J1407b

Halkaların Efendisi: J1407b

90’lı yıllara kadar Güneş harici yıldızların da kendi gezegenleri olup olmadığından emin değildik. Elimizde ötegezegenlerin varlığına dair birtakım bulgular vardı elbette, ancak bunları doğrulayabilecek teknolojiden yoksunduk. Derken 1992 yılında evrene bakışımızı değiştirecek o kanıta sonunda ulaştık; bir pulsarın etrafında dönen iki süper dünya keşfettik. Bunlar, “herkesçe kabul edilen ilk ötegezegenler” olarak tarihe geçti. Ardından da keşiflerin ardı arkası kesilmedi. Günümüzde keşfedilen ötegezegenlerin sayısı 7000’i geçmiş durumda. Üstelik içlerinde Dünya’ya benzeyenleri de var. Kim bilir, belki yaşam barındırıyor bile olabilirler.

Ancak keşfettiğimiz ötegezegenlerin hepsi de “şirin tatil beldeleri” değil. Aksine, birçoğu bilimkurgu eserlerinden fırlamış gibi duran sıra dışı özellikleriyle bizleri hayrete düşürmeyi başarıyor. Kimisinde gökten cam yağıyor, kimisinde ise elmas… Bazısı dehşetli fırtınalarla uğulduyor, bazısı ise cehennem ateşi gibi kaynıyor… Kısacası, orada bir yerde herkesin kâbuslarını süsleyecek kadar korkunç şartlara sahip bir ötegezegen bulmak zor değil. Ancak bir tanesi var ki, “Halkaların Efendisi” unvanını sonuna kadar hak ediyor. “Halka” ve “gezegen” dendiğinde aklınızda hemen Satürn‘ün o cezbedici görüntüsü belirmiş olabilir, ama Satürn’ü şimdilik aklınızdan çıkarsanız iyi edersiniz. Çünkü Satürn, birazdan anlatacağımız gezegenin getir götürünü bile yapamaz! Gelin, görüntüsüyle yürekleri hoplatan J1407b‘ye doğru keyifli bir yolculuğa çıkalım…

J1407b, gökbilim dünyasında büyük ilgi gören ötegezegenlerin başında geliyor. Zira keşfi, gezegen oluşum süreçleri, süper dünyalar ve halkalar hakkında yeni bilgiler edinebilmek için büyük fırsatlar sunuyor. Bizden yaklaşık 417 ışık yılı uzaklıkta ve onu benzersiz kılan şey ise devasa halkaları. Bu ilginç ötegezegen, 2012 yılında Rochester Üniversitesi’nden Eric Mamajek ve ekibi tarafından keşfedildi. Güneş benzeri genç bir yıldız olan J1407’nin etrafında dönüyor. Boyutları ve kütlesi tam olarak bilinmese de yapılan tahminler, gezegenin Jüpiter’den birkaç kat büyük olabileceğini gösteriyor. Ayrıca, gezegenden ziyade bir kahverengi cüce olma ihtimali de var.

J1407b‘nin halka sistemi, bugüne kadar keşfedilenlerin içinde en büyüğü. Öyle ki, çapı yaklaşık olarak 89 milyon km’ye ulaşan 37 tane halkaya sahip. Bu, Satürn’ün halkalarından yaklaşık 200 kat daha büyük bir halka sistemine sahip olduğu anlamına geliyor. Şöyle düşünün; eğer J1407b‘nin halkalarını Satürn’ün etrafına koysaydık Dünya’dan çıplak gözle bile görülebilirdi.

Gezegenin devasa halka sistemi, doğrudan gözlemlerden ziyade yıldızının ışığındaki değişimlerle keşfedildi. Bu değişim, astronomların alışkın olduğu gezegen geçişlerine pek benzemiyordu ve bulgular gezegenin etrafında büyük bir halka sisteminin varlığına işaret ediyordu. Zira halkalar, yıldızın ışığını engelleyerek uzun ve düzensiz bir karartma olayı yaratıyor gibiydi. Sonrasında yapılan incelemeler, halkaların düzenli bir yapıya sahip olduğunu ve aralarında boşluklar bulunduğunu gösterdi.

Bilim insanlarına göre söz konusu boşluklar, J1407b’nin etrafında hayat bulan birtakım uyduların habercisi olabilir. Muhtemelen uyduların hammaddesi de devasa halkaların ta kendisi. Bu durum, Satürn çevresinde dönen bazı uyduların da halkalardan malzeme toplayarak oluştuğu düşüncesini desteklemesi bakımından önemli. Ne var ki devasa halka sisteminin zamanla küçüleceği ve halkalardaki malzemenin de yeni uydulara hammadde teşkil edeceği öngörülüyor.

Eğer Satürn, J1407b’nin halkalarına sahip olsaydı Dünya’dan böyle görünürdü. (Kaynak: Reddit)

Kuşkusuz J1407b, gökbilimciler için gezegen oluşum teorilerini test etmek adına büyük bir fırsat sunuyor. Çünkü ötegezegenin halkaları, genç gezegenlerin ve uyduların nasıl oluştuğunu anlamak için değerli bilgiler saklıyor. Bu ilginç halkalar, aynı zamanda gezegenlerin çevresinde nasıl bir çevre oluştuğuna dair yeni bakış açılarının da kapılarını aralıyor. Tıpkı Satürn’ün halkaları gibi, J1407b’nin halkaları da zamanla azalacak. Ancak Satürn’ün aksine, bu halkaların çok daha hızlı bir şekilde yok olacağı tahmin ediliyor. Bu da halka sisteminin ileride daha küçük ve ince bir yapıya bürünebileceğini gösteriyor.

Gelecekte yapılacak modern araştırmalarla J1407b’nin halkalarını daha iyi anlayabileceğiz. Zira yeni nesil teleskoplar ve gelişmiş gözlem teknikleri, gezegeni ve halkaları hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlayacak. Bugün bilhassa gezegenin kütlesi ve halkaların dinamiği hakkında daha kesin verilere ihtiyaç var. Öte yandan, halka sistemine dair ayrıntılı modeller geliştirilerek gezegen oluşumu ve genç yıldız sistemleri hakkında önemli ipuçları elde edilebilir. Kısacası, evren sürprizlerle dolu. J1407b ise evrende henüz keşfedilmeyi bekleyen birçok ilginç ve benzersiz yapı olduğunun küçük bir örneği. Ancak ne olursa olsun, daha heybetlisi keşfedilene kadar “Halkaların Efendisi” olarak anılmayı sürdürecek.

Yararlanılan Kaynaklar:

Yazar: İsmail Yamanol

Amatör bir düş gezgini, saplantılı bir bilimkurgu hayranı. Kuruculuğunu ve genel yayın yönetmenliğini üstelendiği Bilimkurgu Kulübü'nde at koşturmayı sürdürüyor.

İlginizi Çekebilir

uzay-yasam-canli

Uzay Boşluğunda Yaşayan Canlılar Olabilir mi?

Bir organizmanın uzay boşluğuna uyum sağlaması ya da orada yaşayacak şekilde evrim geçirmesi mümkün müdür? …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin