J.-H._Rosny_aîné

Bilimkurgunun Kurucu İsimlerinden: J.-H. Rosny aîné

J.-H. Rosny Aîné (Joseph Henri Böex’in takma adı), erken dönem bilimkurgu edebiyatının önde gelen isimlerinden biridir. Bilimkurgu türüne yaptığı önemli katkılara rağmen bir H.G. Wells ya da Jules Verne kadar ünlenememiştir.

J.-H. Rosny Aîné, 1856 yılında Belçika’da doğmuştur. Çocukluk ve gençlik dönemi hakkında fazla bilgi yoktur, ancak Paris’teki edebi kariyerine başlamadan önce İngiltere’yi ziyaret ettiği bilinmektedir. Doğalcılık hareketinin öncü figürlerinden Emile Zola’dan etkilenmiştir. Ancak 1887’de Zola’nın etkisini alenen reddetmiş ve edebiyatta kendi yolunu çizmeyi seçmiştir. Kardeşi Justin Böex de bir romancıdır ve iki kardeş ilk başta eserlerini “J.-H. Rosny” takma adıyla yayımlamıştır. Bu işbirliği dönemi 1907 yılına kadar sürmüş ve kardeşler bu tarihten sonra farklı takma adlar kullanmaya karar vermiştir. Joseph Henri, “J.H. Rosny Aîné” adını alırken, Justin de “J.H. Rosny Jeune” mahlasını benimsemiştir. 1893 ve 1907 yılları arasında yayımlanan ve genellikle sadece Rosny Aîné’ye atfedilen eserler aslında kardeşlerin ortak ürünüdür, ancak stilistik özellikleri bakımından Joseph Henri’nin baskın yazar olduğu anlaşılmaktadır.

Rosny Aîné’nin eserleri geniş ve çeşitlidir, ancak en çok bilimkurguya yaptığı katkılarla tanınır. İlk önemli hikâyesi “Les Xipéhuz(1887), Wells’in “Zaman Makinesi“nden sekiz yıl önce yazılmıştır ve erken dönem bilimkurgu edebiyatının en orijinal eserlerinden biridir. Hikâyesinde Rosny Aîné, erken insan kabilelerinin varlığını tehdit eden gizemli Xipéhuz’ları tanıtır. Bu anlatı, yazarın insan olmayan yaşam formlarına ve evrende bir arada yaşama fikrine olan ilgisinin bir göstergesidir.

Rosny Aîné’nin bilimkurgusu dört ana tema altında kategorize edilebilir:

  1. Tamamen Yabancı Yaşam Formları: İnsanlığın uzak geçmişinde, geleceğinde ya da diğer gezegenlerde geçen yabancı varlıkları keşfeden hikâyeler.
  2. Paralel Dünyalar ve Açıklanamayan Fenomenler: Anlatıcının çağdaş gerçekliğiyle kesişen dünya dışı varlıkları ve olayları içeren hikâyeler.
  3. Keşfedilmemiş Adalar: İnsan kahramanların kendilerini yabancı ortamlarda bulduğu, varoluşsal ve bilimsel keşiflere yönlendiren anlatılar.
  4. Prehistorik Yaşam: Tarih öncesi çağlarda insanların ve hayvanların hayatlarını tasvir eden romanlar.

Bu kategoriler, Rosny Aîné’nin geniş hayal gücünü göstermesi ve çoğu temaya öncülük ettiğini vurgulaması açısından önemlidir. Wells biyolojik evrime ve bilimsel zaferlere odaklanırken, Rosny Aîné fizik, kimya ve astronomi ile eşit derecede ilgilenmeyi yeğlemiştir. Vizyonu, evrendeki yaşamın daha geniş olasılıklarını kapsar ve sık sık tüm yaşam formlarının birliğini ve birbirine bağlılığını işler.

Rosny Aîné’nin en derin eserlerinden “La Mort de la Terre(1910), 500 yıl gelecekte geçer ve Dünya’nın su sıkıntısıyla karşı karşıya kalışını anlatır. Anlatı, kabile hayatına geri dönen, kaderlerine razı olan pasif bir insan ırkını ve mineral krallığının yükselişini tasvir eder. Bu hikâye, Rosny Aîné’nin evrimi yöneten birleştirici bir güce duyduğu inancı yansıtır, bu da eserlerinde tekrar eden bir motiftir. “Les Navigateurs de l’infini(1925) ise Dünyalıların partenogenez ile üreyen ve cinselliğin sıradanlığından uzak duran Marslıları keşfedişini anlatır. Roman, tamamen yabancı varlıkların estetik takdirine yoğunlaşır ve yazarın evrendeki temel birliğe olan inancını yeniden teyit eder.

Rosny Aîné’nin bilime olan ilgisi kurgu ile sınırlı değildir. 1899’da yayımlanan “La Légende sceptique” adlı eseri, bilimsel kavramları lirik mistisizmle harmanlayan, yaratılış ve yaşam üzerine kapsamlı vizyonlar sunan kurgusal bir deneme olarak öne çıkar. Bilimsel bilgiyi, doğa üzerinde insan hâkimiyetinin bir aracı olarak değil, evrenin içsel gizemini ve birliğini takdir etmenin yöntemi şeklinde değerlendirir. Bu felsefi duruş, kaleme aldığı eserlerinde de yankılanır. Sık sık kahramanlarını bilinmeyeni keşfetmeye çalışan bilim insanı, filozof ya da şair olarak tasvir eder, bilimsel sorgulamayla manevi ve estetik duyarlılıkları uyumlu hâle getirmeye çalışır.

Yenilikçi katkılarına rağmen Rosny Aîné’nin edebi itibarı 1940’taki ölümünden sonra keskin bir şekilde düşüşe geçmiştir. Çoğu edebiyat eleştirmenine göre üretken çıktısı, stilistik tuhaflıkları ve duygusal eğilimleri nedeniyle popülerlik kazanamamıştır. Ancak son zamanlarda eserlerine olan ilginin yeniden canlandığı görülmektedir. Özellikle paralel dünyalar kavramı ve evrim üzerine benzersiz yaklaşımı, çağdaş bilimkurgu açısından bile ilham vericidir. Wells kadar nüfuz elde edemese de hayal gücünün kapsamı ve tematik derinliği ile türe önemli içgörüler sunmaya devam etmektedir.

11 Şubat 1940’ta, 83 yaşındayken Paris’te hayata gözlerini yummuştur. Yabancı yaşam formlarını, paralel evrenleri ve tarih öncesi ortamları resmettiği eserleriyle ardında derin ve orijinal bir külliyat bıraktığı ise kuşkusuzdur.

Kaynak

Yazar: Şevval Tufan

2000 yılında Ankara'da doğdu. 2022'de Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Yine aynı üniversitede, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünde yüksek lisans eğitimine başladı. Bilimkurgudan video oyunlarına, tarihten dil öğrenimine kadar pek çok farklı alanla ilgileniyor. Yeni fikirler edinmeyi, üzerine düşünmeyi seviyor.

İlginizi Çekebilir

dark kapak

Dark’ın Mitolojik ve Ezoterik Şifreleri

Dark dizisinde mitolojiye, kutsal kitaplara ve ezoterizme pek çok atıf var. Ezoterizm denince ilk akla …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin