Saatleri Ayarlama Enstitusu

Türkiye’deki Toplumsal Dönüşümün Ütopyası: Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Sanayi Devrimi sonrası yeni siyasal, ekonomik ve toplumsal akımların ortaya çıkması ile edebiyatta da güncele eğilen ütopya eserlerinin sayısı arttı. Türk toplumunda Islahat Fermanı, Meşrutiyet ve ardından çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına paralel olarak benzeri dönüşümleri görmek mümkündü. Doğal olarak Türk edebiyatında da bu gibi yapıtlar üretilmeye başlandı. Bunlardan biri de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1961’de yayımlanan Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanıydı. 1901 – 1962 yılları arasında yaşayan Tanpınar, çocukluk yıllarında 2. Meşrutiyet’e, ergenlik yıllarında monarşiye dönüşe, ilk gençlik yıllarında İstanbul’un işgaline, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve devrimlere tanıklık etti. Bizzat kişisel deneyimlerini de aktardığı romanında, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti ve Türk toplumunun oluşumunu biraz da hiciv unsurları katarak anlattı.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Hayri İrdal adlı karakterin gözünden, zamanın subjektif algısını ve toplumsal değişimleri aktarır. Hayri İrdal, bir saat tamircisi ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün bir çalışanıdır. Roman, Hayri’nin kişisel hikâyesi etrafında dönse de aslında daha geniş bir perspektiften Türkiye’nin modernleşme sürecini ve bu süreçte bireyin yaşadığı çelişkileri irdeler. Anlatı dört ana bölümden oluşur: Birinci bölüm olan Muhayyelat, Hayri İrdal’ın çocukluğunu ve gençliğini, saatlere olan ilgisini ve Enstitü’nün kuruluşunu anlatır. İkinci bölüm Hayal İçinde Hayal, Hayri’nin askerlik dönemini, evliliğini ve Enstitü’deki kariyerinin başlangıcını ele alır. Üçüncü bölüm İçimizdeki Saat, Hayri’nin mesleki ve kişisel hayatındaki iniş çıkışları, Enstitü’deki entrikaları ve aşk hayatını işler. Dördüncü bölüm Zamanın İçinden ise Hayri’nin yaşlanmasını, Enstitü’deki değişimleri ve zamanın akışına dair felsefi düşüncelerini gözler önüne serer.

Romanda anlatılan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, zamanı düzenlemek ve “doğru” zamanı belirlemekle görevli hayali bir devlet kurumudur. Kurumun temel işlevi, tüm saatlerin aynı zamanda doğru şekilde ayarlanmasını sağlamak ve böylece toplumda bir düzen ve uyum yaratmaktır. Bu, romanın ana teması olan zaman kavramının göreceliği ve insan hayatındaki önemi ile yakından ilişkilidir. Enstitü, modernleşme sürecinin bir parçası olarak görülür ve Tanpınar’ın eserinde, zamanın standardizasyonu ve kontrolü yoluyla toplumsal düzenin sağlanması fikrini temsil eder. Aynı zamanda, geleneksel zaman anlayışına ve yaşam tarzına bir eleştiri olarak da okunabilir. Enstitü, roman boyunca bireyin iç dünyası ile dış dünyanın talepleri arasındaki çatışmayı ve modernleşmenin getirdiği değişimlerin bireysel ve toplumsal düzeyde yarattığı sorunları simgeleyen bir mekân olarak işlev görür.

Konusu itibarıyla ütopik bilimkurgunun tüm unsurlarını içinde barındırır. Dolayısıyla Türk bilimkurgu edebiyatının sınırları içerisinde değerlendirilebilecek bir eserdir. Roman, zaman kavramı, modernleşme süreci ve bireyin bu süreçteki yeri gibi temaları işler. Bu türün genel özellikleri olan idealize edilmiş toplum yapıları, geleceğe dair tahminler ve teknolojinin toplum üzerindeki etkileri gibi unsurlar romanda bazen bahis bazen de atıf olarak yer alır. Ayrıca, ütopik toplumlar genellikle idealize edilmiş kurumlar tarafından yönetilir. Romanın adı da olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, bu tür bir kurum olarak düşünülebilir.

Enstitü, zamanı düzenleyerek toplumun iyileşmesini amaçlar, bu da ütopik bir nitelik taşır. Ütopik bilimkurgu, bazen mevcut toplumsal düzenin eleştirisini yapar. Saatleri Ayarlama Enstitüsü‘nde de modernleşme sürecinin getirdiği değişimler ve bu değişimlere bireylerin uyum sağlayamaması eleştirilir. Bu eleştiriden bazen toplumu değişime yeterince hazırlayamayan kurumlar bazen de değişime direnen bireyler payını alır. Tanpınar’ın bu romanında bireyin modern dünya içindeki yeri, zamanla ilişkisi ve toplumsal değişim karşısındaki durumu da sorgulanır. Öte yandan, bilimkurgu eserlerinde sıkça rastlanan bir tema da zaman ve mekânın yeniden yapılandırılmasıdır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü‘nde de zaman, merkezi bir tema olarak ele alınır ve zamanın kontrolü, düzenlenmesi gibi fikirler işlenir. Romana göre zamanı kontrol eden, toplumu da kontrol eder. Zaten kurumun ortaya çıkış amacı da burada saklıdır.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yaşarken basılmış son eseri olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, her türlü okuma ve yorumlamaya açık, ütopya türündeki bir anlatıyı hayali bir kurum üzerinden Türk toplumuna uyarlayan güçlü bir eserdir.

Yazar: Halil Alpaslan Hamevioğlu

1980 Polatlı doğumluyum. 80'ler ve 90'lar kuşağında yetişmiş bir bireyim. O devrin her bireyi gibi ben de bilimkurguyu video kasetlerden tanıdım. Sonra özel kanallar geldi. Hayal dünyam iyice genişledi. Eh, gerçek yaşamda da dünyanın içinden geçtiği dönüşümü gördüm. Sovyetler'in bitişini, Berlin Duvarı'nın yıkılışını, popüler kültürün tüm dünyayı etkisi altına alışını... Bir gün okulum bitti ve hem gördüklerimi hem de yaşadıklarımı yeni nesillere aktarayım dedim. Öğretim görevlisi oldum. Gazi Üniversitesi’nde başlayan, Başkent Üniversitesi’nde devam eden öğreticiliğimde ülke sınırlarını aştım ve kendimi Amsterdam Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde buldum. Oldum olası yazmayı sevmişimdir. Âşık olduğum bilimkurguyu ve yazma hobimi de burada birleştireyim dedim. Şimdiden iyi okumalar.

İlginizi Çekebilir

postmodern bilimkurgu

Postmodernizm ve Bilimkurgu: Anlamın Ötesine Geçen Bir Yolculuk

Postmodernizm ve bilimkurgu, edebiyat dünyasında sınırları zorlayan iki anlatı biçimi olarak bir araya geliyor. Bu …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin