Son zamanlarda NASA’nın Mars yörüngesine yolladığı MAVEN isimli uzay aracı sayesinde kızıl gezegenin atmosferi hakkında detaylı bilgilere ulaşıldı. Bu bilgiler sayesinde önemli bir sorunun cevabı bulunmuş olabilir: Mars’ın bir zamanlar sahip olduğu okyanuslar nerede? Cevap, belki de yüzeyden 150 kilometre kadar yukarıda. Bununla alakalı detaylı bir yazı yakın zaman önce Science dergisinde çıktı. Yazının içeriğine göre suyun izlerini yüzeyde aramak anlamsız. Atmosferin spesifik bir bölümüne odaklanmak gerekli, uzay ile buluştuğu bölüme. Bu bölüm keskin bir geçiş gibi değil, daha çok belli belirsiz bir karışıklık halinde.
Atmosferi olan bütün gezegenlerde, Dünya dahil, böylesi bir geçiş alanı vardır. Dünya’nınki ekzosfer olarak biliniyor. Burası yıldızlardan gelen ışığın kırıldığı alan. Ve bilim insanları Mars’ın bu geçiş alanında suya dair izler buldu. Yüzeydeki suyun uzaya kaçması bir sürpriz değil zaten. Mars’ın kum şeytanları bir zamanlar yüzeyde bulunan suyu kamçılayarak adeta uzaya fırlatmış olabilir. Mars’ın fırtınaları meşhurdur. Bilim insanlarının son bulgular ışığında geliştirdiği teoriye göre de bu kum fırtınaları yüzeydeki suyu azar azar soğurarak uzaya püskürtmüş olabilir. Dünya’da da benzer bir durum yaşanıyor ve nihayetinde yağmurlar yağıyor.
Oysa, Mars’ta bunu sağlayacak mekanizma Dünya’daki gibi çalışmıyor. Mars atmosferi Dünya atmosferinden bir hayli farklı ve oldukça zayıf. Dolayısıyla yüzeydeki suyu korumayı başaramamış. Mars yüzeyindeki su, yukarı yükseldikçe tekrar yağmur olarak yağmak yerine hidrojen ve oksijene ayrışıyor ve oradan da uzaya saçılıyor. İşte, bir zamanlar tıpkı Dünya gibi sulak olan Kızıl Gezegen zaman içinde böyle trajik bir akıbete maruz kalmış. O okyanuslardan geriye kalan su birikintileri de yer altındadır büyük ihtimalle.
Mars hakkında keşfedilenlerin sayısı gün geçtikçe daha da artacak. Örneğin MAVEN isimli araç, Mars yüzeyi kum fırtınaları ile kaplıyken bile araştırma yapmayı sürdürebilir. Diğer uydular Mars’ın yalnızca tek bir noktasına odaklanmış haldeyken MAVEN Mars’taki değişik durumları, değişik zaman dilimlerinde bildirmeye devam edebilir. Kızıl Gezegen, sık sık kum fırtınaları ile boğuşsa da bunlardan en dikkat çekeni 2018’deki küresel fırtınaydı. Tüm gezegeni kaplayan bu fırtına Oppurtunity isimli meşhur keşif aracını da “öldürmüştü”. Ama MAVEN yukarıdan Mars semalarını seyretmeyi sürdürmüş ve oldukça değerli bilgiler toplamaya devam etmişti.
Bir zamanlar Mars’ın okyanuslara sahip olduğunu ispatlayan deliller hâlâ Kızıl Gezegen’in yüzeyinde mevcut. Özellikle kuzey yarımküredeki kıyı çizgilerini andıran oluşumlar en sağlam delil olarak kabul ediliyor. Tüm bu bulgular Mars yüzeyinde soğuk ve sığ, ama yine de kalabalık su kütlelerinin olabileceğine işaret ediyor. Tabii Mars’taki denizlerde yüzmek nasıl bir his olurdu, oradaki suyun davranışı Dünya’dakinden ne kadar farklıydı, tüm bunlar ayrı bir yazının konusu.
Mars yüzeyinde suyun bulunduğunu artık neredeyse doğru kabul edebiliriz. Peki sahiden bu okyanusları fırtınalar uzaya püskürtmüş olabilir mi? Bu okyanusların kaderi ile alakalı başka seçenekler yok mu? Bir iddiaya göre Mars yüzeyi soğudukça okyanuslar donmuş, daha sonra da Mars’ın kumları tarafından üzeri kaplanmış. Mars’ın büyük kuzey düzlükleri Vastitat Borealis’in altında aslında donmuş bir okyanus yatıyor olabilir. Yani tüm bir okyanus gezegen soğudukça katılaşmış, adeta zamanda esir kalan bir fosile dönüşmüş, nihayetinde de gezegen bu kütlenin üzerini bir lahit gibi üzerini kaplamış olabilir.
Eğer Mars’a sondaj yapabilecek türden ekipmanlar gönderilirse belki de nihayet bu lahdin kapağını açmak mümkün olabilir. Kim bilir, o donmuş okyanus kütlesinin içinde keşfedilmeyi bekleyen egzotik kalıntılar bile vardır. Mars yüzeyindeki suyun akıbetine dair elde edilen en kesin bilgi kutuplarda, karbondioksit buzları ile kaplı, donmuş bir halde bir miktar su bulunduğudur. Bir diğer şüphe uyandıran durum ise 2006’da keşfedilen oyuklardı. Bu oyuklar sanki yakın bir zamanda yaşanan sıvı akıntıları ile oluşmuş gibi görünüyordu.
Elbette Mars’ın bu günkü koşullarında yüzeyde saf suyun bulunması imkansız ama belki de suyun donmasını engelleyecek kadar tuz yüklü egzotik bir nehircik bu oyukların oluşmasına sebep olmuştur. Tüm sorular ve ihtimaller bir yana, şimdilik Mars’taki okyanusların akıbetine dair iki senaryo mevcut diyebiliriz. Biri okyanusların kum fırtınaları ile uzaya püskürtülmesi, diğeri de okyanusların donarak yüzeyin altına gömülmesi. İki senaryo aynı anda gerçekleşmiş de olabilir ve okyanusların tamamen kaybolması uzun bir zaman dilimine yayıldığı için belki de orada ortaya çıkan canlılar sahiden kıyameti deneyimlemiştir.
Hazırlayan: Tuğrul Sultanzade