yenilmez

Bir Stanislaw Lem Başyapıtı: Yenilmez

“Hiçbir anlamı yok ki, diye düşündü. Onlar yok etmek istiyor, biz de, hepimiz bir şeyi yok etmek istiyoruz, ama bu şekilde hiç kimseyi kurtarmıyoruz. Regis yerleşilmemiş bir yer, insanın burada hiçbir işi yok. O halde bu kemikleşmiş inat niye?”

1921’de Krakow’da doğan Stanislaw Lem, tıp öğrenimini sürdürürken 2. Dünya Savaşı patlak vermiştir. Bunun sonucunda eğitimi yarıda kalan Lem, savaş yıllarını otomobil tamirciliği ve elektrik teknisyenliği yaparak geçirmiştir. Savaşın sonlanmasıyla birlikte yarım kalan tıp eğitimini bitirmiş ve sonrasında ise edebiyata adım atmıştır. Kendisini tüm dünyaya tanıtan bilimkurgu dalında birçok eser veren yazar, aynı zamanda Ursula K. Le Guin ve Philip K. Dick ile birlikte bu türün dünyada daha fazla ciddiye alınmasını sağlayan isimlerin başında gelmektedir.

Polonya asıllı Stanislaw Lem eserlerini Lehçe yazmasına rağmen, Amerikan, İngiliz ve Rus meslektaşlarıyla tek başına boy ölçüşebilecek kadar iyi bir yazardır. Kendisi için Avrupa’dan çıkmış en iyi bilimkurgu yazarı söylemleri dahi yapılmaktadır. Şüphesiz Stanislaw Lem, Dünya dışı bir gezegene gidip orayı en güzel anlatan bilimkurgu yazarlarından biridir. Bunu birçok romanında yapan Lem, her birinde farklı konulara değinmeyi başarmıştır. Hiçbir şekilde tekrara düşmeyen usta yazar, bu güçlü yapıtlarıyla diğer bilimkurgu yazarlarından ayrışmaktadır.

yenilmez 2

Stanislaw Lem’in 1964 yılında Lehçe dilinde kaleme aldığı Yenilmez, kısa bir süre sonra İngilizce ve Almanca’ya çevrildi. Türkçe’deki tek baskısı 1998 yılında İletişim Yayınları‘ndan çıktı. Kitabı Almanca’dan dilimize aktaran kişi ise Erol Özbek. Orijinal dilden çevrilmediği için zaman zaman göze batan noktalar bulunsa da, geneli itibarıyla bu durumun okumaya zarar vermediğini belirtmek gerek. Yine de, gönül ister ki bu eşsiz yazarın Türkiye’de baskısı tükenen tüm kitapları yeniden ve özgün aslından çevrilerek yayımlansın. Ayrıca kitapta bilimsel terimlerin çok olması nedeniyle yayınevi en sona yararlı bir sözlük eklemeyi de ihmal etmemiş.

İletişim Yayınları’nın 90’lı yılların sonu itibarıyla yayımlamaya başladığı yazarın “Bütün Eserleri” dizisi 14. kitaba kadar devam etmiş ve sonrasında sonlanmıştı. Yenilmez de o dizide yer alan kitaplardan biri. Solaris, Aden ve Gelecekbilim Kongresi kitapları haricindekilerin tek baskıda kaldıklarını ve günümüzde bulmanın imkansıza yakın olduğu da üzücü bir gerçek. Lem’in en popüler eseri Solaris olmasına rağmen, ondan çok daha iyi eserleri mevcuttur. Bilimkurgunun felsefe ile birleşiminden doğan Solaris, günümüzde halen en iyi bilimkurgu romanları arasında sayılmaktadır. Dünya sinema tarihinde çok özel bir yere sahip yönetmen Andrei Tarkovski tarafından sinemaya uyarlanan Solaris, Lem’in daha fazla tanınmasının yolunu açmıştır. Tıpkı Solaris’te olduğu gibi Aden, Fiyasko ve Yenilmez gibi romanlarında da Lem yeni gezegenlere yelken açmış ve oralarda eşsiz kurgular yaratmıştır.

yenilmez 3

“İnsan -şu anda gayet iyi anlıyordu ki- gerçek yüceliğe ulaşmış değildi, eskiden beri göklere çıkarılan galaktosantrik düşünceyi sahiplenmiş değildi ve bu düşüncenin anlamı sadece kendine benzer yaratıkları arayıp anlamak olamazdı, tersine yabancı, insandışı meselelere karışmamayı öğrenmek olmalıydı. Boşluğu fethetmek, neden olmasındı?”

Kitaba da adını veren “Yenilmez”, bir uzay gemisinin adıdır. Geminin kaptanı Horpach, yardımcısı ise Rohan‘dır. Geminin görevi, Regis 3 isimli gezegene inmek ve kendilerinden birkaç yıl önce bu gezegene gelmiş olan Kondor gemisinin akıbeti hakkında bilgi toplamaktır. Mürettebatı ile birlikte kayıplara karışan ve bir daha haber alınamayan Kondor’a ne olmuştur? Regis 3, birçok yönüyle Dünya’yı andırmasına rağmen kara parçalarında yaşam bulunmamaktadır. Gezegende yer alan okyanuslarda ilginç canlılarla karşılaşan Yenilmez ekibi, bir süre sonra Kondor’un kalıntılarına da rastlayacaktır. Gruplara ayrılan ekibin bir kısmı gemi enkazını, diğer kısmı okyanus yaşamını, geriye kalanlar ise karşılarına çıkan yerleşim yerlerine benzeyen harabeleri araştırmaya başlarlar.

