Serinin üçüncü kitabı Şafağın Robotları‘nda Elijah ve Daneel tekrar bir araya gelmiş ve pozitronik beyni donan Jander vakasına yoğunlaşmıştı. Aurora’yı epey meşgul eden olay, Küreselciler’in lideri Kelden Amadiro ve insanlığın diğer gezegenlere yayılmasını isteyen Han Fastolfe’u karşı karşıya getirmişti. Elijah ve Daneel’in etkili gayretleri sonucunda siyasetteki yerini sağlama alan Fastolfe, Amadiro ile anlaşarak insanlığa dair fikirlerini gerçekleştirme yolunda önemli bir adım atmıştı. Böylece diğer gezegenlere yayılma yolunda önü açılan insanlığın eline de önemli bir koz geçmişti. Fakat eser, Amadiro’nun pes etmeyeceğine dair sinyaller vererek sonraki kitaba dair merak edilesi birçok konu bırakmıştı: İnsanlık diğer gezegenlere başarılı bir şekilde yayılabilecek mi? Dr. Fastolfe hayalini gerçekleştirebilecek mi? Amadiro bundan sonra neler yapacak? Anlaşmaya bağlı mı kalacak yoksa bildiğini mi okuyacak? Peki ya Giskard’ın gizemli yeteneği saklı kalmaya devam edecek mi?
Isaac Asimov, serinin ikinci ve üçüncü kitaplarında ana unsur olan gezegenleri ve olayları değiştirerek farklılaşma adına başarılı bir yol izlemişti. Son kitapta da bu yöntemi geliştirerek hikayeyi Vakıf Serisi’ne bağlıyor. Ama bu sefer ortada ne bir cinayet ne de bir soruşturma var. Robotlar ve İmparatorluk, Şafağın Robotları‘ndaki olaylarla arasına 200 yıl gibi bir boşluk koyarak hikâyesine devam ediyor. Elijah Baley ve Dr. Fastolfe çoktan ölmüş, Enstitü ise insansı robot üretimi konusunda başarısız olmuştur. Yine de ana karakterlerden Amadiro ve Gladia hayattadır ve onlara robot kahramanlarımız Giskard ve Daneel Olivaw eşlik etmektedir. İnsanların bir kısmı ise Baleydünya adlı gezegende yaşamaktadır.

Hikâyemize Gladia ve Baley’nin soyundan gelen Levular Mandamous ve Daneel Giskard Baley de katılarak kadro büyük ölçüde tamamlanıyor. Klasik bir şekilde normal ve sakin bir hayat süren Gladia’ya yapılan sürpriz bir ziyaret ile son kitap okurlarını yeni bir maceranın peşinden koşmaya davet ediyor. Solaria gezegeninin birden sessizleşmesi ve gezegene inen kolonici gemilerinin yok edilmesi yeni bir kriz dönemini hortlatıyor. Baleydünyalı bir tüccar olan D. G Baley, hem bu gizemi aydınlatmak hem de Solaria’daki robotlardan kazanç elde etmek istiyor. Ayrıca Amadiro ve Mandamus da arka planda bu işin peşinde ve neler döndüğünü öğrenmek isterken bir yandan da Dünya’yı ortadan kaldırmaya çalışıyor. D. Giskard Baley’nin bu yolcukta ihtiyacı olan tek şey ise bir zamanlar Solarialı olan Gladia. Ve onu ikna etmesi de atası Elijah Baley sayesinde çok kolay oluyor.
Robotlar ve İmparatorluk, yüzeyinde az şeyler barındıran ama merkezine doğru inildikçe şaşırtıcı detaylara sahip bir gezegen profili çiziyor. Her şey sadece bir kazanç ve gizemi açığa çıkartmaktan ibaret değil. Daha çok insanlık ve robotlar arasındaki ilişkiyle beraber uzaya açılma politikasıyla ilgili. Kitapta gelişen olaylar birbiri üstüne bindikçe ortaya fark edilmemesi imkânsız bir görsel çıkıyor. İnsanlık, sürekli çoğaldığı için uzayda kolonileşmeye başlıyor ve uzaycılardan daha fazla gezegene sahip oluyor. Ancak Fastolf’un ölmesiyle Amadiro oyun sahasında tek güçlü kişi olarak kalıyor ve insanlık sorununu kökünden kazımak istiyor. Gladia’nın uzaktan torunu olan Mandamus da Amadiro’ya reddi imkânsız bir teklif sunuyor ve ikilinin yolu Dünya’ya kadar uzanıyor. Bir yanda Gladia ve D. G Baley insanlık için hayatlarını riske atarken diğer yanda Amadiro ve Mandamus Dünya’yı yaşanılmayacak bir gezegene çevirmekle meşgul. Bunlara Asimov’un Üç Robot Yasası etrafında tasarladığı robot karakterleri olan Giskard ve Daneel de eklenince, okurlar kendilerini ayakta durması zor bir fırtınanın içinde buluyor.

Kitap, politik çekişmelerin ve arka plandaki felsefi düşüncelerin sağlam yapısı nedeniyle dinamizmini korumayı başarıyor. Giskard’ın telepatik güçleri, Daneel’in sıfırıncı kuralı geliştirmesi, Üç Robot Yasası’nın sarsılabilirliği, Dünya, Solaria ve Aurora arasındaki politik savaşa diğer gezegenlerin de katılması gibi düşünsel aksiyonlar, fiziksel aksiyonun yerini fazlasıyla dolduruyor. Gelecekte robotlar ve insanlar arasındaki iletişimin, sorunların, dostlukların ve düşmanlıkların dramatik bir şekilde işlenmesi ise metnin en önemli felsefi yönünü oluşturuyor. Ayrıca Elijah Baley, Han Fastolfe, Daneel Giskard Baley ve Gladia’nın robotlara bakış açısındaki değişim, makine ve insan yakınlaşmasına farklı bir parantez açıyor. Bunun aksine Amadiro ve onunla hemfikir olanlar ise bu uyumdan giderek uzaklaşarak robotlara karşı nefret besleyen topluluğu temsil ediyor.
Velhasıl, Gladia ve Baley zorlu yolculuklarında galip gelirken Amadiro ise tekrar yenilgiye uğruyor. Ama çoğu zaman iyiler kazansa da kötülük ve kaos daima filizlenerek yükselişe geçiyor. Bunun en büyük destekçisi de Robot Serisi’nin burada sonlanması ve yerini Vakıf Serisi’ne bırakması. Yani Robotlar ve İmparatorluk, seriler arasında köprü görevi üstlenerek misyonunu tamamlıyor ve bizleri daha büyük krizlerin ortasına bırakıp bilimkurgunun ikonik karakteri Hari Seldon’a emanet ediyor.