“Her birimizin gerçekleştiremeyeceğimiz o kadar çok şeyimiz var ki, neden ne olursa olsun – zaman, yetenek, hayatın acımasız cilveleri. Hepimiz sonsuzluğa doğru dönüşü olmayan bir yolculuktayız. Şanslıysak hayatımız boyunca istekle, severek yapacağımız bir iş çıkıyor karşımıza ya da hayatımız boyunca seveceğimiz bir insan. Ya da eğer çok şanslıysak ikisi birden.”
1948 yılında ABD’de doğan Joan D. Vinge, Hugo Ödülü’nü kazanan ilk kadın yazarlardan biridir. Hem roman hem de öyküleriyle Hugo’nun yanı sıra birçok ödül sahibi olan Vinge, 2002 yılında geçirdiği trafik kazası sonucunda yazma yetisini bir süreliğine kaybetmiş, sağlığına kavuşmasının ardındansa yarım kalan romanı üzerinde çalışmaya devam etmiştir. Bazı popüler bilimkurgu filmlerini kitaba uyarlamasıyla da tanınan Joan Vinge’in bu projeleri arasında Star Wars: Return of the Jedi, Mad Max Beyond Thunderdome ve Lost in Space gibi filmler yer almaktadır.
Eyes of Amber (Amber Gözler) isimli öykü derlemesi ilk olarak 1979 yılında yayımlandı. Orijinal baskısında 6 kısa hikaye barındıran kitap, 1996 yılında İrem Çalıkuşu çevirisiyle Kavram Yayınları aracılığıyla yayımlandı ve içinde 4 kısa hikaye bulunuyor. Bu kitap aynı zamanda yazarın Türkiye’de yayımlanan tek kitabı olma özelliğini taşıyor.
1. Amber Gözler
1977 yılında kısa öykü dalında Hugo kazanan Amber Gözler, Satürn’ün uydularından Dünya’yı en çok andırdığı söylenen Titan’da geçiyor. Farklı bir ırkla iletişim kurma temelinden yola çıkan öyküde, kültür farklılıklarının çatışması da ön planda.
Titan’da yaşam bulunmasının üzerinden çok fazla zaman geçmemiştir. İnsanlık bu soğuk uyduya yolculuk yaparak yerli canlı türleriyle iletişim kurar, onlardan biri ise T’uupieh isimli bir canlıdır.
2. Tepeden Bakış
Geri dönme şansı bulunmayan, ilerledikçe de karanlık, ıssız bir boşluktan başka bir şey bulamayan bir insanın uzay gemisi içindeki çaresizliğini etkili bir şekilde kaleme alan Vinge, öyküsünde insanın evrendeki yalnızlığını resmediyor.
Dünya’dan ayrılarak uzayın derinliklerine yolculuk eden Emmylou’nun yanında yalnızca evcil hayvanı vardır. Amacı yeni dünyalar keşfetmek ve oralarda canlı yaşam aramak olan Emmylou, yolculuk için ilk etapta heyecanlı olsa da, yıllar geçtikçe pişmanlığı artar ve kendine lanet eder.
“Öldüğümüz zaman gerçeklik denen şu kabustan kurtulup rüyalar dünyasında uyanır mıyız acaba?”
3. Kurşun Asker
Aynı isimli meşhur masaldan yola çıkan ve öyküsünde o masala da göndermelerde bulunan bu öykü, yakın bir gelecekte yaşanması muhtemel bir aşk öyküsü anlatıyor. Bir syborg ile bir insanın aşkını.
Who Get Her – 709 gemisinin mürettebatı kadınlardan oluşmaktadır çünkü erkeklerin uzaya gitmesi belli sebepler uyarınca pek mümkün değildir. Kurşun Asker isimli bir mekanda Maris’le tanışan Brandy bu geminin mürettebatından biridir. İkili arasında kısa sürede bir aşk başlasa da, uzay uçuşları nedeniyle birliktelik bir hayli zor olur.
4. Medyacı
Üç Silahşorlar isimli romana bolca göndermeler yapan ve ana karakterinin ismi Dartagnan olan bu öykü gelecekte mesleği “medyacı” olan bir kişiye odaklanıyor.
Yaşanan bir iç savaş sonucunda uzak bir koloniye hükmetmeyi arzulayan büyük şirketlerden birisinin bünyesinde çalışmaya başlayan Chaim Dartagnan, işini onurlu bir şekilde yapmaya çabalayan bir gazetecidir. Kamerasıyla objektif bir bakış açısı yakalamak isteyen Dartagnan’ın bu sert ortama ayak uydurması bir hayli zor olacaktır zira ondan istenenler ile yapmayı arzuladığı şeyler arasında farklılıklar vardır. Dartagnan, kendini önemli seçimlerin ortasında bulur.