Bilimkurgunun Dünyaları ve Bugünün Metaverse’leri

Son yıllarda gündelik hayat ile bilimkurgu arasındaki mesafe epeyce azaldı. Özellikle bilişim teknolojilerinde son derece önemli gelişmeler yaşandı. Geçen yıl Facebook’un ismini Meta olarak değiştirmesi sonucu metaverse önemli bir gündem maddesi hâline geldi. İlk olarak Neal Stephenson’ın Snow Crash isimli bilimkurgu romanında kullanılan “metaverse” sözcüğü, insanların internet aracılığıyla ulaştıkları dijital mekânları ifade ediyor. Türkçe’ye Parazit ismiyle çevrilen Snow Crash’da insanlar metaverse’leri bunaltıcı gündelik hayatlarından kaçmak için kullanıyorlardı.

Snow Crash’in yayımlanmasının üzerinden 30 yıl geçtikten sonra, metaverse vizyonu gerçeğe dönüşmek üzere. Geçtiğimiz aylarda Decentraland ve Sandbox gibi blok zinciri tabanlı metaverse’lerdeki arsaların on binlerce dolara satıldığına tanıklık ettik. Metaverse arsası satın alma furyasına Türk yatırımcılar da katıldı.

metaverse kapak

Meta” sözcüğü Arapça’da kullanılacak eşya, Yunanca’da ise öte, sonraki anlamlarına geliyor. “Verse”in ise İngilizce’de evren anlamına gelen “universe”den türetildiği düşünülüyor. Bugünün metaverse’leri meta sözcüğünün Arapça anlamına uygun olarak ticari kaygıların belirleyici olduğu yapılar. Metaverse arsalarına henüz ucuzken sahip olmak önemli bir yatırım teması hâline gelmiş durumda.

Snow Crash ve Neuramancer gibi siberpunk eserlerinde metaverse’ler, bugünkü hâllerine benzer biçimde bilgisayar temelli olarak resmedilmişti. Siberpunk’ın önemli isimlerinden Philip K. Dick (PKD) ise romanlarında bilgisayar temelli öte dünyalardan çok paralel dünyaları konu almıştı. Yine de PKD’nin bilişim teknolojisine uzak olduğunu ileri süremeyiz, zira 1977 yılında Fransa’nın Metz kentinde düzenlenen bir bilimkurgu kongresinde bir bilgisayar simülasyonunda yaşıyor olabileceğimizi ileri sürmüştü.

Günümüzün metaverse’leri henüz Matrix’te ele alındığı ya da PKD tarafından ileri sürüldüğü gibi hayatlarımızın tamamını kaplamıyor. Zaten metaverse’lerin gündelik yaşama benzer bir deneyim sunabilmesi için teknolojinin daha epeyce gelişmesi gerekiyor. Sanal gerçeklik gözlüklerini birçok insan distopik bir teknoloji öğesi olarak görüyor. Görüş alanını tümüyle bloke etmeden ona eklemeler yapmayı sağlayan artırılmış gerçeklik cihazları bu kapsamda daha tercih edilebilir bir seçenek. Elbette metaverse’lerle sadece bilgisayar ekranı aracılığıyla etkileşim kurmak da mümkün.

Facebook’un ismini Meta olarak değiştirdiği haberinin duyulmasının ardından, metaverse alanına yapılan yatırımlar hızla arttı. Söz konusu fon akışını hızlandıran faktörlerden biri de blok zinciri temelli NFT (Ing: Non-Fungible Token) teknolojisiydi. NFT sözcüğünün Türkçe karşılığı olarak en rağbet göreni ise “Nitelikli Fikri Tapu” önerisi. NFT’ler özünde birer dijital sahiplik belgesi. Nasıl ki tapu kayıtları tapu sicilinde tutuluyorsa, dijital sahiplik belgeleri de üretildikleri blok zincirleri üzerinde tutuluyor. Başlıca NFT türlerini arsalar, avatarlar, sanat eserleri, koleksiyon ürünleri, giyilebilir nesneler ve oyun öğeleri olarak sıralayabiliriz. NFT türlerinden kısaca söz etmek metaverse’leri anlamamıza yardımcı olacaktır.

Geçtiğimiz aylarda Twitter, kullanıcılarına iki boyutlu NFT görsellerini profil resmi olarak kullanma olanağı sağladı. Metaverse’lerde ise üç boyutlu avatarlar kullanılıyor. Halen NFT pazar yerlerinde metaverse uyumlu çok sayıda üç boyutlu avatar koleksiyonu satışa sunulmuş durumda. Dijital sanat eserleri ise metaverse’lerdeki galerilerde şimdiden sergilenmeye başlandı. Gucci, Nike, Adidas gibi firmalar metaverse’lerde kullanılacak avartarların dijital giysilerini üretmek için çeşitli ortaklıklara girişti. Metaverse arsaları ise en çok ilgi gören NFT türlerinden biri.

