Ray Bradbury, bundan tam yetmiş sene önce kendisiyle özdeşleşecek ve bilimkurguda başı çeken eserlerden biri hâline gelecek Fahrenheit 451‘i kâğıda dökerken belki de bu denli etkili bir şey yazdığını tahmin etmemişti. Kitapların yasaklandığı ve itfaiye çalışanlarının toplu kitap yakımında bulunduğu distopik bir geleceği resmeden kitap için zamanında çeşitli özel edisyonlar da yapıldı. Elbette övgüler bununla sınırlı kalmadı, yazarın ve kitabının anısına çeşitli öykü antolojileri de hazırlandı. Örneğin Sam Weller ve Mort Castle’ın derlediği Gölge Oyunu adlı kitap, Ray Bradbury Anısına Yepyeni Öyküler sloganıyla kendi payına düşen minnettarlığı göstermiş oldu.
Ülkemizde de bu tür jestler görmek sevindirici. Melisa Parlak ve Meltem Dağcı iş birliği ile raflardaki yerini alan Tuhaf Bir Kıvılcım, Fahrenheit 451‘in 70. yılını kutlayarak edebiyat tutkunlarıyla bir araya geliyor. On dört öykü ile okurlarını selamlayan Tuhaf Bir Kıvılcım, farklı antolojilerde yer alan tanınmış bir ekibe ev sahipliği yapıyor. Yerli edebiyatta adından söz ettirmeye başlayan yazarların yanı sıra kendini geliştirmeye adayan ve bunu da gerçekleştireceğinin sinyalini veren yetenekli kalemler de mevcut. Plüton etiketiyle çıkan seçki, Ateş, Kibrit, Çakmak ve Kül etrafında kenetlenerek edebiyatın türlü temalarını yan yana diziyor.

Antolojideki bilimkurgu öykülerinin sayısal dağılımı gayet yerinde. Tüm öyküler bilimkurgu olsaydı tadından yenmezdi ancak böylesine bir çalışma için diğer temaları da işin içine dâhil etmek bilimkurgu okurlarına başka fırsatlar da sunuyor. Hem böylece bilimkurgunun da gizem, korku, psikoloji ve polisiye gibi türlerle uyumu pekiştiriliyor. Selim Erdoğan, Didem Kazan Sol, Selin Arapkirli, Ruhşen Doğan Nar, Melisa Parlak, Emre Bozkuş ve Melisa Parlak’ın öyküleri isteneni karşılayarak antolojiye renk katıyor.
Ölümsüzlük, boyutlar arası geçiş, kıyamet sonrası dünya ve yer altında şehir yaşamı temalı öyküler, Fahrenheit 451 için parola sayılan Ateş unsurunu kendine has bir şekilde ön plana çıkarıyor. Yazarların Ateş unsurunu ele alış şekilleri de dikkat çekici. Dinsel anlamda cehennemle özdeşleşen ateş, her ne kadar ısınma ihtiyacını karşılasa da yıkıcı özelliğiyle de ünlü. Öykülerde de ateşin bu tarafı apaçık ortada.

Günümüz edebiyatında belirli kelimeler etrafında şekillenen öyküler yazmak ve bu öyküleri de bir yerlerde paylaşmak ya da onları kitap hâline getirmek revaçta. Bu bağlamda Tuhaf Bir Kıvılcım, hedefini iyi bilen öykülerle ve onları dinsel, toplumsal ve politik eleştiriyle destekleyerek sıradanlıktan uzaklaşmayı başarıyor. Ayrıca bazı öykülerin mizahi dili ve son dönemdeki siyasal ve toplumsal olaylara değinmesi eserin okunurluğunu artırıyor. Ardı ardına gelen birçok öykü derlemesi gösteriyor ki; Türk bilimkurgu edebiyatı sağlam adımlarla yürüyor. Kısacası Fahrenheit 451‘e saygı duruşunda bulunan derleme, şans verilmesi gereken eserlerden…