Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
Pek çok yazar birden fazla türde yazmanın hayalini kurar. Ancak bunu başarabilenlerin sayısı oldukça azdır. Çok satan romanların yazarı Dan Simmons ise bu başarıyı elde edebilen nadir isimlerden. Kitapları bilimkurgu, korku, fantastik, ana akım ve polisiye türlerine dâhil edilebilecek çeşitlilikte. Simmons, neredeyse her türde ödül kazandı. İlk romanı Song of Kali (Kali’nin Şarkısı), Dünya Fantazi Ödülü’ne; ilk bilimkurgu romanı Hyperion ise Hugo Ödülü’ne layık görüldü. Diğer romanları ve kısa öyküleri Locus, Bram Stoker, Fransız Prix Cosmos, BSFA ve Theodore Sturgeon gibi sayısız ödülle taçlandırıldı. 1995 yılında Wabash College, Simmons’a kurgu ve eğitim alanlarındaki katkılarından dolayı fahri edebiyat doktorası verdi.
1948 yılında East Peoria’da doğan Dan Simmons, Wabash College’dan Phi Beta Kappa ödülüyle mezun oldu. 1971 yılında St. Louis’teki Washington Üniversitesi’nden yüksek lisans derecesi aldıktan sonra ilkokul öğretmeni olarak çalışmaya başladı. On yıl boyunca eğitimcilik yaptı, bu süre zarfında son derece başarılı bir eğitim programının geliştirilmesine katkıda bulundu. Yine bu dönemde çeşitli dergilere kısa öyküler yazıp göndermeye devam etti.
1980’lerin başında Denver’daki yazarlar konferansından olumlu bir geri dönüş alamazsa yazarlık hayalinden vazgeçip eğitim kariyerine odaklanmayı planladı. Ancak bilimkurgu efsanesi Harlan Ellison, Simmons’ı bir atölyede fark etti ve kesinlikle yazmayı bırakmaması gerektiğini belirtti. Hatta “The River Styx Runs Upstream” adlı kısa öyküsünü bir yarışmaya göndermek için kendisinden izin istedi. İşin ilginç tarafı, Simmons bu yarışmayı kazanarak 1982’de ilk profesyonel yayınını gerçekleştirdi. Üç yıl sonra yayımlanan ilk romanı Song of Kali, Dünya Fantazi Ödülü’nü kazandı. Bu gelişmelerden sonra profesyonel olarak yazarlık yapmayı sürdürme kararı aldı.
Simmons, seksenlerin ortasından bu yana Prayers to Broken Stones (Kırık Taşlara Dualar), Summer of Night (Gecenin Yazı), Children of the Night, Phases of Gravity, The Hollow Man, Carrion Comfort gibi pek çok roman ve kısa öykü derlemesi yayımladı. Ancak Simmons’ın bilimkurgu dünyasında kalıcı bir yer edinmesini sağlayan eser Hyperion Cantos (Hyperion, The Fall of Hyperion, Endymion ve The Rise of Endymion) serisi oldu.
Hyperion’ın yapısı, Geoffrey Chaucer’ın The Canterbury Tales adlı eserinden esinler taşıyordu. Altı farklı hacı, tehlikeli ve gizemli bir varlık olan Shrike ile buluşmak amacıyla Hyperion gezegenine doğru giderken kendi hikâyelerini anlatıyordu. Eser, romantik şair John Keats’e büyük ölçüde atıf içeriyordu. Keats’in hayatı ve şiirleri, kitapta önemli bir tema olarak yer alıyordu. Ayrıca din, mitoloji, diriliş, aşk, ihanet ve ölüm gibi derin temalar da kurguya eşlik ediyordu. Uzay operası, siberpunk, alternatif tarih gibi pek çok bilimkurgu alt türünü harmanlayan seri, tür hakkında bilgi sahibi olmayan okurlar için de âdeta edebi bir bilimkurgu panoraması sunuyordu.
Romanlarında felsefe, mitoloji, tarih ve edebiyatı ustalıkla işleyen Simmons, karmaşık karakterleri ve derin anlatımıyla edebi dünyada önemli bir figür olmayı sürdürüyor. Her iyi öğretmen gibi sevdiği konulara karşı büyük bir tutku duyuyor. Yazmayı gerçekten seviyor ve başarıyı yakalamak isteyen genç yazarların güçlü bir çalışma ahlakına sahip olması gerektiğine inanıyor. Üretkenliği oldukça fazla; her zaman bir roman, kısa öykü ya da film projesi üzerinde çalışıyor. Eşi Karen ve kızları Jane ile birlikte Colorado’da yaşıyor.
Kaynak: Writers Write (Claire E. White)
