kuresel isinma dunya

Yakın Gelecekte Yaşanmaz Hâle Gelebilecek 5 Ülke

İklim değişikliği ya da istikrarsız yönetim, terör ve savaş gibi insan kaynaklı faktörlerden dolayı yakın gelecekte ülkelerin topyekun yaşanmaz hâle gelip terk edildiğini görebiliriz. Bu korkunç gerçek artık adım adım yaklaşıyor. Hâlihazırda dünyanın pek çok yerinde on milyonlarca insan şiddetli bir susuzluk çekiyor. Bir milyara yakın insanın temiz suya ulaşımı yok.

2022 itibariyle Sri Lanka, Lübnan, İran gibi ülkelerde iç karışıklıklar görmek mümkün. Kim bilir belki de bu senenin sonunda dünya artık ciddi bir karmaşanın pençesine düşmüş olacak. Hâlihazırda yaşanan karışıklıkların en temel sebebi gıda. Gıda giderek daha da pahalı hâle geliyor. Her şey hassas bir zincirin üzerinde. Bu zincirin halkaları ise teker teker aşınıyor ve kopuyor. İngiliz market zincirlerinden Sainsbury’nin eski patronu Justin King, “Ucuz gıdaların altın çağı artık sona erdi,” diyor. Bunun ne anlama geldiğini çözmek zor değil. Ülkelerin topyekun yıkıldığını görmesek de, geleceğin hiç iç açıcı olmadığı ortada. Bu yazıda, 50 ila 100 yıl arasında yaşanmaz hâle gelebilecek 5 ülkeyi listelemeye çalıştık.

Maldivler

Günümüzde Haiti, Fiji ve Filipinler gibi ülkeler yoğun sel felaketleriyle boğuşsa da, en azından bu ülkelerden hiçbiri henüz yükselen deniz seviyesi yüzünden topyekun bir yıkım tehlikesiyle karşı karşıya değil. Ancak Maldivler Takımadası için işler pek de iyi gitmiyor. Zira ülke, şu an ciddi anlamda sulara gömülme tehlikesi altında. Abartı gelebilir ama unutmamak gerek ki Maldiv mercan adalarının yüzde sekseni deniz seviyesinden sadece otuz santimetre yukarıda duruyor. Bu da Maldivler’in büyük bir kısmını deniz seviyesindeki en ufak bir yükselişe karşı çaresiz bırakıyor. Maldivler’in geçmiş başkanlarından Mohamed Nasheed, “Başkalarının salgıladığı karbonun cezasını biz hayatlarımız ile ödüyoruz,” diye bir demeç vermişti.

Maldivler’in on binlerce vatandaşı Hulhumalé ismi verilen insan yapımı bir adaya sığınmış durumda. Denizden iki metre yüksekteki Hulhumalé, Maldivler’in en büyük dördüncü adası. 2020’lerin ortasına doğru, iki yüz bini aşkın bir nüfusu barındırabilecek kadar genişletilmesi planlanıyor. Adanın “inşa edilme” amaçlarından biri Maldivler’in, özellikle de başkent Malé’nin üzerine düşen nüfus yükünü hafifletmekti. Fakat adanın inşası konusundaki en dikkat çekici faktör iklim değişikliğine karşı bir önlem almaktı. Eğer iklim değişikliği bu hızla devam ederse, Maldivler’in kurtarılması bütün çabalara rağmen mümkün olmayabilir.

Birleşik Arap Emirlikleri

BAE de yakın gelecekte iklim değişikliği sebebiyle yaşanmaz hâle gelebilecek ülkeler arasında. Günümüzde ülkedeki ortalama yaz sıcaklığı 50 dereceyi buluyor. Massachusetts Institute of Technology (MIT) araştırmacılarına göre, 2070’e doğru BAE’nin sıcaklıklar konusunda rekor üstüne rekor kırması bekleniyor. BAE, Körfez’in etrafını çevreleyen diğer ülkeler gibi, yüksek sıcaklık ve yüksek nemin birleşmesiyle oluşan bir durumdan muzdarip. Bu durum ilerleyen yıllarda bütün bölgeyi yaşanmaz bir cehenneme çevirebilir. Hatta önümüzdeki birkaç yıl içinde dışarıda bırakılan plastik nesnelerin nasıl eridiğini gösteren videolar, internette tıklanma rekorları kırmaya başlayabilir.

İnsanlar 60 derecenin üstündeki bir sıcaklığa on dakikadan fazla maruz kaldıklarında bile, vücutları otomatik olarak kendi kendini kapatır. Gelecekte, BAE ve çevredeki ülkelerin ortalama sıcaklığı 60 dereceyi bulursa neler olacak peki? BAE şu an gökyüzüne mızrak gibi uzanan camdan sarayların ülkesi, modern dünyanın incisi, çöl ve denizden doğan bir rüya. Fakat bu zenginlik ve ihtişam, ateşin hiddeti karşısında ne kadar dayanabilir? Sıcaklıklar arttıkça bütün binaları klimalarla donatsalar neye yarar? Bir zaman sonra sıcaklıklar öyle bir hâl alır ki, teknoloji bile fayda etmez…

Japonya

Japonya da giderek artan ekstrem hava olaylarından dolayı yaşanmaz hâle gelebilecek ülkeler arasında. Hatta ekstrem hava olaylarından dolayı en çok ölümün yaşanması muhtemel ülkelerden biri olarak görülüyor. Tayfunlar, sıcak hava dalgaları, çamur heyelanları ve ani sel baskınları büyük can kayıplarına sebep oluyor.

