Teknolojinin gelişmesi eğitimin sunum ve işleniş yöntemlerini her geçen gün dönüştürse de, halen dünyanın tamamı diyebileceğimiz bir çoğunluğunda okul eğitimi yüzlerce yıldır değişmeyen bir ana yapıda sürmekte. Fiziksel bir binadaki sınıflar, bu sınıflara her sabah evlerinden kalkıp gelen öğrenciler ve başlarında –kendileri de evlerinden kalkıp gelmiş- dersleri anlatan öğretmenler. Bu klasik üçlemeyi aşan kimi vizyoner örnekler ise, gelecek yüzyılda eğitimin nasıl bir çehreye bürüneceğinin ipuçlarını veriyor.
Örneğin, birkaç on yıldır kullanılan videokonferans yöntemi sayesinde, öğretmenin fiziksel olarak sınıfta bulunması şartı ortadan kalktı. Öğretmenler de sınıftaki kamera sayesinde öğrencilerini görebiliyor, onlarla iletişime geçebiliyor. Daha sonra, elbette ki internetin gelişmesiyle beraber yaygınlaşan uzaktan eğitim sistemlerinde, öğrencilerin de fiziksel bedenleriyle sınıfta bulunmaları zorunluluğu kalmadı. Yani yukarıda bahsettiğim eğitimin üç sacayağından sınıf sanallaşmış oldu ama aslında her şeye rağmen, öğrencilerin sadece ekrandaki iki boyutlu ikon kafalardan oluştuğu, öğretmen söz verdiğinde bilgisayarlarındaki mikrofonlardan seslerini duyurabildiği, sanal sınıfa bağlı sohbet odasında sorularını yazabildiği ilkel bir sistem. Yine de, potansiyel olarak dünyanın dört bir tarafındaki, üstelik fiziksel engelleri ve maddi sebepler yüzünden örgün eğitime katılma imkânları kısıtlı öğrencilerin erişimine açık olması yönleriyle, internet üzerinden canlı veya kayıttan yayın yapan uzaktan eğitim sistemleri, günümüzde eğitimin teknolojik olarak vardığı, geniş ölçekte uygulanabilir son somut nokta.
Bunun bir adım ötesi de var tabii ki, o da sanal gerçeklik teknolojilerinin kullanılmasıyla beraber eğitimin sınıf-öğrenci-öğretmen üçlemesinin birden “gerçekçi bir şekilde” mekândan bağımsız hâle gelmesi. “Gerçekçi bir şekilde” eki önemli, çünkü videokonferans ve çevrimiçi uzaktan eğitim sistemlerinde aslında halen fiziksel mekândan tam kopmuş sayılmıyorsunuz. Derse bağlandığınız yerde dikkatinizi dağıtan unsurlar, siz ne kadar gözünüzü bilgisayar ekranından ayırmamak için çabalasanız da eğitimin verimliliğini baltalıyor. Bu handikap da ancak, çevrimiçi bir ağda başlarındaki kasklarla –ve belki yakın bir gelecekte gözlerindeki lenslerle- eş zamanlı olarak sanal gerçeklik sınıfına bağlanan öğrencilerin ve öğretmenlerin sanal ama gerçekçi varlığıyla aşılabilir. Günümüzde bunun teknolojisi mümkün olsa da, henüz hiçbir ülkede ulusal düzeyde ve resmi olarak tanınmış bir şekilde uygulanmıyor. Halen okul binalarına, o binalara her sabah varabilmek için öğrencilerin bindiği okul servislerine muhtacız. Fakat eğitimdeki sanallaşma eğiliminin, çok uzak olmayan bir gelecekte bunu kıracağı kesin. Ebeveynlerin çocukları için duyduğu güvenlik hassasiyetleri ile birleştiğinde, evden ayrılmadan sanal gerçeklik eğitimi büyük talep ve destek de görecektir.
Bunun çocukların üzerinde sosyal ve psikolojik yan etkileri ise elbette kaçınılmaz olacak. Zaten teknoloji tarihinin garip bir cilvesi, her yeni icat bir şeyleri sunarken ve hayatı kolaylaştırırken, bir şeyleri de aşındırıyor. Yine de zamanın okunun sanal gerçekliğin yaygınlaşması yönünde ilerlediğini, her gün karşımıza çıkan çeşitli örneklerden biliyoruz. Eğitim de bundan etkilenecek. Ve çok büyük ihtimal bunun da bir adım ötesi, öğretmenlerin de tamamen sanallaşıp yerlerini salt yapay zekâlara bırakması olacak. Ama ona henüz var, önce eğitimde sanallaşmanın ulusal ölçekte tamamlanması gerekiyor.