Oyna kazan oyunlarıyla (İng: Play-to-Earn games) metaverse’ler arasında yakın bir ilişki var. Öyle ki başlıca metaverse platformları aynı zamanda birer oyun mekânı ve başlıca oyna kazan oyunları aynı zamanda metaverse özellikleri taşıyor. Metaverselerin ayırt edici özellikleri olan kongre, konser vb etkinlikler ve dijital arsa satışı son dönemde bazı oyna kazan oyunlarının da yürüttüğü faaliyetler hâline geldi.

Philip K. Dick’in Gökteki Göz romanında bir laboratuvarda gerçekleşen kaza sonucu insanlar küçük bir alanda sıkışıp kalırlar. Kurtarma çalışmaları sürerken topluluktaki kişilerin zihinlerinin yarattığı evrenlerde gezinirler. En derin arzularını ve korkularını temsil eden bu evrenlerde yollarını bulup gerçek dünyaya ulaşmaları hiç kolay olmaz. Bugünün metaverseleri de benzer biçimde yatırımcılarının arzuları doğrultusunda şekilleniyor. Seçkin bir topluluğun üyesi olma isteği, tercihleri etkileyen başlıca etmenlerden biri. Fiziksel dünyaya benzer biçimde, dijital ortamda da insanlar “seçkin” mekânlarda bulunmaktan ve statü sembolü sayılan nesnelere sahip olmaktan hoşlanıyor. Öte yandan, sahip olunan NFT’lerin daha yüksek fiyata satılması olasılığı da göz önünde bulunduruluyor.

Hayal edilen gelecekle gerçekleşen şimdi birebir örtüşmese de, bilimkurgu eserlerinin bizleri geleceğe hazırladığını biliyoruz. Bir zamanlar teorik bir olasılıkken şimdilerde gerçekliğe dönüşmekte olan metaverse’ler de bu konuda bir istisna değil. Nasıl ki sosyal medya son 10 yılda gündelik hayatımızın bir parçası hâline geldiyse, metaverse’lerin de benzer bir yol izleyeceğini varsayabiliriz. Hatta dijital ortamın yerlisi olan yeni nesillerin bilgisayar oyunlarından metaverse’lere geçişi çok hızlı olabilir.

Eğer metaverse’ler gündelik hayatımızın ayrılmaz bir parçası hâline gelecekse, onlara yatırım yapmalı mıyız? Mesela metaverse arsası almak ne kadar mantıklı? Üç büyükler olarak anılan Sandbox, Decentraland ve Axie Infinity dışındaki bir metaverse’e yatırım yapmak oldukça cüretkâr bir karar olabilir. Zira diğer internet mecralarına benzer biçimde, metaverse’lerin de yüksek kullanıcı trafiğine ulaşmaları gerekiyor ki kârlı olabilsinler. Öte yandan üç büyük metaverse’in de bugüne kadarki başarılarını sürdüreceklerinin garantisi yok. Her durumda olası bir yatırımdan önce konuyla ilgili etraflı bir araştırma yapmak uygun olacaktır.

Gelecekte Star Wars, Matrix, Harry Potter gibi evrenlerin metaverse versiyonlarıyla karşılaşırsak hiç şaşırmayalım. Şimdiden bilimkurgu meraklıları için PsyberX, fantastik meraklıları için Splinterlands ve korku meraklıları için Fear Wolf gibi metaverse’ler geliştiriliyor. Bir Star Wars gezegeninden arsa satın almak ya da Harry Potter evreninde büyülü eşya ticareti yapmak doğrusu ilginç bir deneyim olurdu.

Yazar: Murat K. Beşiroğlu

1971 Trabzon doğumlu. 1994 yılında Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Özel bir bankada 21 yıl uzman ve yönetici olarak çalıştı. Ogox, Aşk Algoritması, Rüya Sanatçısı, Dördüncü Dünya ve Schrödinger'in Papağanı kitaplarının yazarıdır. Bilimkurgu öykü ve romanları yazmaya devam etmektedir.

İlginizi Çekebilir

posthumanizm

Posthümanizm ve Teknoloji: İnsan Sonrası Dünyanın Eşiğinde

Teknoloji ilerledikçe, insanın anlamı ve varoluşu da yeniden tanımlanıyor. Yapay zekâ, biyoteknoloji ve dijital gözetim …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin