insan genom projesi

Genlerimiz Kaderimizi Belirliyor mu?

Hasta olup olmayacağımızı, yaşam süremizi, yaptığımız işi, hobilerimizi ya da daha geniş kapsamıyla sahip olduğumuz karakterimizi belirleyen genler mi yoksa çevre mi? Bu soruya kesin cevabı verebilecek olan araştırma yaklaşık 40 yıl sürdü. Araştırma için yeni doğmuş, ailesiyle büyüyemeyen, evlat edindirme kurumlarına kaydedilmiş, kimsesiz çocuklar yurdunda kalan ikiz hatta üçüz çocuklar üzerinde yapıldı. 1980 yılında başlayan bu etik olmayan araştırma için ikizler daha bebekliklerinden itibaren tamamen farklı çevrelere evlatlık olarak verildi ve gelişmeleri gözlem altında tutuldu. Evlatlık verilen çocuklar ve çocukları evlatlık alan ailelere kesinlikle çocuğun ikizi olduğu hakkında bilgi verilmedi.

Yetişkin birer birey olan ikizlerin gelişim verileri, araştırmacılar tarafından inceleniyor ve bir istatistik oluşturuluyordu. Ta ki tesadüf eseri ikizlerden birkaçının kardeşini bulup, olay kamuoyuna yansıyana kadar. Bu olaydan esinlenerek yapılmış Lori Shinseki‘nin filmi, bilim adına ikizleri ayırmanın ne kadar travmatik sonuçları olabileceğini çok iyi anlatıyor. Seyretmenizi tavsiye ederiz. Bu duruma maruz kalmış ikizler, yaşamları boyunca hayatlarında önemli bir boşluk hissettiklerini dile getiriyor. Tanrıyı oynayan bilim insanlarına öfke ve kırgınlık duyuyorlar. Louise Wise Center bugüne kadarki bütün belgeleri ısrarla kilit altında tutuyor ve kobay olarak kullanılan ikizler ile paylaşmayı reddediyor.

Amerikalı astronot Scott Kelly

Birbirlerinden habersiz yaşayan ikiz kardeşlerin garip hikayeleri ve ilginç tesadüfleri var. Örneğin Jim Lewis ve Jim Springer, 39 yaşında birbirleriyle tanışıyor. Görünüşleri son derece benzer. Aynı şekilde ikisi de aynı marka sigarayı içiyor, ikisi de tırnak yiyor, iki kez evlenmişler ve bahçedeki ağaçlarının altında aynı şekilde özel yapılmış ahşap bankları var. 1980’lerde başlayan bu deney sonuçlarına kadar araştırmalar, öncelikle çevrenin davranışlarımızı, sağlık durumumuzu ve eğitim seviyemizi belirleyen tek faktör olduğunu varsayıyordu. Fakat şimdi bu varsayımın eksik olduğu ve genlerin etkisinin hafife alındığı anlaşıldı.

Tüm insan genomunun deşifre edildiği 2000 yılından önce insanda neyin çevresel, neyin genetik olduğu bu kadar açık değildi. Uzun yıllar alan ikiz araştırması sayesinde kişiye özgü bir özelliğin genetik olan kısmını, çevresel kısmından ayırmak mümkün hale geldi. Bu uzun soluklu araştırmada ikizler Scott ve Marc Kelly, muhtemelen en ünlü denekler. Çünkü Scott Kelly bir astronot. Hatta uzay üssünde en fazla kalan ikinci Amerikan astronot. Uzayda kaldığı 340 günün sonunda Dünya’ya döndüğünde kendisinde olan değişiklikler, Dünya’daki ikizi Marc ile karşılaştırıldı.

Jim Lewis ve Jim Springer

Scott ve Marc dahil olmak üzere yapılan ikiz araştırmalarında, bütün ikizlerde yaşlandıkça daha fazla fark görünür hale geldi. Çünkü yüzlerce gen işin içinde ve buna ek olarak genler yaşam boyunca açılıp kapanabilir. Buna “epigenetik yani kalıtımsal olup genetik olmayan değişiklikler denir. Bu epigenetik değişiklikler yaşlanan ikizlerde fark yaratan en önemli unsur. Batı sanayi toplumlarındaki yaşam koşullarının da genler üzerinde mutlak bir etkisi var. Örneğin stres, eğitim, hijyen veya ilaç tüketimi bunlar arasında. Bu fark ikizler üzerinde, hamilelik sırasında başlayabilir. Çünkü plasentadan kan akışı aynı karında yaşıyor olsalar da ikizlerde de farklıdır. Doğumda daha küçük olanlar ömür boyu böyle kalacak ve diyabet veya kalp krizi, inme gibi metabolik hastalıklar için daha yüksek risk altında olacaklardır.

Muhtemelen IQ değerlerinin kalıtsal olduğu inancını destekleyen en bilindik kanıtlar, ayrı ayrı yetiştirilen ikizlerin gözlemlerinden gelir. Zekanın yüzde 60’ı kalıtsaldır. Ancak birlikte büyüyen ikizlerin okul kariyeri bile nadiren aynıdır. Birlikte yaşayan ikizler çok benzer bir çevreye ve neredeyse aynı genlere sahip olmalarına rağmen, çevrelerini farklı deneyimler. Bielefeld Üniversitesi’nden sosyolog Martin Diewald, ikizlerden birinin babasının kendisine yaklaşımını teşvik edici görürken bir diğerinin meydan okuyucu, tehdit edici olarak görebileceğini dile getiriyor.

insanlik

Bireylerin zeka gelişiminde, küçük farklılıkların büyük etkisi olabildiği gözlemlendi. Özellikle okul çağında, ebeveynlerin eğitim düzeyi ve okulun eğitimdeki başarısı çok önemli. Bu etkenlerin önemi ikiz çalışmalarında da kanıtlandı. Bu da yetersiz eğitimli ebeveynlerden gelen çocukların, uygun ve bireysel destek aldıkları takdirde kendilerini geliştirebilecekleri ve başarılı olabilecekleri anlamına geliyor.

Kısacası, “kaderimizi etkileyen genler mi, çevre mi?” sorusuna ikiz araştırmalarının verdiği yanıt şu şekilde: Yaşam koşullarındaki en küçük farklılıklar bile bir bireyin kişiliğinde ve sağlığında daha önce düşünülenden daha fazla iz bırakıyor. Genler ve çevre arasında sürekli bir etkileşim olduğu görülüyor. Dolayısıyla gen faktörü çevre faktöründen, çevre faktörü de gen faktöründen asla ayrı düşünülemez.

Hazırlayan: İnanç Kaya

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Nietzsche

“Çöl Büyüyor”: Nietzsche’nin Kâbusu Üzerine

Friedrich Nietzsche‘nin (1844-1900) Böyle Söyledi Zerdüşt‘ündeki Çölün Kızları Arasında bölümünde geçen “Çöl Büyüyor” (Die Wüste …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin