Yıldız Gemisi Askerleri (Starship Troopers), usta yazar Robert A. Heinlein‘ın en bilinen eserlerinden biridir. Buna rağmen 1959 tarihli kitap, yakın zamana kadar dilimize hiç çevrilmedi. Neyse ki İthaki Yayınları sonunda romanı dilimize kazandırarak bir ilke imza atmayı başardı. Üretildiği günden bu yana, içerdiği politik konular açısından “tartışmalı” unvanını kazanan eser, sık sık da acımasız bir biçimde eleştirildi. Fakat Yıldız Gemisi Askerleri’ni bu kadar önemli kılan şey, askerî temayı bilimkurgu bağlamı içinde dramatize etmesiydi.
Yapıt, askerî hayatı inandırıcı ve gerçekçi bir tavırla tasvir edip okuyucuların hizmetine sunan ilk romandı. Eğer romanı okumamış ya da sadece filmini izlemiş biriyseniz, muhtemelen kitabın iki kısa savaş sahnesi içerdiğini görünce şaşıracaksınız.Eserin anlatıcısı Johnnie Rico adlı bir piyadedir ve karakter, bir asker olarak deneyimlerini; askerî manevraları, lojistiği, politikayı ve emir-komuta zincirini sık sık en ince ayrıntısına kadar anlatır. Ayrıca eserden pek çok politik ders almak da mümkün. Yıldız Gemisi askerleri; tempolu bir hikaye örneği olarak, okuyucular için oldukça takip edilebilir bir hızda akıyor.
Bilimkurgunun üç büyük babası olarak Isaac Asimov‘un, Arthur C. Clarke‘ın ve Robert A. Heinlein’ın eserleri, hiç şüphe yok ki zamanını aşan anlatım ve yaratıcılıklarıyla, türün kalıcı üretimleri olmayı hep sürdürecekler. Ancak Heinlein’ın bu eseri, askeri bilimkurgu türünün en önemli örneklerinden biridir ve pek çok eleştirmene göre hala ötesinde bir işe de imza atılamamıştır. Günümüzde de birçok askeri bilimkurgu türünde eser veriliyor, ancak bu yeni anlatımlar Heinlein’in yarım yüzyıl önceki anlatımını çok da ileriye taşımış değiller. Hatta John Scalzi‘nin eserlerinde olduğu gibi, Heinlein etkisi taze fikirler için hala bir ateşleme rampası görevi görebiliyor.
Hikaye gayet sade. Johnnie Rico, varlıklı babasından kaçar ve mobil piyade olarak askere yazılır. Bir dizi titiz eğitime müteakip “erkek” hâline gelir ve insanlık, uzaylı bir böcek ırkı ile savaşa girdiğinde kendisini ölüm kalım mücadelesi içinde bulur. Eserde; liderlik, ateş altında gösterilen cesaret, kardeşlik bağları gibi unsurlar, gayet başarılı bir şekilde verilmiş. Bilinmelidir ki, günümüzde klişe olarak nitelenebilecek tüm bu anlatımlar, 1959 yılının bilimkurgu edebiyatı için oldukça yeni ve taze fikirlerdi. Heinlein’in karakterlerine ihsan ettiği kişilik ve yine karakter çatışmalarının cesur realizmi; bilimkurgunun olgunlaşması açısından kayda değer adımlardı.
Tabii ki eserin tartışmalı bir yanı da var. Heinlein, Eisenhower zamanına göre dahi; milliyetçileri gururlandırabilecek kadar da sağcıydı… Yıldız Gemisi Askerleri, oy verme hakkının sadece kamu hizmeti yapan emektarlar ve ordu mensuplarına ait bir ayrıcalık olması gerektiği tartışmaları ile kaynayan yıllarda üretilmiş bir roman. Heinlein; özgürlük için yaşamlarını feda etmeye hazır olanların özgürlüğü daha fazla sahiplenme becerisi olduğunu ve bu kimselerin de diğerlerine nazaran vatandaşlık ayrıcalıklarını daha fazla hak etmeleri gerektiği fikrindedir. Bunu milliyetçi bir elitizm olarak yorumlayabilirsiniz; fakat Heinlein, konuyu ortalama bir siyasetçi kadar sığ ele almamayı başarıyor. Onun samini fikrine göre, eski askerler toplumdaki en uygun seçmen kitlesidir; çünkü hizmetleri özgeciliğe işaret eder.
Heinlein savunucuları, bu görüşlerin Heinlein’a değil de karakteri Johnnie’ye ait olabileceğini söylerler. Fakat deneyimli her okur bilir ki, yazar ne zaman kürsüye çıkıp konuşmak istese kendi düşüncelerini karakterlere giydirir ve bu eski bir adettir. Zaten Heinlein’in kitaplarında kendi kişiliğini yansıtma tutkusu “Stranger in a Strange Land” romanında da yine iş başındadır. Yazarın en fazla eleştiriye tabi tutulduğu nokta da tam olarak burasıdır. Her şeyden önce, askerliğin ülkeye sadakatle hizmet etmenin tek yolu olduğunu söylemek yanlıştır. Özgür ve çoğulcu bir toplumda, bir kişinin özgecilik göstermesi ve ülkesini kendi isteği ile birinci planda tutması birçok farklı biçimde vücut bulabilir. Evet, özgürlük karmakarışık bir iş ve onu her zaman sığ ve bencil insanlarla paylaşmak zorunda kalacaksınız. Fakat bu, tek başına onları idari süreçlere katılmaktan yoksun bırakmak için asla bir mazeret sayılamaz…
1959’da Amerika hâlâ 2. Dünya Savaşı’ndaki başarısıyla sarhoştu, genel duygu ise “şiddet her sorunu çözer” şeklindeydi ve muhtemelen bu her yerde yankı buluyordu. Fakat günümüz dünyasında hâlâ böyle fikirlerle sarmaş dolaş olan insanları artık hayal etmekte bile zorlanıyoruz. Tabii ki bazen şiddet sorunu çözer. Fakat sadece asker gönderip “görev tamamlandı” afişi sallamakla çözülemeyecek kadar karmaşık ve ince problemlerimiz var. İlginçtir ki kitaptan uyarlanan film serisi, -ki kitaptan tamamen sapmıştır- proto-faşist politikaları ekrana yansıtmakla kalmaz, ayrıca eğlendirici askere alma ilanları ve naziesk uniformalar giymiş karakterleriyle de bunu satirik bir şekilde sunar. Bu filmi görmeye ömrü yetseydi, Heinlein’in ne tepki vereceği sadece hayal edilebilirdi…
Sevin ya da nefret edin; Yıldız Gemisi Askerleri, yetişkin okurların ön kabüllerini sorgulamarı için kendi içlerinde bir meydan okuma yaratan ve görev, özgecilik, vatanseverlik kavramları üzerine dikkatli incelemeler yaptırtan bir roman. Sonuçta bazen bir kitap, eğer sizin damarınıza basıyorsa, sadece sizin canınızı sıkmak istemiyordur; size entelektüel bir iyilik de yapıyordur. Bu açıdan bakarsanız, belki romandaki çağdışı fikirleri kendi içinizde sorgulama imkanına da sahip olabilirsiniz.
Hazırlayan: Mustafa Özen | Kaynak: SfReviews