Galip Dursun’un İlk Kitabı: Pusova

Nedendir bilinmez, fantastik inanışların ve geleneklerin zengin olduğu, doğaüstü varlıkların cirit attığı büyülü topraklarda yaşasak da, fantastik edebiyat hep bir üvey evlat muamelesi görmüştür ülkemizde. Oysa dediğim gibi, bu topraklar, özellikle de korku edebiyatı için oldukça bereketlidir. Kültürümüz; cin, peri, şeytan, cadı, karakoncolos, karakura, çarşamba karısı, albastı, hınkır munkur ve bunlar gibi daha birçok tuhaf varlık ile doludur. O halde neden fantastik edebiyat hafife alınır, kaçış edebiyatı olarak görülür? Neden yayıncılar tarafından sıcak karşılanmaz ve pek sevilmez?

Yine de karamsar olmaya gerek yok. Özellikle son yıllarda, türün üzerindeki kara bulutların yavaş yavaş dağılmaya başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Elbette kendi kendine dağılmadı bu kara bulutlar. Sayıları çok olmasa da türe gönül vermiş yazarların gayreti, geri adım atmaması ve karanlık düşler kurmaktan vazgeçmemesi ile değişmeye başladı bazı şeyler. Bu yazıda size, bu isimlerden biri olan Galip Dursun‘dan ve yakın bir zamanda okuyucu ile buluşan tekinsiz öykülerle dolu kitabından bahsedeceğiz.

1980 İstanbul doğumlu olan ve 80’lerin o büyülü havasını soluma şansı yakalayan Galip Dursun, lise yıllarında yazma ve anlatmaya, özellikle de korku edebiyatına olan ilgisini keşfedince kaleme kağıda sarılır ve hayal gücünün karalık topraklarında yeşeren öyküleri kağıda aktarmaya başlar. Öyküleri ve makaleleri online dergilerde yayınlanır. Bilgi Yayınevi tarafından basılan ve farklı yazarları bir araya getiren Anadolu Korku Öyküleri 1 ve Anadolu Korku Öyküleri 2’ye Güzay’ın Bin Dilek Ağacı ve Oba isimli öyküleri ile katkıda bulunur.

2014’ün son günlerinde Demokan Atasoy ve Işın Beril Tetik ile birlikte Gerisi Hikâye adlı çevirimiçi radyo programına başlar. Bu yayınlarla birlikte, biriktirdiklerini korku edebiyatı tutkunlarıyla paylaşma imkanı yakalamış olur. Üçlü bu programda, korku edebiyatı, sineması ve kültürü üzerine konuşmalar yapar. Stephen King, H.P. Lovecraft, Edgar Allan Poe, Mary Shelley ve Bram Stoker gibi isimlerin yanı sıra hayaletli evler, kurtadamlar, vampirler, mutantlar da bu programın konuları arasında yer alır. Penny Dreadful ve Stranger Things gibi son döneme damgasını vurmuş dizilerden bahsetmeyi de unutmazlar tabii.

Marmara Üniversitesi Bilgisayar Programcığı Bölümü mezunu olan Galip Dursun’un ilk öykü kitabı ise geçtiğimiz Nisan ayında okuyucu ile buluşur. Adı Pusova olan ve dokuz tekinsiz öyküden oluşan kitap, son dönemde özellikle bilimkurgu edebiyatına büyük bir destek veren İthaki Yayınları tarafından yayımlanır. Kitaptaki öykülerin tek bir türle sınırlı kalmadığını söyleyelim. Distopik geleceklerden karanlık geçmişlere, doğaüstü korkudan şehir fantazyasına, mitolojik kahramanlardan Anadolu’nun habis varlıklarına kadar uzanan geniş bir yelpaze sunuyor öyküler bize. Zaten Galip Dursun da buna özellikle dikkat ettiğini ve farklı türlerdeki öykülerini bir araya getirmeyi çalıştığını söylüyor.

“Her şeyin birbirine bağlı olduğu, C kanalı üzerinden beyin taramasının sokak kameralarının yerini aldığı, etrafını saran duvarların ya da içine çektiği havanın bile kulağı olduğu bugünlerde yaptığı işe şaşırıyordu. Birçok defa bu son diyerek yaptığı kaçamakları düşündü. Yasal olmayan en küçük şeyin bile şiddetle cezalandırıldığı bir zamanda Sıfır Numara film almak için gecenin bir vakti torbacıyı beklemek… Gözleri az ileriden, sokağın sonundan dönüp gelecek ve kendisini yakalayacak polis arabasını aradı. Aptallığın bir tarifi vardı; onunki ise düpedüz delilikti.” – Sıfır Numara Film                                                                                                               

Galip Dursun’un, türün efsane mertebesine ulaşmış örneklerine imza atan yabancı yazarları taklit etmeye çalışmaması başka bir artısı. Bu, öykülerin özgün ve bize daha yakın olmasını sağlıyor. Özellikle kitaba adını veren Pusova isimli öykü, tam bir Anadolu korkusu. Puslu bir havada, uğursuz bir zamanda, para için lanetli topraklara adım atan zavallı bir kaçakçının tekinsiz hikayesi bu. Gavur ve Piç isimli öykü ise bizleri kıyamet sonrasında bir kenar mahalleye götürüyor ve hayaletlerin arasında korkusuzca dolanan bir adam ile tanıştırıyor. Bu öyküde hayaletler sizi kovalayıp üst kata kaçırmak yerine, karşınıza oturup sizinle tavla oynuyor. Jeton adlı öyküde kahramanımız eski okul arkadaşlarıyla buluşup buluşacağına pişman oluyor. Karanlık bir bilimkurgu olan Gezinti‘de zihinler bir başkasına kiraya verilebiliyor. Şehre Küsen Çocuk isimli öyküde, kahramanımız tuhaf bir kafede, en az kafe kadar tuhaf olan birkaç çocukla buluşup olmadık pazarlıklara girişiyor.

Özellikle yazıda ismi geçen türlere ilgi duyanlara, bu türlerde kaleme alınmış yabancı eserleri okuyanlara ve ben de öykü yazacağım diyen heveslilere Pusova’yı edinmelerini ve bu topraklarda yetişmiş bir yazarın neler hayal edip neler yazdığını okumalarını tavsiye ederim.