Bilim dünyası son günlerde Venüs’e odaklanmış durumda çünkü Venüs’te çok büyük bir miktarda fosfin olduğu keşfedildi. Fosfin atmosferin üst tabakalarında gezinen bir gazdır. Fosfinin oluşması için organik materyallerin çürümesi gerekli ve bu kadar büyük miktarda fosfin orada kendiliğinden bulunmuyorsa bu çok ilginç bir şeye delalet ediyor olabilir: Yaşama. Venüs tam bir cehennem dünyası olarak kabul ediliyor. Sovyetler, 1960lardan 1980lere kadar uzanan bir süre boyunca Venera Programı kapsamında bu dehşet verici gezegene sondalar yollamış, sondaların akıbeti hep korkunç olmuştu. Venüs’e dair elimizdeki en sağlam bilgilerden biri yüzeyinin cehennemden farksız olduğu. Lakin bu, Venüs’ün atmosferini ihmal etmemiz gerektiği anlamına gelmiyor.
Fosfin gazının keşfinden önce Venera, Pioneer Venus ve Magellan gibi Venüs programları karbonil sülfit, hidrojen sülfit ve sülfür dioksit gibi gazların atmosferin yukarı kesimlerinde mevcut olduğunu bildirmişti. Karbonil sülfitin inorganik bir şekilde oluşması çok zor ve ilk keşfedildiği zaman yaşamın olası bir habercisi olarak görülmüştü… Ancak karbonil sülfitin volkanik aktiviteler sonucu da oluşabileceği anlaşıldı. Dolayısıyla Venüs’te yaşam olabileceği ihtimali ilk kez gündeme gelmiyor ama 2020 sansasyona aç bir sene.
Venüs’te yaşam denince akla gelen bir diğer ihtimal de, geçmişte Venüs’ün okyanuslara sahip, yaşanabilir bir gezegen olduğu yönünde. Venüs kayasal bir gezegen ve pek çok açıdan Dünya ile oldukça benzeşiyor. Dünya’da yaşamın ortaya çıkmasını sağlayan şey buz içerikli asteroitlerin Dünya’ya çarpmasıysa, aynısı neden Venüs’e de olmasın? Üstelik Venüs’te bir zamanlar yaşam var olmuşsa bile ondan kalan izleri bulmak teorik olarak mümkün. Gezegendeki volkanik küller yüzlerce milyon öncesinden kalan kaya örneklerinin üzerini örterek onları korumuştur. İnsanların tek yapması gereken Venüs’ün yüzey koşullarına dayanabilecek türden bir araç geliştirmek, oraya göndermek ve kazı çalışmalarına başlamak.
Venüs ile alakalı bir diğer ilginç teori yaşamın Dünya’ya Venüs’ten gelmiş olabileceğidir. Elbette burada bahsettiğimiz şey gelişmiş bir Venüslü medeniyetin yaşamın tohumlarını Dünya’ya serpmesi değil. Yaşam orada Dünya’dan daha önce gelişmiş olabilir ve asteroitler aracılığıyla pek çok mikro-organizma Dünya’ya taşınmış olabilir. Dünya’da Kambriyen ve Ordovisyen dönemlerinde pek çok gelişmiş tür hızlıca ortaya çıkmış, çeşitlenmiş sonra aniden ortadan kaybolmuştu. Bu Venüs’ten gelen bir çeşit yaşamın araya karışmış olabileceği ihtimalini doğuruyor.
Venüs’te yaşam olabileceği ihtimali elbetteki geçtiğimiz günlerde duyurulan fosfin gazının keşfinden önce de hep düşünülüyordu. Eğer dikkatlice bakarsak zaten yaşamın Güneş Sistemi’nin her yerinde mevcut olabileceği ihtimali ile karşılaşıyoruz. Mikrobiyal canlıların ne tür ekstrem koşullara dayanabildiği göz önünde bulundurulursa Merkür’ün kutuplarından tutun Plüton’un muhtemel yer altı denizlerine kadar şu an Güneş Sistemi’nin her yanında yaşam mevcut olabilir. Tabii yaşam varsa bile bunlar büyük ihtimalle egzotik biçimlere sahip gelişmiş varlıklar değil, yalnızca mikro-organizmalar olacaktır.
Venüs’te yaşamın olduğu ispatlanırsa elbette Dünya yeni bir heyecan dalgası ile sarsılır ama bu düşük bir ihtimal. Sonrası hep bilimkurgu. Oradaki yaşam atmosfer bazlı bir yaşam olacaktır. Dünya’daki yaşamın su altında, sıcak çamur fışkırtan gayzerlerde başladığı düşünülüyor, Venüs’teki ise ılık bulutlarda başlamıştır. Ne yazık ki o ılık bulutlarda uçuşan, çoğalan ve durmadan büyüyen egzotik bakterilerin ileride ne tür varlıklara dönüşeceğini gözlemlemek bize kısmet olmayacak, belki de insan medeniyetinin ömrü bile yetmeyecek onların kanat çıkarmış halini görmeye.
Belki de yaşamı oraya insanlar götürecek. Elbette kendileri de gidip yerleşebilirler ama ne malum; belki Venüs’te inceleme yapmak için gönderilen bir sonda oraya aşırı dayanıklı bakterileri de taşır? Hatta şu an belki de insanlar kendi mikro uzaylılarını mayalamaktalar. Zira uzay araçları sayesinde Dünya dışına pek çok bakteri taşınıyor.
Venüs’te yaşamın olasılığına dönecek olursak, büyük ihtimalle fosfin gazı tıpkı karbonil sülfit gibi Venüs’ün kimyevi yapısına has bir şekilde inorganik yollarla ortaya çıkmıştır. Ancak evren sürprizlerle de dolu bir yer. Haberin detaylarını ve son gelişmeleri merak edenler bugün TSİ 18’de yapılacak toplantıyı buradan takip edebilirler. Eğer açıklamayı Çağrı Mert Bakırcı‘nın spontane çeviri ve yorumlarıyla izlemek istiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.
Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade