“Platon’un farkına vardığı gibi, dünyanın ruhunda bir delilik damarı vardır. Diğer bir deyişle, evrenin kendisi ve onun arkasındaki zihin delidir. Bu nedenle gerçeklikten kopmamış olanlar delilikle temas halindedir.”
1974 yılı Mart ayında Philip K. Dick (PKD) geçirdiği zorlu diş ameliyatı nedeniyle evinde acı içinde kıvranmaktadır. Eşi Beth’ten eczaneye telefon etmesini ister ve sabırsızlıkla eczacının eve göndereceği ilacı beklemeye başlar. Nihayet kapı çalınır ve PKD kapıyı açar. Karşısında elinde beklediği ilaç torbasıyla siyah saçlı bir genç kız görür. Dişi feci derecede ağrıdığı halde odaklandığı şey kızın elindeki ilaç torbası yerine boynundaki balık biçimli kolye olur. PKD kıza kolyesinin ucundaki balığın ne anlama geldiğini sorar ve ilk Hristiyanların sembolü olduğu yanıtını alır.
Altın kolyeden sanki pembe bir ışın yayılmakta ve zihnine ulaşmaktadır. Bir ay kadar sonra odasında radyo dinlerken havada süzülen renkler görmeye ve daha sonra bu renkler netleşerek üzerine doğru gelmeye başlar. PKD izleyen dönemde Exegesis adını verdiği 9000 sayfayı bulan notları aracılığıyla bu iletişimin gerçek doğasını açığa çıkarmaya çalışacaktır. Bu gizemli yaşantıları, Exegesis’in yanı sıra Valis, Kutsal İstila ve Timothy Archer’ın Ruh Göçü romanlarından oluşan VALIS üçlemesinde de konu edinmiştir.
VALIS romanı PKD tarafından 1978 yılında kaleme alınmış ve ilk kez 1981 yılında basılmış. İnanması güç gelse de VALIS, PKD’nin yazdığı 46. roman ve usta bir yazarın eseri olduğu daha ilk satırlardan anlaşılıyor. PKD romanlarında olaylar genellikle anlık olarak aktarılır ve anlatım üçüncü tekil şahıs üzerinden gerçekleştirilir. VALIS romanında ise PKD sahnelere bağlı kalmayan, anılar, izlenimler ve yorumlarla zenginleştirilmiş dinamik bir anlatım biçimini tercih etmiş. Öte yandan, bakış açısını ise romana eklediği birinci şahıs anlatımları aracılığıyla çeşitlendirmiş. Bu tercih salt bir yenilik arayışı olmanın ötesinde romanın rasyonalite ile mistisizm arasında gidip gelen içeriğinin anlatım boyutuna taşınması olarak görülebilir. Üçüncü tekil şahıs anlatımını gerçekleştiren Phil (yazar) olaylara nesnel ve rasyonel açıdan yaklaşırken, romanın ana karakteri olan Atâşığı Fat birinci tekil şahıs anlatımı çerçevesinde yaşadığı aşkın deneyimin gerçekliğini savunmaktadır. Bu ayrılık Hegel’in karşıtların birliği ve mücadelesi konseptini anımsatıyor, zira Atâşığı Fat da aslında yazarın kendisinden başkası değil.
Atâşığı Fat’in yakın arkadaşı Kevin, romanın doğaüstü fenomenlere inanmayan sinik karakteridir. Kedisi, evinin önündeki caddede karşıdan karşıya geçerken ezilerek can vermiştir ve bu durumu Tanrı’nın var olmadığının işareti olarak yorumlamaktadır. Atâşığı Fat’in diğer bir arkadaşı Sherri ise düzenli olarak kiliseye giden inançlı bir kişidir, bu bakımdan Atâşığı Fat’in yaşadığı deneyimin gerçekliğini reddetmez. Ne var ki inançlı olması romanın ilerleyen bölümlerinde kansere yakalanarak ölmesini engellemeyecektir. VALIS romanında konu edilen mistik evreni John W. Campbell’in ortaya koyduğu Kahramanın Yolculuğu kurgusu bağlamında yorumlamak mümkündür. Romanda kapıya gelen kızın boynundaki balıklı kolye mistik dünyaya açılan kapı işlevini üstlenmiştir. Kahramanımız öteki dünyaya adımını atar ve doğaüstü olanla temas kurarak büyük bir tinsel maceraya atılır.
Philip K. Dick yazarlık kariyeri boyunca Platon’un gözle görünen dünyanın gerçekliği konusunda taşıdığı kuşkuyu paylaşmıştır. Ayrıca, Sokrates öncesi Eski Yunan filozoflarının ortaya koyduğu ‘zaman var mıdır’, ‘evrende hareket mümkün müdür’ gibi metafizik sorularına büyük ilgi duymuştur. Eşi Anne R. Dick’in yazdığı biyografiden Hristiyanlığın farklı mezheplerini, Müslümanlığı, Yahudiliği, Taoizmi, Hinduizmi, Budizmi, Maniciliği incelediğini hatta o anda gündeminde olan dinin pratiklerini belirli süreliğine yerine getirdiğini öğreniyoruz. Yine bu biyografide Tanrı’nın yanı sıra, kötücül bir başka gücün varlığına inandığı konu ediliyor. Bu bağlamda, Valis’in kulağa çılgınca gelen kurgusunun ardında büyük bir felsefi ve teolojik birikim olduğunu söyleyebiliriz.
PKD’nin Valis romanında tartıştığı mistik deneyimler gerçeklikle bağlantılı mıydı? Yoksa kullandığı amfetaminin etkisiyle yıllar içinde baskın hale gelen şizofrenik eğilimlerin sonucu olarak mı oluşmuştu? Bir yandan ruhsal sorunlarıyla uğraşırken bir yandan da bitip tükenmek bilmeyen bir enerjiyle sanatını icra etmiş olan PKD, 1974 yılına gelindiğinde pek de iyi bir durumda değildi. Parasızdı, gösterdiği insanüstü gayrete rağmen ana akım edebiyatçı olarak kendisini kabul ettirememişti. Bilimkurgu alanında dahi ismi ‘üç büyükler’ arasında anılmıyordu. O dönemde PKD için ‘seçilmiş kişi’ olmak belki psikolojik bir zorunluluktu. VALIS kendisine has ritmi ve temposuyla metnin usulca aktığı oldukça sanatsal bir PKD romanı. Usta işi çevirisiyle bu durumu Türk okurlarına yansıtabilen Nur Yener’i de ayrıca tebrik etmek gerekir.
Sonuç olarak; alışılmışın dışındaki konusu, güçlü anlatımı ve ustaca çizilmiş karakterleriyle VALIS, iyi edebiyata meraklı her okurun sevebileceği bir roman.
Yararlanılan Kaynaklar:
- Valis / Alfa Yayınları 2020
- PKD – Philip K. Dick’in Peşinde / Anne R. Dick
- Only Apparently Real – The World Of Philip K. Dick / Paul Williams
- Yıkımın Şafağında – Philip K. Dick Kazıları / Rafet Arslan
- Philip K. Dick : The Penultimate Truth / Belgesel Video 2007
- Philip K. Dick Bibliography – Wikipedia