(Aşağıdaki videoda, 2017 Dünya Bilim Fuarında Demosu Yapılan Sanal Gerçeklik Sınıfını görüyorsunuz. Öğrenciler hiperküp yapmayı öğreniyorlar.)
Eğitimin olası sanal geleceğine dair bu fikir jimnastiğinin ardından, bilhassa bilimkurgu takipçilerinin ve üreticilerinin bilmekten hoşnutluk duyacağını düşündüğüm birkaç ücretsiz çevrimiçi dersten bahsetmek istiyorum. Bu dersler, maalesef henüz sanal gerçeklik sınıflarında yapay zekâ öğretmenler tarafından verilmese de, internet üzerinden uzaktan eğitimin sunduğu imkânlara güzel birer örnek teşkil ediyor. Siz de bu derslere kaydolarak, dünyanın dört bir tarafındaki öğrencilerle sınıf arkadaşı olabilirsiniz.
Aralarında, MIT, Yale, Harvard, Caltech, Princeton, Oxford gibi gezegenimizin en nadide üniversitelerindeki hocaların sunduğu derslerin arasından aşağıda seçtiklerimde, doğrudan bilimkurgu içerikli olmasalar da bilimkurgu türünün ele aldığı konuları kapsamasına gayret ettim. Sitelerini incelerseniz, fen bilimleri ve sosyal bilimler alanlarında onlarca farklı dersin olduğunu göreceksiniz. Hatta yeni bir dil öğrenmek isteyenler için de temel seviye ücretsiz kurslar mevcut. Hazırladığım listedeki dersler İngilizce olmasına rağmen, ders videolarının eş zamanlı olarak İngilizce alt yazıyla yayınlanması takip etmeyi kolaylaştırıyor. Dileyenler, belli bir ücret karşılığında dersi veren üniversiteye ait resmi sertifikaya veya çevrimiçi yüksek lisans derecesine sahip olabiliyor, fakat derslerin içeriklerine erişmek için para ödenmesine gerek yok.
edX.ORG
2012 yılında Harvard Üniversitesi ve MIT tarafından kurulan platform, bugün dünya genelinde 130’dan fazla eğitim kurumu tarafından destekleniyor. Sosyal bilimler ve edebiyat alanında da zengin bir içeriğe sahip EDX’in müfredatında, bilimkurguyla ilgilenenlerin beğeneceğini umduğum bazı dersleri şöyle sıralayabilirim.
- Kuantum İnternet ve Kuantum Bilgisayarlar Dünyayı Nasıl Değiştirecek?
- Otonom Mobil Robotlar
- Kara Deliklerden Süpernovalara Evrenin En Ölümcül Bölgelerini Tanıyalım
- Kozmik Işınlar, Karanlık Madde ve Evrenin Gizemleri
- Hayatın Uçlarında Yaşayan Mikro-Organizmalar: Mikroplar, Bakteriler, Virüsler
- Güneş Sisteminin Dışındaki Gezegenlerde Yaşam Arayışı
- Günümüzde İnsanlı ve İnsansız Uzay Yolculukları Nasıl Gerçekleşiyor?
- Robotların Toplumda Yaygınlaşmasının Getireceği Kazanımlar ve Riskler
- Yapay Zekânın Bilinci Hakkında Felsefi Tartışmalar
- Edebiyatta Fantastik Yerler, İnsan Olmayan İnsanımsılar
- Frankenstein veya Modern Prometheus Hakkında Ayrıntılı Analizler
- Süper Kahramanların Yükselişi ve Popüler Kültürdeki Etkileri
COURSERA.ORG
2012’de Stanford Üniversitesi’nden iki bilgisayar mühendisinin kurduğu Coursera platformunda bugün 150’nin üzerinde üniversiteden 2700’ün üzerinde ders internet üzerinden uzaktan verilmekte. EDX platformuna göre daha ileri düzeyde fen bilimleri ve mühendislik dersleri sunan Coursera’da kuantum mekaniği, nanoteknoloji, robotik, makine öğrenmesi, uzay araçlarının kinematiği alanlarında da çeşitli dersler mevcut. Bunların arasında bilimkurguyla ilgilenenlerin beğeneceğini umduğum bazı temel dersleri seçmeye çalıştım: