Bilimkurgu Yapımlarından Anneler

Bilimkurgu, hayal dozunun yüksek oluşuyla insan türünün tüm duygularını işlemeye müsaittir. Duyguları acısıyla tatlısıyla en geniş skalada hisseden varlık da kuşkusuz annedir. Öyleyse bilimkurgunun bu konudaki potansiyelini hakkıyla açığa çıkaracak olan öge annelik içgüdüsü değildir de nedir?

Bilimkurgu yapımlarının anne temasından sık sık faydalanmalarına şaşırmamak gerek. Galaksinin salahati için yapılan fedakarlığın yüceliğini, ergen oğlunu feda eden organik bir uzay gemisinden daha iyi neyle anlatabilirsiniz? Ya da hangi başarılı evlat, annesine bir süper kahramanın annesinin hissettiği gururu yaşatabilir? Siyahla beyaz arasındaki grinin her tonunu Alien kraliçesinden başka kim verebilir?

Moya (Farscape)

Yaşayan uzay gemileri Leviathan‘ların adanmışlıkları dillere destandır. Var oluş amaçları mürettebatlarına hizmet etmektir. Farscape dizisi, bu adanmışlığın yüceliğini annelik içgüdüsüyle kıyaslayarak vurgulamıştır. Öyle ki Moya, mürettebatın güvenliği için evladını feda etmeye razı olur.

Lady Jessica Atreides (Dune)

Paul Antreides‘in annesi Jessica’nın nasıl bir anne olduğunu bırakalım kızı Alia anlatsın. Nasıl bir kayınvalide olduğundan bahsedip kendisini ifşa edecek de değiliz. Ancak iki çocuğu ve bir torunu koca bir imparatorluğu yönettiğine göre kesinlikle iyi bir eğitmen olduğunu söyleyebiliriz.

Sarah Connor (Terminator)

Annelerin içinde hep “çocuğum büyüyünce büyük adam olacak” umudu vardır ya, Sarah Connor insanlığın kurtuluşunun oğlunun ellerinde olduğunu ummakta değil bilmektedir. Ancak Connor’ın oğluna karşı beslediği sevgi öyle büyüktür ki bu bilgiyi bile ezip geçer. Oğlunu ısıracak bir sineğin önce Sarah Connor’ın silahıyla yüzleşmesi gerekmektedir. Sevgisini ifade ederken doğru kelimeleri seçmekte zaman zaman zorlansa da silahı zaten onun yerine konuşur.

Dr. Beverly Crusher (Star Trek: The Next Generation)

Starfleet’in başhekimi, Wesley Crusher‘ın annesi olan güçlü kadın. Trekker’ların pek hoşlanmadığı dahi ama karaktersiz çocuk torpilli Wesley’nin annesi olarak itibarını korumayı başarmıştır. Pek çok duygusal ilişki yaşamışsa da en güçlü bağlarını oğluyla ve mürettebatla kurduğu açıktır.

Martha Kent (Superman)

Clark Kent‘in annesi, oğlunun Superman kostümünü diken yetenekli kadın. Bebek Kal-El‘i (Clark Kent) bir meteor yağmuru sırasında bulduklarında eşi Jonathan henüz hayattaydı. Bu yetenekli çocuğu birlikte saygılı ve özverili bir birey olarak yetiştirdiler. Kocasının ölümünden sonra çocuklarını Checkmate’ten kaçırırken yalnız başınaydı.

Padmé Amidala (Star Wars)

Naboo gezegeninin genç kraliçesi Amidala, cumhuriyete olan inancı ve Anakin Skywalker‘a beslediği tehlikeli aşkıyla akıllara kazınmıştır. Birbirlerine duydukları sevginin önüne geçemeyen ikili gizlice evlenir. Bu ilişkiden doğan Luke ve Leia, büyüdüklerinde galaksinin yazgısını değiştirecektir. Ne varki Padmé, biricik sevgilisi ve çocuklarının babası Anakin’in karanlık tarafa geçmesiyle yaşama isteğini kaybeder, ikizlerin doğumu sırasında gelen ölüme karşı koymaz.