2018’deki Jebi Tayfunu toplamda 11 milyar euroluk bir maddi hasara yol açtı. Tarlalardaki ekinler mahvoldu, ağaç dallarındaki meyveler savruldu, kutsal binalar ve on binlerce ev harabeye döndü. Üç milyon kişi bir süreliğine elektriksiz kaldı… Şiddeti giderek artan ekstrem hava olayları bir zaman sonra başa çıkılamayacak düzeye ulaşabilir. Hatta tüm bu doğal afetler, çok daha ciddi tehlikelerin açığa çıkmasına sebep olabilir. Fukuşima Felaketi’ni bile gölgede bırakacak türden büyük tehlikeler…

Sudan

Afrika kıtasının büyük bir bölümü tarım ve hayvancılık ile geçiniyor. Şimdilerde bu kıtadaki Malawi ve Zimbabwe gibi ülkeler hem iklim değişikliği hem de insan bazlı sebeplerden bir gıda kriziyle karşı karşıya kalabilir. Fakat Sudan, gıda krizi konusunda adeta bir varoluşsal tehlikeyle baş başa. Geçtiğimiz yıllarda Sudan’da mahsullerdeki yetersizlikten dolayı ortaya çıkan kriz, “son derece karmaşık acil durum” olarak nitelendirilmişti. Fakat her şey daha da kötüye gitti.

Korkunç boyutlardaki sefaletten dolayı hâlihazırda iyice güçten düşmüş, kırılgan bir hâle gelmiş topluluklar artık daha da kırılgan. İklim değişikliğinden etkilenen bölgelerde yaşayan insanlar, artık karşılaştıkları durumlarla başa çıkacak gücü yitiriyorlar. Kuraklık daha fazla arazinin çölleşmesine sebep oluyor,  bu durum özellikle kuzeydeki savana kuşağını harap ediyor. Giderek yayılan çöller köyleri birbiri ardına yutuyor. Sudan, neredeyse yüzyıldan uzun bir süredir kuraklıkla boğuşuyor fakat giderek daha da kararsız hâle gelen iklim, tarımın ve hayvancılığın sürdürülmesini imkânsız kılıyor. Sudan nüfusunun yüzde sekseninin kırsal kesimde yaşaması durumu çok daha ciddi bir hâle getiriyor. Bu insanlar geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor. Ülke, Afrika kıtasındaki en büyük çiftlik hayvanı popülasyonlarından birine sahip. Eğer ülkede ekosistem çökerse, bütün Kuzey Afrika’yı etkileyecek büyük bir karmaşa devri başlayabilir. Kuraklık, kıtlık, sefalet, savaşlar ve katliam bütün bir bölgeyi yaşanmaz hâle getirebilir.

Irak

Irak 80’li yıllardan bu yana mütemadiyen savaş hâlinde olan bir ülke, fakat Irak’ın geleceğini tehdit eden savaş değil, kuraklık. 2010’lu yıllar Irak için terör saldırıları, şiddetli bombardımanlar ve kanlı bir savaş ile geçti. 2020’li yıllar ise ne yazık ki giderek korkunç bir hâl alması muhtemel kuraklıklarla geçecek. Irak’taki su rezervleri durmadan azalıyor. Örneğin, bir zamanlar 1,6 milyon nüfuslu Diyala ilinin yüzde seksenine su sağlayan Hemrin Gölü kurumaya yüz tutmuş durumda. Kuzeydoğu Diyala’daki Hemrin bölgesinde 150,000 dönümlük bir tarım arazisi çölleşmenin eşiğinde. Ülkedeki en büyük göllerden biri olan Milh, Şubat ayında tamamen kurudu.

Önümüzdeki on yıllarda Fırat ve Dicle nehirlerinin Irak’tan geçerken, hatta daha Irak’a varmadan kuruması muhtemel. Durumun ciddiyeti, ilerleyen yıllarda yağış oranlarındaki düşüş ile birlikte daha da artacak. Bu kadar fazla çölleşmenin olması demek elbette tarım ve hayvancılığın duracağı, korkunç boyutlarda bir kıtlık ve susuzluk yaşanacağı anlamına geliyor. Fakat bölgeyi daha da yaşanmaz hâle getirecek olan şey kum fırtınaları. Yakın gelecekte, Irak’ta ortalama olarak yılın 272 gününde kum fırtınası yaşanacağı düşünülüyor. 2022 yılı itibariyle Irak ve çevresi zaten şiddetli kum fırtınaları ile sınanır durumda. Yakın zaman önce meydana gelen kum fırtınaları limandaki sevkıyatların durmasına bile yol açmıştı. İlerleyen yıllarda bu durum daha da şiddetlenirse, etkilenen sadece Irak olmayacaktır.

Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade

Yararlanılan Kaynaklar:

Yazar: Konuk Yazar

Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız bilimkurgu temalı makale ve öykülerinizi bilimkurgukulubu@gmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır. Gelin bu arşivi birlikte büyütelim...

İlginizi Çekebilir

Tükenmişliğin Ahlaki Sonuçları: Soylent Green

Nüfusun arttığı ve kaynakların neredeyse tükenme noktasına ulaştığı yakın gelecekte sıkı yönetim politikalarına geçilmiştir. İçme …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin