“İnsanlar ancak ve ancak ortak bir tehlike karşısında birlik oluyorlardı. Aksi halde mümkün olduğu kadar geçimsiz ve kavgacı olmak yaradılışlarının bir sonucuydu.”
1961’de Eskişehir’de doğan Orhan Seyfi Şirin, 1985’te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümünden mezun oldu. Televizyon programı yapımcılığı, senaryo yazarlığı ve yazarlığın yanı sıra şairlik de yapan Şirin, edebiyatın birçok dalında eserler verdi. Senaryo anlamında birçok dizi, film ve ve programda da imzası bulunan yazarın en etkili olduğu alan şiir olarak öne çıkmaktadır.
1996 yılında, kendi arkadaş çevresiyle birlikte kurdukları Sanat İhtisas Yayınları’ndan yayımlanan “Gelecek Yüzyıllardan Anılar” isimli bu öykü kitabında 5 kısa öyküsü bir araya getirilmiştir. Yazarın bilimkugu alanında başka kitapları da bulunmaktadır.
1. Çocuk Krallar Dönemi
Kıyamet sonrasına benzer bir dünyada geçtiğine tanık olduğumuz bu öyküde insan soyu misyonunu tamamlamış ve 2040’tan sonra dünya genelinde yeni bir çocuk doğmaz olmuştur. Tam 30 yıl boyunca herhangi bir çocuğun gözlerini açmadığı dünyada felaketler artmaya, insan sayısı azalmaya başlamıştır. Aynı zamanda dünyada iyi şeyler de yaşanmıyor değildir. İstanbul’da doğması beklenen Funda ve Erdener çiftinin çocuğu tüm dünyayı sevince boğacaktır.
“Aşk, artık gündelik eğlence seviyesine inmekten çoktan kurtulmuştu. İnsanlar birbirlerini gerçekten seviyorlardı.”
2. Bir Bilim İnsanı
Bir bilim insanın gözüyle anlatılan bu öykü, bir şeyleri başarmanın anahtarının ne olduğuna odaklanıyor. Başarının tek ve kesin bir çözümü olduğu düşüncesine inanan bir adamın, bu düşünceyi etrafına toplanan çocuklara aktarmasına tanıklık ediyoruz.
3. Döner Koltuklular Zamanı
Geçmiş çağlarda insanların temiz kıyafetlerle masa başı işlerde görev alanlara karşı sevgisi vardır. Çalışırken üstleri yıpranan, pislenen kişiler toplumca hor görülmektedirler. Küçüklüğünde bu düşüncelerden kendilerine bir yol haritası belirleyen 5 arkadaş birbirlerine söz verirler ve Anadolu’yu kalkındırmak adına inadına mücadeleci ruha sahip işlerde çalışmayı kafalarına koyarlar.
4. Su Dibinde Uyuyan Adam
Amerika’dan Türkiye’ye gelen Fehmi ismindeki bir bilim insanı, kapandığı evinde ilginç deneyler gerçekleştirir fakat bilime meraklı iki küçük çocuk tarafından sürekli izlendiğinin farkında değildir. Bu öyküsünde bilimi merkezine alan yazar bilim insanlarına gereken önemin verilmediğini dile getirirken oldukça haklı tespitlerde bulunmayı da ihmal etmiyor.
5. On Üç Bin Yıl Sonra
2093 yılında geçen öykü, insanlığın başka bir uygarlıkla buluşmasını temel alıyor. Uzay araçları ile Dünya’ya gelen canlılar tüm gezegende şaşkınlık yaratmaya yetiyor. Gününümüzde uygulanmakta olan kapitalist sistemin çok daha ileri bir versiyonuna şahit olduğumuz bu gelecek portresinde yönetici sınıf halkı birçok yönden sömürmektedir. İnsanlarla iletişim kurmak için Dünya’yı ziyaret eden canlıların amacı ise biraz farklıdır.
“Aşk ölmüş, erdem can çekişmekte, en basit ve tatlı güdüler bile işlevini ve eski anlamlarını yitirmek üzereydi.”