The Alien Queen (Alien)

Doğru açıdan bakabilirsek, iyi karakterin karşısındaki katli vacip çirkin canavar olarak sunulan bu cefakar anneye sempati duymamız mümkün. Ripley‘ye saygımız sonsuz, ama öte yanda annelik içgüdüsüyle hareket eden bir kahraman bulunduğunu unutmamak gerek. Hatta evrimsel başarıya göre kıyaslarsak Alien Kraliçesi‘nin hepimizin annesini geride bırakacağını kabul edelim.

Sharon Athena Agathon (Battlestar Galactica)

Cylonların insanlarla üreyebilme umudunun ilk meyvesi olan çocuğu kaçırıp annesini çocuğun öldüğüne ikna etmemelisiniz. Hele bu anne bir Cylonsa, ileride başınız sandığınızdan çok daha büyük bir belaya girecektir. Unutmayın ki Cylonlar temelde insanların taklididirler, ama çok daha güçlendirilmiş haliyle. Kimse bir Cylon’un annelik içgüdüsünü sınamaya kalkmasın.

Dr. Maureen Robinson (Lost In Space)

Annenin aile içindeki dengeleyici rolü söz konusu olduğunda Maureen akla ilk gelen isimdir. Saygın bir biyokimyager olarak geleneksel anne tanımının aksine evrenin bizim kavradığımızdan çok daha büyük olduğunun farkındadır ve bu farkındalığı ailesine de yansıtmıştır. Gayet açık fikirli biri olarak gerektiğinde Dr. Smith’e ve hatta uzaylılara kafa tutmaktan çekinmez.

Dana Scully (The X-Files)

Annelik içgüdüsünün türün sürekliliğine etkisi söz konusu olduğunda Dana’nın annesinin, bilinci kapalı olan kızının fişini çekmeye yeltenerek sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Ancak Dana annesinden farklıdır. Dillere destan kuşkuculuğuyla, kanserle, uzaylı yandaşı sendikayla mücadele ederken oğlu William‘ı her durumda korumaya çalışmıştır. Koruyamayacak hale geldiğindeyse içi yanarak o kaçınılmaz kararla yüzleşir.

Star Lord’s Mom (Guardians of the Galaxy)

Henüz bir çocukken Peter‘ın uzaya ilgi duymasını sağlayan, bu ilgiyi de evladına sunduğu sonsuz sevgi ile pekiştiren ve böylece ondan bir süperkahraman yaratan isimsiz kahraman. Peter’ın ilham aldığı duygusal patlamaların kaynağı olan bu anne, esirgemediği sevgisi sayesinde -adı üstünde- galaksinin asıl koruyucusudur.

Lorraine McFly (Back to the Future)

Aramızda Marty McFly‘ın, annesiyle yanlışlıkla aşk yaşadığını düşünüp kikirdeyenler olabilir. Oysa Lorraine’in zaman yolcusu oğluna ilgi duyması aslında onun hayatının aşkını bulmuş olduğunu gösterir. Bu sevecen kadının hayalindeki adam belli: kocası. Gelecekteki oğlu kendisini ziyaret ettiği sırada henüz müstakbel kocasıyla tanışmadığı için hayallerine en yakın karakter Marty’ydi. Kıskanmayın.

Jackie Tyler (Doctor Who)

Rose Tyler‘ın yalnız annesi, kaybolan kızının zibidi erkek arkadaşı tarafından kaçırıldığını veya öldürüldüğünü düşünmektedir. Halbuki Rose bir yıldır dokuzuncu doktorla beraber zamandan zamana, mekandan mekana akmıştır. Dünyayı kurtarmak falan gibi saçma sebeplerle kızını tehlikeye atan bu dokuzuncu doktoru Jackie’nin gözü pek tutmaz. Ancak Rose’un gözlerindeki ışıltıyı görmesi ana yüreğini harekete geçirir, Jackie kızını elleriyle TARDIS’e bindirip doktora geri gönderir.

Monica (A.I.)

Bir tavuğun yumurtalarının arasına küp şeklinde bir tahta parçası koyduğunuzda onu da evladı gibi benimseyecektir. Ancak daha gelişmiş bir canlı söz konusu olduğunda tahta parçasını yumurtaya biraz fazla benzetmeniz gerekir. Bir insan annesinin, koşulsuz sevebilen yapay zeka sahibi bir makineyi sahiplenmesi için bu makine bir çocuğa daha ne kadar benzemelidir?

Hazırlayan: Sibel İnce

Kapak Resmi: The Accident, Jan Weßbecher