Isaac Asimov 70’lerde ve 80’lerde bilimkurgu serisi Star Trek için bilimsel danışman olarak görev aldı. Anılarını anlattığı kitabında serinin yaratıcısı Gene Roddenberry’ye de yer vermiştir:
“Gene Roddenberry ilk Star Trek filminde benden tavsiye istediğinde bu isteğini seve seve yerine getirdim. Karşılık beklememiş olmama rağmen bana bir çek göndermişti.”
“Janet’la filmi görmeye gittik. Senaryoda ben yoktum ama filmin sonunda kadroda adımın yer almasını bekliyordum. Uzunca listenin en sonunda adımı görünce ayakta alkışladım: ‘Bilimsel Danışman: Isaac Asimov‘. Bence doğal bir tepkiydi, ancak salondan duyduğum bir ses hiç de öyle demiyordu: ‘İşte kendini alkışlayan Asimov!‘ Hayatımda yeni bir yol açılmıştı.”
I, Asimov: A Memoir (1994) adlı otobiyografisindeki anılarının 118. bölümünü tamamen Star Trek’e ayırmıştır:
“Gene Roddenberry tarafından kurgulanan ve yaratılan bu seri ilk kez 1966’da yayınlandı ve zamanla bilimkurgu hayranları arasında çok popüler oldu, türünün televizyonlara çıkan ilk örneklerinden biriydi. Maalesef bilimkurgu müptelası haline gelen tutkulu kitlenin farkına varamayan patronlar, ilk yılın sonunda diziyi sonlandırma kararı aldılar. Ancak öyle şiddetli protestolarla karşılaştılar ki Star Trek iki yıl daha yayında kaldı.”
“Star Trek asla ölmez, yeniden doğar durur. Oyuncuların iyice yaşlanmasına rağmen ilerleyen yıllar boyunca eski bölümlerin devamı niteliğinde beş uzun metrajlı film daha yapıldı. 1988’de yeni bir dizi olan Star Trek: The Next Generation başladı.”
“1966’da Star Trek ve birkaç kalitesiz program hakkında yorum yazmam istendiğinde bu programlardaki bilimsel hataları öne çıkaran mizahi bir yazı hazırlamıştım. Çok geçmeden eşim Janet’tan öfkeli bir mektup aldım, kendisinin Star Trek hayranı olduğunu fark etmişsinizdir. Onun öfkesini dindirmenin tek yolu Star Trek’i öven yeni bir makale hazırlamaktı. Gene Roddenberry ile dostluğumuzu başlatan da bu makale oldu.
Janet, dizinin sonlandırılmasına karşı başlatılan kampanyanın destekçilerindendi. Kahramanların dudak hareketlerini ezberleyene kadar tüm tekrarları izledi, tüm video kayıtlarını yedekleriyle sakladı ve yeni bölümleri heyecanla bekliyordu. Star Trek izlerken kimsenin kendisini rahatsız etmesine izin vermezdi. Neden bilmem, ona hiç Trekkie (Star Trek hayranı) demedim.”
“Janet gibi pek çok hayran, diğer Star Trek hayranlarıyla buluşabileceği organizasyonlar düzenlemek istiyordu. Bu hayranlardan biri de benden katılım sözü alan Elyse Pines isimli genç bir kadındı. Elyse’in, Star Trek hatıralarının satılacağı ve oyuncuların da davet edileceği bir toplantı fikri vardı.
1972’de ilk toplantı düzenlendiğinde henüz dizinin uzun vadeli popülerliği kanıtlanmamıştı, dolayısıyla fazla katılım beklemiyorduk. Fakat o gece iki bin beş yüz kişi toplandı. Salonlar ve merdivenler öyle kalabalıktı ki kimse hareket edemiyordu. Seksenler boyunca diğer büyük toplantıları da Elyse ve diğerleri organize etti. Manhattan’daki neredeyse her toplantıya katılıp konuşma yaptım. Elyse’nin başarısına ben de eşlik ediyordum.”
“Konuşma yapmak ve kitap imzalamak bana göre gurur vericidir ve halkla ilişkileri geliştirir. Zamanla fark ettim ki ben aslında Star Trek hayranlarıyla ilgileniyordum, zira katılımcıların çoğu dizi hakkında benden daha bilgiliydi. Bir gün William Shatner (Kaptan Kirk)’ın soru cevap şeklindeki konuşmasıyla dinleyicileri büyüledikten sonra toplantıdan ayrılışına tanık oldum, büyünün etkisi sona ermişti; Kirk‘ün hayranların izdihamına uğrayıp havasızlıktan ölmeden otele dönmesi gerekiyordu. Korumaları kalabalığı yararak yol açıyordu ama anlık bir izdiham durumunda hepsinin birden dümdüz edilmesi işten bile değildi.”
“Organizatörler önlem olarak Shatner’ın ayrılışı sırasında kalabalığı oyalamamı rica etti. Ancak yıldızın limuzinine ulaşıp gözden kaybolduğu haberinin gelişiyle sahneden indirilmem bir oldu!
Kitleyi oyalayıp durumu kurtarma konusunda bana güvenmelerini anlıyorum, fakat böylesine saygısızca kullanılmış olmak hoşuma gitmiyor, konuşmamı tamamlamama izin vermeliydiler. Artık ben de Shatner gibi davranıyorum; konuşma bitip hemen arkasından kaybolma vakti gelmeden ortamı terk ediyorum.“
Kaynak: Antrópicos
İspanyolcadan Çeviren: Asude İskender