Pastafaryanizm
Uçan Spagetti Canavarı Kilisesi olarak da bilinir. Bu hareket eğitim sistemindeki akıllı tasarım fikrine tepki olarak doğdu. Akıllı tasarım da ne? Yeni yaradılışçılık ismiyle de anılır. Evrendeki olayların evrim yahut çeşitli bilimsel formüller ile açıklanabileceğini lakin bunların zeki ve bilinçli bir varlık tarafından tasarlanmış olduğunu savunur. Pastafaryanizm de okullardaki bu akıllı tasarım mevzusuna tepki olarak 2005’te kuruldu. Kurucu Bobby Henderson denen bir fizik bölümü mezunuydu. Medyada bir parodi din olarak geçse de takipçileri bu dinin gerçek olduğu yönünde ısrarcıdır. Uçan Spagetti Canavarı’na ibadet ederler.
Henderson küresel ısınma ile korsanlar arasındaki o uçuk ilişkiyi keşfetmiş aydın bir kişi. 1800’lerden beri korsan nüfusu azalıyor, peki artan şey ne? Küresel ısınma. Dolayısıyla korsanlar azaldıkça dünya ısınıyor desek yanlış mı olur? Din, korsanları kutsal kabul eder. Onlar Orta Çağ’da yerleşik düzenin dışına itilmiş kişilerdir. Din adamları tarafından çarpık ve yoz resmediliyorlardır. Oysa onlar gerçek pastafaryanlardır. Pastafaryanizm, Hristiyanlık’ın adeta bir parodisidir. Örneğin Uçan Spagetti Canavarı’nın kutsal kitabında “Eğer Yapmazsanız Çok Memnun Olurum” diye bir bölüm vardır ki bunlar On Emir’in karşılığıdır diyebiliriz.
Rastafaryanizm
İlk maddedeki isim ile bir bağlantısı var gibi görünüyor. Nitekim öyle de zaten. Pastafaryanizm, İtalyanca’daki pasta yani makarna ve bu rastafaryanizmin sondaki takısını alarak oluşmuş bir din. Peki nedir rastafaryanizm? Bu isme illaki birkaç kez denk gelmişsinizdir. Hiç olmazsa bu dine bağlı birkaç öge karşınıza çıkmıştır. Rasta dini kafa karıştırıcıdır. Kimisi onu bir sosyal hareket kimisi de yeni dinlerden kabul eder. İlk kez Jameika’da ortaya çıkmış. Köklerini İbrahimi dinlerden alır. Merkezi bir otoriteleri yoktur ve rastalar çeşitlilik gösterir. Tek bir tanrıya, Jah, inanırlar. Güya bu Jah, Dünya’da bir yansımaya sahiptir. Bu da Etiyopya’nın 1930’dan ta 74’e kadar imparatoru olan Haile Selaise’dir. İmparator için kimi rasta İsa yakıştırması yapmıştı.
Rasta dini sömürülmüş Afro-Jameikalı topluluklar tarafından yaratıldı. Özellikle 1930’larda Haile Selaise’nin taç giymesi bir kehanetin gerçekleşmesi, İsa’nın ikinci kez dönüşü olarak değerlendirildi. Rasta oldukça Afrosentrik bir dindir. Yurtlarından koparılmış pek çok siyahinin tekrardan vaat edilmiş toprak dedikleri Afrika’ya yani Zion’a, özellikle de Etiyopya’ya yeniden yerleştirilmesini amaçlıyorlardı. Bu dinin üyeleri ve zaten genellikle Jameikalılar İngilizceyi epey tuhaf konuşur. Cehnnemi çağrıştırdığı için örneğin “hello” demezler. Livity diye bir yaşam felsefeleri vardır. Bu da bozulmuş bir İngilizce kelimeyi çağrıştırır.
Esrar kullanımı kutsal kabul edilir, et yenmez, dreadlock stili saçlar çok önemlidir. Bu gün kafası kıyak beyaz insanlar da saçını dreadlock yapar, böyle gezerler. Oysa ihtiyar bir rasta kendi garip İngilizcesiyle önce Babylon’a sonra bu arkadaşa küfredecektir. Dreadlocklar spiritüel bir öneme sahiptir. Bir dekor falan değildir aslında. Gerçi beyaz adam bundan ne anlar? 1960larda ve 70lerde Bob Marley ve reggea müziği sayesinde epey popülerlik kazandı Rastafari. Lakin Marley’in ölümü ve İmparator Haile Selaise’nin düşmesinden sonra din giderek etkinliğini yitirdi. Bu gün tahminlere göre dünyada 700.000 ila 1 Milyon arası rasta var.
Kopimizm Kilisesi
Kopimizm Kilisesi 2010’da İsveç’te kuruldu. Hareketin başında, 19 yaşında bir felsefe talebesi olan Gustav Nipe var. Kopimizm, İngilizce copy ve me kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Kopimi. Kopimistler bilginin kutsallığına ve bunun paylaşımın ibadet olduğuna inanır.
