Küresel Isınma tarihiyle senelerden 2008. İnsanlar uzaydan gelen yeni bir çeşit virüs yüzünden antibakteriyel jellere bağımlı hale geliyor. Vizyonda Recep İvedik 42 var. Filmin konusu da bayağı güncel. Wraithler galaksiye yayılmaya başlamış halde. Stargate takımları nedense bu tehlikeye karşı başarısız oluyor. Recep ise Kara Ambar Kamyoncular Derneği’ni toplayarak galaksiyi tehdit eden Wraithlere karşı savaşmaya başlıyor. Nihayetinde kendine has metodlarla galaksiyi kurtarıyor ve Wraithler imana geliyorlar.
Ya da artık tüm bilgisayarlarda farklı takvimlerin gösterildiği, kıyamet sonrası bir çağ. İnsanlığa ait her şey artık msn tarzı bir mesajlaşma programından ibaret. İnsanlık bir felaket sonucu yeryüzünden silinmiş halde. Geride msn gibi bir mesajlaşma programı kalmış. İnsanlık bu program üzerinden birbiri ile chatleşen yapay zeka vari insan zihinlerden ibaret. Bunlar bu şekilde takılıyor, birbirine kıyamet öncesi şarkıları atıyor, emojiler falan yolluyorlar. Bu zihinlerden bir tanesi Multivac’a o malum soruyu soruyor. Multivac diyor ki, “2010’da hakkımız yendi, Eurovision’u biz kazanmalıydık.” Ve her şey böylece yeniden başlıyor. Ya da yeni bir milenyuma girilmek üzere lakin bunun kaçıncı milenyum olduğu önemsiz. Gezegenlerden birinde gazetelerin ekinde, milenyuma karşı dayanıklı dijital takvim veriliyor. Tüm gezegendeki gençlerin yarısı ya emo ya da kafasının üzerinde dönen bir hip hopçu. Bir de Herkes aYneN böLé qoNuşuor. Gezegendeki hükümetler anlaşmazlıklarını artık Metin 2 tarzı bir oyun üzerinden çözüyorlar. Savaş meydanları yerini sanal dünyalara bırakmış durumda.
Tüm bu şeyler ve dahası 2000’ler retro-fütürizmine dahil edilebilir. “2000’ler neydi ki, bir de retro-fütürizmi olsun?” diyebilirsiniz ama şöyle düşünün: 2000 yılı artık 2040 yılı ile eşit uzaklıkta. Artık 2000’li yıllara ait şeyler nostaljiye dönüştü bile. En azından o yıllarda çocuk olmuş insanlar için. Mesela Sanalika, maNga şarkıları, Metin 2 vesaire. GTA San Andreas şifreleri ile dolu bir kağıt, o yılların oyun dünyalarındaki grafikler, o kaliteli hikayeler… Artık hepsi geride kaldı. Şimdilerde oyunlar gerçekçiliğe o kadar odaklanmış halde ki hikaye ikinci planda kalıyor.
Belki de 2020 yılı ile birlikte bambaşka ve çok berbat bir çağa girdik, belki de tüm bu kötü başlangıca rağmen 2020’li yıllar iyi bir çağ olarak hatırlanabilir. Bunu şimdiden tahmin etmek çok zor. En azından bizim gibi sade vatandaşlar için. Gerçi konumuz geleceği bilmek değil; geleceği geçmiş ile yaratmak. Tüm dünya 2000!li yıllara hapsolmuş bir halde kalsaydı ve emolar’ın soyu asla tükenmeseydi gelecek nasıl gelişirdi? Akıllı telefonların ilk varyasyonları piyasaya çıkıp öylece dursaydı ve insanlar akıllı telefonlar yerine bilgisayarlarının başında, üç boyutlu sanal sohbet odalarında vakit geçirmeye başlasaydı. Yeni skandallar, yeni siber zorbalık çeşitleri, her biri bir masa üstü bilgisayara sığacak kadar küçük milyonlarca distopya.
2000’li yılların retro-fütürizmi bir isme sahip değil. Zaman bakımından diğer alt türler ile kıyaslarsak, siberpunktan önce, transistorpunktan da sonra yer alıyor ama transistorpunktan sonra bir basamak daha var. Bu da 70’li, 80’li ve 90’lı yılların retro-fütürizmi. Yani formicapunk. Formicapunk daha çok vaporwave ile eşleştirilebilir. 2000’li yılları konu alan bir retro-fütürizm ise GTA 3 radyolarında çalan müzikler ile. 2000’li yılların atmosferini en iyi yansıtan oyunlardan biri GTA 3. En azından 2000’li yılların başlangıcını. O yıllarda her şey baş döndürücü bir hızla gerçekleşip ya değişime uğruyor ya da başarılı olamadan kaybolup gidiyordu. İnternet teknolojisi gelişmekteydi ve dünyanın her yerinde internete bağlananların sayısı katlanarak artıyordu. İnternet henüz bugün sahip olduğu karmaşık görünümüne sahip değildi. Daha basit, daha sade, kimi zaman da oldukça komikti. Bu iyi bir anlamda komiklik tabii. 2000’li yılları baz alan retro-fütürist bir eserde internet benzeri devasa bir ağ ve bunun hızla demokratikleşmesi konu alınabilir.
Siberpunk nasıl ki 80’li yılların ruhunu yansıtıyorsa, bugünden doğan retro-fütürist bir eser de 2000’lerin ruhunu taşıyabilir. Çünkü o yıllarda artık insanlığın zirveye ulaştığı hissi hakimdi. 2000 yılı gelip geçmişti. Maya Takvimine göre dünyanın sonu yaklaşıyordu. Küresel ısınma, kıtlıklar, terör saldırıları ve küresel ekonomik kriz. Başka bir gelişim olsa bile bu ancak teknolojideki ıvır zıvır birkaç ilerleme olur diye düşünülüyordu. Daha kaliteli kameralar, daha hızlı bilgisayarlar gibi. Lakin şimdilerde insanların daha kat edecek çok yolu olduğu daha iyi anlaşılıyor. Yine de 2000’li yıllar nostaljisi ile dolu bir retro-fütürist esere şans verilebilir.
Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade