Giderek aktif kullanıcıdan çok “anıt hesap” göreceğimiz zamanlar geliyor. Akademi dünyasının hesaplamalarına göre, Facebook‘ta ölenlerin sayısı 50 yıl içinde yaşayanları geçecek. Oxford Üniversitesi tarafından yayınlanan yeni araştırma, bu artışın mirasımız ve tarihimiz için de ciddi sonuçları olacağına işaret ediyor. Facebook kullanıcı seviyeleriyle ilgili 2018’de yapılan bir analiz, en az 1.4 milyar mevcut kullanıcının 2100 yılından önce öleceğini öngörüyor. Bu tahmine göre 2070 yılında anıt hesap sayısı aktif hesapları kolayca geçebilir.
Yine de Facebook’un potansiyel büyüme oranını da hesaba katarsak Oxford ekibi ölen kişilerin sayısının 2100’de 4.9 milyar kadar olacağını söylüyor. Araştırma makalesinde akademisyenler, gelecekteki muhtemel kullanım üzerine özellikle iki senaryoya vurgu yapıyor. Birinci ihtimal: 2018’den itibaren yeni kullanıcıların gelmediğini varsayarsak yüzyılın sonunda Asya’daki ölen kullanıcı sayısı hızlı bir şekilde artarak toplam kullanıcı sayısının %44’üne varacak. Endonezya ve Hindistan kökenli profillerin neredeyse yarısına yakını ile ölü sayısı 2100 yılında yaklaşık 279 milyonu bulabilir. İkinci senaryoya göre ise Facebook her yıl %13 büyümeye devam edecek. Ta ki market doyum noktasına ulaşana kadar. Bu durumda ölen insan nüfusunda birinci sırada Nijerya olmak üzere Afrika baskın gelecek. Batılı kullanıcılar ise -yüksek ölü kullanıcı oranı sıralamasında ilk 10’a ABD’nin girmesi dışında – ölü havuzunda yalnızca azınlık.
Tüm bu öngörüler hesaplanırken, Birleşmiş Milletler’in 2000-2100 yılları arası birçok ülkede yaşa göre sınıflandırılmış tahmini ölüm oranları ve nüfus seviyeleri verileri baz alınmış. Dikkat etmek gerekir ki Facebook kullanıcı bilgileri “Facebook Audience Insight” ile elde edildiği için bazı sınırları var. Yine de bu alandaki ilk çalışma olduğundan sonuçlar ilgi çekici. Bir şirketin bu kadar çok veriyi depolaması ve gelecekte milyonlarca ölü insana ev sahipliği yapacak olması fikri, akademisyenlerde etik, tarihsel ve veri güvenliğine ilişkin bazı soru işaretleri doğurmuşa benziyor.
Öldüğümüzde geride bıraktığımız verilerin haklarına kimin sahip olacağı, bu verileri kimin nasıl yöneteceği geleceğin ciddi tartışma konuları arasına girebilir. Yazar Carl Öhman, “Toplumsal düzeyde bu soruları sormaya henüz başladık ve daha çok yolumuz var,” diyor. “Eninde sonunda hepimiz ölüp gideceğiz ve geriye yalnızca verimiz kalacak. Bu nedenle dijital mirasımızın yönetimi sosyal medya kullanan herkesi etkileyecek. Ancak ölen kullanıcıların bütün verileri tek tek parçalardan çok daha büyük bir şey. Bu bizim benliğimizin son hali ve küresel dijital mirasımızın parçası.”
Ölenlerin ve dolayısıyla anıt hesapların yüksek seviyelere çıkacağı öngörülürken, Facebook’un atlatması gereken bir güçlük de aktif, sahte ya da hileli hesapları birbirinden ayırt etmek. Konuyla ilgili bir başka haber, büyüyen sosyal medyanın bazı çok önemli gereklilikleri de ortaya çıkardığına işaret ediyor. Örneğin ABD’de güvenlik güçleri, şüpheliler hakkında bilgi edinmek için mahkeme kararı almaksızın sosyal medya üzerinde sahte hesaplar açabiliyor.
Gelecekte ölülerin arkasında bıraktığı veriler çok konuşulacak gibi görünüyor. Battlestar Galactica‘nın bir yan dizisi olan Caprica‘da, ölmüş bir kişinin yaşarken bıraktığı dijital veriden yola çıkılarak sanal bilinci yaratılıyordu. Teknoloji o boyutlara ulaştığında, devreye ölülerin kişilik hakları da girecek ve tartışmalar daha da alevlenecek gibi…
Hazırlayan: Kadir Tanrıverdi | Kaynak