Bilimkurgu edebiyatının revaçta olduğu şu dönemde, birbirinden güzel hikayeler ve öykülerle hayal gücümüzü besleyerek bu alanda yavaş yavaş birer üretici konumuna geliyoruz. Önceden sadece okuyan ve okuduğunu birkaç paragrafla yorumlayan kitle, şimdi farklı farklı evrenleri beğenimize sunuyor ve sunmaya da devam ediyor. Bizlere düşen de bu eserleri okumak ve fikrimizi karşı tarafa ulaştırmak. İşte bu noktada yapacağımız ilk şey ise yerli yazarlarımıza bir şans vermek. Onların ve hikayelerinin zihinlerimize girmesine fırsat tanımak.
Eserlerini okurlarıyla buluşturan yazarlarımızın sayısı her geçen gün artmakta. Varlık Ergen de bu kervana katılan yazarlarımızdan biri. Daha önce Felsefe Hayat, Yeni Papirüs ve Bilimkurgu Kulübü gibi sitelerin yanı sıra lgbti.org‘daki yazılarıyla üretken bir kalemi olduğunu gösteren Varlık Ergen, ilk romanı Model Evren ile de yazın hayatını taçlandırdı. Edebiyatist etiketiyle raflarda yerini alan Model Evren’in kapak tasarımını Şenay Türk üstlenirken, editörlük koltuğunda Gizem Aydoğan yer alıyor. Yapay zeka ve yapay zeka destekli insanların hüküm sürdüğü bir geleceği işleyen roman, bilimkurgunun alt türlerinden zamanda yolculuk ve alternatif evrenler gibi temaları içinde barındırmasıyla da yerli bilimkurgu edebiyatına iddialı bir giriş yaptı.
24. yüzyılın yeni yaşam standartlarına tanık olacağımız romanda her şey, YZDİ ve YZ (Yapay Zeka Destekli İnsan ve Yapay Zeka) topluluğunun seçtiği sözcü Nora‘nın, Model Evren’in yaratıcısı olan Lucas’ı ziyaret etmesiyle başlıyor. Zira Lucas‘ın Model Evren ile kurduğu plan, insanların yeni efendisi konumundaki robotların dikkatini çekmiştir. Karşılıklı konuşmalar ve açıklamalarla geçen bu giriş kısmı yazarın oluşturduğu gizem unsuruyla beraber okuru daha ilk sayfadan içine çekmeyi başarıyor. Ayrıca kitabın 190 sayfa olması ve bölümler arasının kısa tutulması bu başarıya tuz biber ekiyor. Varlık Ergen’in günümüzden tam 301 yıl sonrasını hayal ettiği Model Evren’de insanlık neredeyse yapay zekanın gölgesi altında yaşıyor. Endişe, korku ve geçim sıkıntısı gibi birçok insani sorunun olmadığı bu yeni dünyaya robotların kurduğu düzen hakim. Bu yeni robotik düzen, insanların beynine robotlar tarafından yerleştirilen minik yapay zeka çipleriyle daha da derinleşiyor. Çünkü biraz önce sözünü ettiğimiz insani sıkıntıların ve duyguların tamamen ortadan kalkması bu çiplerle sağlanıyor.
Lucas ve Nora‘nın sürprizlerle dolu sohbetleri devam ettikçe yazarın kurduğu evren robotlarla sınırlı kalmıyor. Romanın çekirdeği ve kahramanımız Lucas’ın göz bebeği olan Model Evren’in devreye girmesiyle olaylar bir Tanrı arayışına ve insanlığın geçmişine ve geleceğine doğru yapılan yolculuklarla sonu tahmin edilemez bir kaosa dönüşüyor. Günümüzde insanların geçmişe duyduğu özlemi görmemek mümkün değil. Romanımızda da Lucas yaptığı araştırmalarla ve ulaşmaya çalıştığı insani duygularla içimizden bir insan portresi çiziyor adeta. Ve bir gün beklenmedik bir şekilde Lucas’ın bu özlemi, Model Evren’de hayat bulan insanlığın ortaya çıkmasıyla sona eriyor. Bu yeni insanlığın ortaya çıkmasıyla Lucas’ın yaptığı tanrısal yolculuklar da başlamış oluyor. Tek başına mı? Kesinlikle hayır. Nora da ona eşlik ediyor…
Romanın içeriğine daha fazla girmeden yazarın işlediği birkaç konuya da değinmek gerekiyor. Lucas ile insanlığın karanlık tarihine yolculuk yapan yazarın, o karanlık ve acımasızlıklarla dolu tarihi sert bir şekilde eleştirmesi ve insanın düşünen bir hayvan olduğu söylemini tekrar vurgulaması çok cesur bir hareket. Öte yandan tanrı arayışı ile dini düşüncelerini hikayeye yediren yazar, yarı robot insanlar gibi düşünebilen bir robotun ihtimaline de ışık tutarak tanrı arayışına yeni bir boyut getiriyor. Covid-19 virüsünün kol gezdiği son günlerde yazarın kitaptaki öngörüleri de ayrı bir önem arz ediyor. Diğer yandan Model Evren cihazının televizyona olan benzerliği de akıllara şu soruyu getiriyor: İzlediğimiz tüm o geleceği öngören filmler bir gün gerçekleşecek mi?
Editöryal olarak harf eksiklikleri ve bazı cümlelerde yer alan kelime tekrarları gibi ufak tefek hataların göze çarptığı Model Evren, yazarın akıcı ve sade anlatımıyla bir çırpıda okuyabileceğiniz türden bir kitap. Zamanda yolculuk, alternatif evrenler, tanrı ve dinin gelecekteki rolü ve teknolojinin sınırları aşan hakimiyeti gibi konularıyla kitapseverlere etkisinden çıkamayacağı bir hikaye anlatan yazar, içindeki hayalperest çocuğun habercisi olarak karşımıza çıkıyor. İleri gelişmişliğin imkanı ile yarattığı insanları ziyaret eden Lucas, barbarlığın ve cahilliğin hüküm sürdüğü dünyada hangi tepkilerle karşılaşacak? Peki, bu ilkel toplumun hesapta olmayan olaylar karşısındaki tutumu ne olacak? Model Evren tanrı, insan ve din kavramlarıyla bezediği yeni toplumunu yukarıdaki sorularla çarpıştırarak okura zengin bir içerik sunuyor…
Hazırlayan: Ahmet Boyraz