Ray Bradbury “Fahrenheit 451” romanında kitapların yasaklandığı, yakıldığı karanlık bir dünya sunmuştu bizlere. Bu haliyle George Orwell’ın “1984”ü gibi yarı yarıya gerçeklik haline gelen gelecek kâbuslarımızdan biri oldu. Ama bazen korkularımız cicili bicili, janjanlı paketler içinde sunulabilir bizlere. Öyle ki başımıza geleceği anlamayız bile. Teknolojinin hızla geliştiği ve belki de görünmez duvarların içine hapsetmeye başladığı bir geleceğin kıyısındayız. Yayın dünyasının teknoloji gündemi “basılı kitapların sonunun gelmesi”…
Yüzyıllardır kitap formatı değişmedi. Şimdi belki de felaketimiz olacak bir eşikteyiz. Basılı kitap konusu sadece bir kağıt-byte karşılaştırması mıdır? Kitaplar basılmayınca ormanlar mı kurtulacak? Hiç sanmıyorum. Sizlere kitapların elektronik ortama aktarılmasıyla ilgili farklı bir senaryo sunmak istiyorum.
İnsanlık tarihinde tesadüf olmayacak kadar çok kütüphane yakıldı, yok edildi. Her baskıcı rejimin ilk hedefi kütüphaneler, kitaplar, okuma yazması olanlar oldu. Meşhur İskenderiye kütüphanesi üç kez yandı: Sezar, Hrıstiyanlar ve Halife Ömer döneminde. Naziler kitapları yakardı. Sovyetler kitapları yasaklar, sansürler, yazarları hapsederdi. Kızıl Kmerler okuma yazma bilen insanları bile öldürmüştü. Gözlük takan bir insan okuma yazma bildiği düşünüldüğünden öldürülüyordu. Bütün bunları düşünün ve şimdi diyeceğime kendinizi hazırlayın: e-kitap, basılı kitapların sonunun gelmesi bu saydıklarımın hepsinden tehlikeli… Bilgi yakılmayı, yasaklanmayı, sansürlenmeyi, öldürülmeyi atlattı ama elektronik tehlikeyi atlatamaz.
Gelin teknolojik geleceğin karanlık yüzüne bir senaryo yazayım size:
- Basılı kitapların sonunun gelmesi için öncelikle çevre hassasiyetini kullanırlar. Afişler hazırlanır; kitabın yanına bir ağaç koyarlar. Üzerine çarpı atarlar. Bir kitap bir ağaç, bir kütüphane bir ormanın yok olmasıdır derler.
- Basılı kitap sevenleri geleceğin ve teknolojinin karşıtı gerici tipler olarak gösterirler. Kitap taşıyanlar yel değirmenlerine saldıran Don Kişot gibi gösterilir. Yani hayalci ve eski bir dünyanın tozlarına bulanmış tipler.
- Kitapların elektronik ortama taşınmasıyla milyonlarca kitabı ufacık bir aletle yanınızda taşımaya başlarsınız. Önce bu hoşunuza gider ama o alet merkezi bir sistemle bağlantılı olmak zorundadır. Zira sürekli yeni sürümler gelecek, o minnacık aletiniz bozulunca kullanılmaz hale gelecektir.
- Demokratik bir toplumda e-kitabın en önemli eksisi kalite düşüşü olacaktır. Editör süzgecinden geçmeyen yüzlerce noktalama ve imla sorunlu kitap arasından iyilerin bulunması zor olacak. Birçok yazar belli aşamaları geçmeden okura ulaştığı için gelişi duracak.
- Ya totaliter bir rejim bütün dünyaya hakim olursa…
- Tek bir tuşla rejimin sevmediği bir kitap yok edilir. Basılı bir kitap olarak saklanmadıysa sonsuza kadar sadece onu hatırlayanların hafızasında kalır.
- Tek bir tuşla sansürlenebilir. Kimse bunun farkında olmaz.
- Tek bir tuşla bir yazarın bütün eserleri silinebilir.
- Tek bir tuşla kitapların içeriği tamamen değişebilir. Örneğin gelecek nesiller Stephen King’in kitap başlıklarında Barbara Cartland romanları okuyabilir ve onu bir aşk romanları yazarı olarak tanıyabilir.
Teknoloji bilgiyi kolay ulaşılır yapar ama kolay saklanır yapmaz. Örneğin kaçınız kasetlerinizi dinleyebiliyorsunuz? Kaçınız betamax veya vhs kastleriniz varsa seyredebiliyorsunuz? Üstelik bu format değişikleri giderek hızlanıyor. Kaset, disket, cd, dvd, hafıza çipi… Ve giderek bunlar da unutulacak.
Gördüğünüz gibi gelecek o kadar aydınlık değil.
Hazırlayan: Orkun Uçar
Katılıyorum, basılı kitap çevreye zararlıdır derler fakat e-kitapta elektronik ortamda atmosfere salınan karbondioksit salınımını arttıracaktır. Belki küçük ölçekli düşündüğümüz de bu az görünebilir ama milyonlarla düşününce basılı kitabın verdiği zararla aynı olacaktır. E-kitap ile verdiğimiz zararı elinizde ”atmosfer temizleyici” yoksa telafi edemezsiniz ama ağaç dikerek basılı kitapla verilen zarar telafi edebilir. Tabii bu konuda da gerekli duyarlılık sağlanırsa…