Regis 3 isimli gezegende ilginç şeyler yaşanmaktadır. Yenilmez ile gezegene ayak basan ekip gezegen yüzeyinde sıra dışı olaylarla karşılaşır. Metal yoğunluğunun üst düzeyde olduğu saptanan gezegenin sakinlerinin robot olduğu anlaşılır. Makinelerin kontrolündeki bu ıssız gezegende evrimin tamamlanıp, yaşamın yeryüzüne çıkamamasının tek sebebi ise yine bu robot uygarlığıdır. Farklı türleri bulunan makineler tek başlarına çok fazla sorun yaratamasa da, örgütlendiklerinde karşılarındaki canlılara çok zor anlar yaşatabilmektedirler. Daha önce böyle bir şeyle karşı karşıya kalmamış olan insanların afallamasına sebebiyet veren robotların amacı, gezegenlerine inen bu yabancı canlıları yok etmektir…

yenilmez 4

“Burada kimin hatırı için durup adamlarımızı kaybediyoruz ki? Niçin stratejistlerimiz geceler boyunca en iyi yok etme yöntemlerini araştırıyorlar? İntikamdan söz etmek mümkün değil ki.” -Rohan.

Bu yapıtında Lem, evrimden geri evrime, bilimin sınırlarından, insanlığın içgüdülerine, esrarengiz canlılardan makinelerin zekasına dek oldukça geniş bir konu aralığına değiniyor. Dünya’daki evrimin bir benzerinin Regis 3’te de yaşandığını ve bazı makine türlerinin diğerleri karşısında yeterli gücü bulamayarak yok oluşunu oldukça tutarlı bir şekilde anlatıyor. Uzay görevine giden geminin adının “Yenilmez” olmasında da yine hayranlık uyandıran bir ironi vardır. Bilim insanları tarafından bu isimle anılan gemi mürettebatının indikleri gezegende hiç ummadıkları bir manzara ile karşılaşması geminin gerçekten yenilmez olup olmadığını sınayacaktır. Öngörülemez bir düşman ile karşı karşıya kalan “modern insan”ın hesaba katmadığı senaryolar kuşkusuz sonlarını getirebilecek denli şaşırtıcıdır.

Lem’in alameti farikası olan konulardan biri ise kuşkusuz “iletişim”dir. Hemen her yapıtında bu olguyu merkezine oturtan Lem, bu konuya oldukça geniş bir perspektifen bakan yazarların başında gelmektedir. Solaris, Aden, Gelecekbilim Kongresi, Yıldızlardan Dönüş ve Küvette Bulunan Günce‘nin yanı sıra, Yenilmez’de de iletişim konusu temel unsurlardan biridir. Onlarca bilim insanının gezegendeki makine uygarlık ile olan ilişkisinde birbirlerini anlayamama ve iletişimsizlik başrol oynamaktadır.

yenilmez kapak

Karanlık ve gotik bir atmosfere sahip olan kitap kurgusu itibariyle de yavaş bir tempoda ilerlemektedir. Buna rağmen daha önce başka bir bilimkurgu kitabında rastlanmayacak ölçütteki harikulade senaryosuyla ve kaliteli kalemiyle farkını belli eden Lem, enfes bir okumalık sunuyor.

Son olarak Stanislaw Lem’in, Solaris’ten ibaret olmadığının altını çizmek gerek. Her bir kitabı en az Solaris kadar değerli ve güzeldir. Yenilmez ise bu sıralamada en başlarda gelir.

“Yalpalayan, abartılı büyük adımlarla, doğal olamayacak kadar dik bir duruşla, parmaklarındaki tahammül edilmez titremeyi bastırmak için yumruklarını sıkmış halde, doğruca yirmi kat yüksekliğindeki uzay gemisine doğru yürüdü; gemi sönükleşen gökyüzünün önünde kıpırtısız azametiyle öylesine muhteşem duruyordu ki, sanki gerçekten yenilmezdi.”

Yazar: Bahri Doğukan Şahin

1995, Erzurum. Kitap okur, belgesel izler, sinema, felsefe ve bilimkurguyla ilgilenir, öykü yazar. Kayıp Rıhtım'da başladığı yazarlık serüvenine, Fantastik Canavarlar ve Bilimkurgu Kulübü gibi internet sitelerinde ve çeşitli dergilerde devam etmekte. bahridogukan@gmail.com

İlginizi Çekebilir

tanrinin-gozundeki-zerre-kapak

Aynaya Bakarken: Tanrı’nın Gözündeki Zerre

İnsanlık, kendini her şeyin merkezine koydu önce. Uzun bir süre kabul gören bu kibir, kendini …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin