Tarihteki İlk Kadın Siyahi Bilimkurgu Yazarı: Octavia E. Butler

Yazar Octavia E. Butler, 22 Haziran 1947’de Pasadena, California’da dünyaya geldi. 1970’lerde yazarlık kariyerine başlamadan önce birden fazla üniversitede öğrenim gördü. Kitaplarında bilimkurgu elementleri ile Afro-amerikan spiritüelizmi öğelerini yoğunluklu olarak kullandı. 1976’da yayımlanan ilk romanı Patternmaster, sonradan büyüyerek dört kitaplık Patternist serisinin bir parçası haline geldi. Butler ayrıca 1979 tarihli Kindred (Yakın, İthaki Yayınları) ve iki kitaplık Parable serisine ait 1993 tarihli Parable of the Sower ve 1998 tarihli Parable of the Talents kitaplarının da yazarıdır. 24 Şubat 2006 yılında Seattle, Washington’da ölene dek yazmayı ve kitaplarını yayımlamayı sürdürdü.

Erken yaşta babasını kaybeden Butler’ı annesi büyütecekti. Annesi farklı yerlerde hizmetçilik yaparak ailesini geçindirmeye çalışıyordu. İlerleyen yıllarda, çoğunlukla beyaz erkek yazarların hakim olduğu bilimkurgu alanında kendini gösteren Butler, bir kadın ve bir Afro-amerikan olarak büyük yankı uyandırdı. Henüz küçük bir çocukken, uzun boyu ve utangaçlığı ile göze çarpıyordu. Disleksiden muzdaripti, ancak hiçbir zaman bunun okuma aşkının önüne geçmesine izin vermedi. Küçük yaşlarda kendi hikâyelerini yazmaya başlayan Butler, henüz 10 yaşlarındayken hayatını kitaplar yazarak kazanmaya karar verdi. Pasadena Şehir Üniversitesi’nden ön lisans derecesini aldı ve Clarion Kurgu Yazarları Atölyesi’nde Harlan Ellison ile birlikte çalışma fırsatı buldu.

Butler bir yandan sıkı bir yazma egzersizi programı uygularken, bir yandan da geçinebilmek için birçok farklı işte çalışıyordu. O kadar ki, her günün erken vakitlerinde mutlaka birkaç saat yazmasıyla tanınmıştır. 1976’da Butler ilk romanı Patternmaster’ı yayımladı. Bu kitap daha sonra, Patternist olarak bilinen, telepatik güçlere sahip bir grup insanın öyküsünün anlatıldığı daha büyük bir hikâye örgüsünün parçası haline geldi. Serinin diğer kitapları 1977 tarihli Mind of My Mind, 1980 tarihli Wild Seed ve 1984 tarihli Clay’s Ark olacaktı (Butler’ın yayınevi daha sonra Patternist serisindeki kitapları bir araya toplayacak ve kronolojik yayımlanma sırasından farklı bir sırada düzenleyerek tekrar okurlarına sunacaktı).

1979’da Butler, asıl patlamasını Kindred adlı romanıyla yaptı. Roman, Afroamerikan bir kadının zamanda geriye yolculuk yaparak, atası olan beyaz bir köle sahibini kurtarmasını anlatıyordu. Butler, bu konuyu annesinin hayatından esinlenerek oluşturduğunu söylüyordu. New York Times’a verdiği bir röportajda, “Onun sürekli oradan oraya itildiğini görmekten hoşlanmıyordum,” diyecekti. “Annem tüm o aşağılamalara maruz kalmak zorunda kalmasa, ben çok daha rahat bir hayat sürebilirdim. Bu yüzden, başkalarının da tarihi yaşamasını istediğim bir roman yazmak istedim. Siyahi insanların sırf hayatta kalabilmek için dayanmaları gereken acıları ve korkuyu göstermeye çalıştım.”

Bazı yazarlar, bilimkurguyu fantaziye geçiş aracı olarak kullanır. Butler ise bilimkurguyu, insanlığın yaşadığı sorunları tespit etmek için kullanıyordu. Yapıtlarına sahip oldukları derinliği ve karmaşıklığı veren de, insanlığa olan bu tutkulu ilgisiydi. 1980’lerin ortalarında eserleri ile ses getirmeye başladı. “Speech Sounds” öyküsü ile 1984’te En İyi Kısa Öykü Hugo ödülünü kazandı. Aynı yıl kısa romanı “Bloodchild” önce Nebula Ödülüne, ardından da Hugo Ödülüne layık görüldü. 1980’lerin sonlarında Butler, Xenogenesis üçlemesini yayımladı: Dawn (1987), Adulthood Rites (1988) ve Imago (1989). Bu genetik ve ırk meselelerine eğilen bir seriydi. Hayatta kalabilmek adına, insanların Oankali adındaki uzaylı ırkıyla çiftleşerek üremelerini konu alıyordu. Bu üçleme Butler’a büyük bir övgü kazandırmıştı. Daha sonra ise iki kitaplık Parable serisi geldi: Parable of the Sower (1993) ve Parable of the Talents (1998).

1995 yılında Butler, MacArthur Vakfı’ndan “dahi” hibesi kazandı; bu hibeyi alan ilk bilimkurgu yazarıydı. Butler bu parayla kendine ve annesine bir ev satın aldı. 1999’da Butler doğup büyüdüğü California’dan ayrılarak Seattle, Washington’a yerleşti. Mükemmeliyetçi bir yazardı ve yazar tıkanması ile birkaç yıl boğuştu. Giderek kötüleşen sağlığı ve kullandığı ilaçlar nedeniyle bu çabaları yetersiz kaldı. Birçok yeni projeye başlayan ve bir süre sonra bir kenara atan Butler, 2005’te son romanı Fledgling‘i kaleme aldı. Bu vampirler ve aile yapıları üzerine yenilikçi bir yapıttı. 24 Şubat 2006 günü Seattle’daki evinde hayata gözlerini yuman yazarın ölümüyle, yazın dünyası en büyük öykücülerinden birini kaybetti. Öldüğünde 58 yaşındaydı. Gregory Hampton’ın Callaloo’da yazdığı gibi o, “gerçeklikle fantezi arasındaki sınırları silikleştiren” ve kitaplarıyla “evrensel gerçekleri ortaya koyan” bir yazardı.

22 Haziran 2018’de Google, ünlü yazarın 71. doğum günü münasebetiyle kendisi onuruna bir Doodle da hazırladı.

Kaynak

Yazar: Erkam Ali Dönmez

Oyun sever, oyun oynar, oyun çevirir, oyun yapar.

İlginizi Çekebilir

dark kapak

Dark’ın Mitolojik ve Ezoterik Şifreleri

Dark dizisinde mitolojiye, kutsal kitaplara ve ezoterizme pek çok atıf var. Ezoterizm denince ilk akla …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin