Son dönemde yükselişe geçen post apokaliptik bilimkurgu türünde sayısız eser verildi. İklim değişikliğinin gelecek nesillere etkisi konusu bu alt türde kıvılcıma neden olmuştu. Fakat kabul etmeliyiz ki, kıyameti kurgulamaya çalışan eserler zaman zaman biz bilimkurguseverler için komediden öteye geçemiyor.
Hadi gerçekçilikten uzak ucuz romanları bir kenara bırakıp, son derece realist ve heyecan verici eserlere göz atalım. Bu yazıda, kıyamet sonrası dünyayı işleyen 4 iyi romandan ve kısaca içeriklerinden söz edeceğiz.
İklim Yavaş Yavaş Değişirken
Paolo Bacigalupi’nin Su Kıtlığı (The Water Knife- 2015) adlı romanı şimdiye kadarki en etkili kurgusal romanlardan biri. Amerika’nın Arizona ve Nevada eyaletlerini çeyrek asır boyunca etkisi altına alan su kıtlığının ve yavaş yavaş gelişen iklim değişikliğinin, Amerikan toplumunu ve yıkılmaya yüz tutan ülkenin kuruluşlarını yıpratışını konu alır.
Bacigalupi‘nin dünyasında Texas ve Arizona gibi eyaletlerde su tamamen tükenmiştir. ABD, federal devletin ülke üzerindeki egemenliğinin zayıfladığı şehir devletleri topluluğuna dönüşmüştür. Washington’daki güçten düşmüş federal yönetim ne yapacağını bilemezken, kurumaya yüz tutmuş Colarado Nehrinin son damlalarına sahip olmak için mücadele vermektedir. Günümüzde de Batı Amerika’nın gittikçe artan su ihtiyacı büyük oranda Colarado Nehri’nden karşılanıyor.
Gökdelenler içinde oluşturulan yapay ekosistemlerde yaşayan üst sınıftan birkaç kişi için hayat normal şekilde devam etmektedir. Fakat çoğu insan, ellerine geçen her sıvıyı azar azar içmekte ve eski gururlu hallerinden uzak bir yaşam sürmektedir.
Aniden Patlak Veren Salgın
Farklı yönlerden ele aldığımızda, Emily St. John Mandel’in 2014’te yayınlanan Station Eleven (11. Durak) eserindeki kurgunun, yazımıza konu olan 4 romanın en alışılagelmişi olduğu söylenebilir.
Stephen King’in Mahşer’inde ve sayısız başka romanlarda da konu alındığı gibi yazarın dünyası, aniden patlak veren ve büyük kayıplara yol açan bir salgınla yok olur. Ancak çoğu post apokaliptik hikayenin aksine 11. Durak, yaşamın kıyametten sonra yeniden normale dönmesi klişesinin oldukça ötesinde bir gelecek kurguluyor. Hikayede, hayatta kalanlar uzun bir süre göçebe hayatı sürerler. Romanın ana karakterleri, ortabatıya gıda ve meta ticareti yapan Shakespeare’i canlandıran bir grup oyuncuyu ziyaret eder.
Eser oldukça iyi kaleme alındığı için romandaki tek ilginç nokta bu değildir üstelik. Yazar kıyameti, insanoğlunun daha önce de karşılaştığı ve çok da yıkıcı olmayan herhangi bir felaket gibi kurgulamaktadır.
İklim Ansızın Değişir
Monica Byrne’nin 2015 Şubatında yayınlanan tuhaf ve etkileyici romanı Yoldaki Kız, Su Kıtlığı romanına kıyasla daha fazla umut vaat ediyor gibi. 21. yüzyılın sonlarında, yeni teknolojik gelişmeler ve düzenlemeler insanlığın yalnızca kapıda bekleyen iklimsel felaketi atlatmasına yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda insanoğlunun iklimi iyileştirmesine de imkan sağlıyor.
Gezegenin 20. yüzyılda aldığı hasarı telafi etmek amacıyla, küresel çapta tekno yenilik seferberliği başlatılır. Hikaye büyük oranda Hindistan ve benzeri ülkelerde geçer ve bu ülkeler seferberliğe katkı sağlamak için ekonomilerini ve teknolojilerini geliştirirler. Ancak, söz konusu gelişimin altını eşelediğimizde, sömürgeci ve tahripkar ekonomilerin hala gezegene zarar vermekte olduğu gerçeğiyle yüzleşiriz. Romanın ana karakterinin hayatı hızla kötüye gitmektir, keza gezegenin iklim dengesi de.
Salgınlar Yavaş Yavaş Güçten Düşürür
Carola Dibbell’ın The Only Ones isimli eseri, 11. Durak romanına kıyasla oldukça farklı bir salgını ele alır. Mikrobiyal salgın temalı diğer romanların aksine, mikroorganizmalar bu kurgusal dünyayı sadece bir sefer etkisi altına alarak insanlığın yüzde 99’unu yok etmez. Bunun yerine, salgın sık sık tekrarlanır ve her salgında milyonlarca insan ölür.
Bu tarz bir salgın daha az tahrip edici olsa da, insanlık üzerindeki etkisi daha korkunçtur. İnsan genleri karaborsaya düşmüştür. Romandaki ana karakterimiz gibi hastalıklara bağışık olanlar yakalanmakta ve genlerindeki büyü çalınmaktadır. Son tanıtılan romanımız, kendi alt türünde görebileceğiniz en emsalsiz ve unutulmaz anları vaat ediyor.
Hazırlayan: Emre İnanır