CTRL+C CTRL+V kutsal sembollerdir. Fotokopi makineleri ibadethane kadar değerlidir. Her türlü bilgi, filmler, sanat eserleri, edebi eserler vesaire paylaşıma açılmalıdır. Bu tarikat Torrent benzeri mevzularla alakaları olmadığını iddia etmiştir. Copyright’a karşıdırlar. Bizim fanzincileri görseler herhalde bağırlarına basarlardı.
Aum Shinrikyo
Şu dünyada nükleer bir meka yaratıp küresel kıyameti tetikleyecek iki güç var. Biri malumunuz Elon Musk, öbürü de Aum Shinrikyo’ydu. Shoko Asahara denen kör bir meditasyoncunun yoga kursları vermesiyle başlayan olaylar silsilesi bugüne kadar geldi. Bu sözgelimi kurslar ilk başlarda üniversite mezunlarını, zengin insanları çekti kendine. 1989’da da dini organizasyon olarak resmiyet kazandı. Asahara kendini İsa ilan etti. Aynı zamanda Tibet ve Hint budizmini karıştırıyor, üzerine Hinduizm de ekliyordu.
Shiva merkezi tapınım sembolüydü. Kıyamet düşünceleri ve komplo teorileri Aum Shinrikyo’nun inanç sisteminin omuriliğiydi. Aum Shinrikyo demek zaten mutlak doğruyu arayış demek. Tarikat, pek çok manga ve animeye ilham kaynağı oldu. Zengin takipçileri sayesinde de güç elde etti. Lakin 1995’te, II.Dünya Savaşı’ndan sonra pek bir suç olayına tanıklık etmemiş Japonya’yı derinden sarsan sarin gazı saldırılarını gerçekleştirdiler…
Raelyanlık
Realyanlık, 1973 ve 1975’te Avvergne ve Perigord’da iki kez uzaylılar tarafından kaçırıldığını öne süren Fransız gazeteci ve otomobil yarışçısı Claude Vorilhon tarafından kuruldu. Uzaylıların mesajını anlattığından dolayı ‘ufo dini’ veya ‘uzay dini’ olarak da adlandırılır.
Güya uzaylıların gezegenine götürülen Vorilhon, oradan bir mesajla döndü. Vorilhon’a göre Elohimler’in yani 21. yüzyıl meleklerinin gelişine hazırlanmak gerekliydi. Realien akımı, insan ırkının ilerlemiş uzaylı ırklarının klonlanması sonucu ortaya çıktığına inanıyor.
Scientology
Kariyerine bir bilimkurgu yazarı olarak başlayan L. Ron Hubbard, işi daha da öteye götürmeyi seçti ve Scientology adında yepyeni bir din yarattı. Bir bilimkurgu yazarının yeni bir inanç sistemi ortaya çıkarması size yeterince şaşırtıcı gelebilir, ama daha da şaşırtıcı olan bu dine inanlar arasında Tom Cruise ve John Travolta gibi dünyaca ünlü isimlerin de bulunması.
L. Ron Hubbard’ın bilimkurgu kariyeri belki pek parlak gitmedi, ama kurduğu din bugün 3.000’den fazla ibadethaneye, 154 ülkede faaliyet gösteren misyonerlere ve yüz binlerce de inanana ulaştı. Peki, bu din bize ne anlatıyordu? Bundan 175 milyon yıl önce hüküm süren galaktik konfederasyonun lideri Xenu, anlaşmazlık yaşadığı milyarlarca varlığı dünyamıza sürgün ederek Hawaii yakınlarındaki bir yanardağa hapsettirmişti. Günümüzde insanların yaşadığı acı ve sıkıntıların kaynağı da işte bu varlıkların ruhlarıydı. Gerçek mutluluğa ulaşabilmek için Thetan adı verilen bu ruhların yarattığı manevi baskıdan arınmak şarttı. Nasıl? Bilimkurgu romanlarından fırlamış gibi değil mi?
Yukarıdakilerin haricinde, adı anılması gereken diğer bazı eksantrik dini akımlarsa şunlar:
Discordianism: Yunan Kaos Tanrıçası Eris’in Roma karşılığı olan Discordia’ya tapan bir din.
Church of All Worlds: Meşhur bilimkurgu kitabı Yaban Diyarlarda Yabancı’dan esinlenmiş bir neo-pagan dini.
Prens Philip Hareketi: Ada ülkesi Vanuatu’da 1974’te ortaya çıkan bir din, İngiliz kraliçesi Elizabet ve Prens Philip’in bu ülkeye yaptığı seyahetten sonra doğdu. Adamlar köylerindeki mabetleri Prens Philip’in fotoğraflarıyla donatmış.
Nuwaubian Ulusu: Amerika’da ortaya çıkan siyahi bir din. Mısırlılara, piramitlere ve UFO’lara tapan, müritleri Antik Mısır stili inşa edilmiş bir kasabada toplanan dinin kurucusu Dwight York, 2004’te 135 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade