen, tek bir kalıba oturtulabilen bir tür olmadığı söylenir; bu doğrudur. Şüphesiz bir hikâyeyi bilimkurgu hikâyesi yapan belli başlı özellikler vardır fakat bilimkurgu denilen o kocaman …

Devamını gör »
snow crash

Neal Stephenson’ın Snow Crash Romanı Geleceği Şekillendiriyor

29 yıl önce yazılan ve “çoklu evreni” öngören Snow Crash isimli romanın, Facebook’un planlarıyla büyük ölçüde örtüştüğünü söyleyebiliriz. Facebook’un adını Meta olarak değiştiren Mark Zuckerberg, internetin geleceğini, insanların yaşayacağı, çalışacağı ve oynayacağı sanal bir dünya olan “çoklu evren” (metaverse) adlı kavramda gördüğünü açıkça ortaya koydu. Fikir fütüristik nitelikte olsa da metaverse teriminin kökeni aslında geçmişe dayalı. Hatta bu köklerin neredeyse …

Devamını gör »
Mary Shelley

Jules Verne ve H.G. Wells’ten Önce Mary Shelley Vardı

Kadınlar, bilimkurgu ve fantezi türündeki romanların ortaya çıkmasından bu yana bilimkurgu türünde eserler üretmişlerdir. Fakat maalesef kadınların türe katkıları genellikle okurlar ve alandaki uzmanlar tarafından ya küçümsenir ya da tamamen yok sayılır. Son zamanlarda bilimkurgu türünü kimin “icat ettiği” hakkında bir tartışma dönüyor ve bazıları en eski bilimkurgu öykülerini Jules Verne ve H.G. Wells’e atfediyor. Ancak bu, bilimkurgunun annesi Mary …

Devamını gör »