The Red Strings Club Kapak

Bir Barmen, Hacker ve Androidin Direnişi: The Red Strings Club

Distopik bir siberpunk dünyasında barmen olduğunuzu düşünün. Amacınız ise insan psikolojisini manipüle ederek depresyon, kızgınlık ve korku gibi duyguları ortadan kaldırmayı planlayan implant şirketini engellemek. Müşterilerinizle konuşarak söz konusu şirket hakkında detaylı bilgi edinmeyi hedefliyorsunuz. Ancak dilediğiniz bilgilere ulaşabilmek için müşterilerinizin duygularını manipüle edeceğiniz içkiler hazırlamanız gerekiyor. Ne yapardınız?

Deconstructeam‘in geliştirdiği ikinci iş olan The Red Strings Club, Devolver Digital‘ın yayımladığı point & click türünde bir macera oyunu. 22 Ocak 2018 tarihinde ilk olarak Windows, macOS ve Linux platformlarında piyasaya sürüldü, 14 Mart 2019’da ise Nintendo Switch versiyonuyla karşımıza çıktı. Metacritic sitesinde eleştirmenler tarafından 100 üzerinden 80 puana, kullanıcı incelemelerinde ise 10 üzerinden 7.6 puana sahip.

İspanya, Valencia merkezli Deconstructeam, 13 Mart 2012’de Jordi de Paco tarafından kuruldu. İlk oyunu Gods Will Be Watching’e benzer tür ve görsel stile sahip oyunlar geliştirmeye günümüzde de devam ediyor. Ekibin geri kalanında Marina Gonzàlez ve PaulaFingerspitRuiz yer alıyor. Ekip günümüzde toplam on dört oyun geliştirmiş olsa da, sadece dört tanesi Steam platformu üzerinden erişime açık. Geriye kalan oyunlarına kendi internet sayfalarından veya itch.io sitesinden erişilebiliyor.

The Red Strings Club’ta, mekânın sahibi de olan barmen Donovan’ı oynayarak başlıyoruz oyuna. Bardaki piyanist Brandeis ise serbest çalışan bir hacker olmasının yanı sıra sevgilimiz. Sohbet arasında Brandeis’in talebi üzerine ona bir içki hazırlamamız gerekiyor. Kişide uyandırmak istediğimiz duyguyu seçip ona göre bir karışım hazırlıyor ve servis ediyoruz. Oyunun büyük bir kısmı Donovan’ı oynayarak geçtiğinden oyunun ana mekaniği de burada öğretiliyor; içki hazırlamak…

Brandeis ile Donovan arasındaki konuşma, hasarlı bir androidin bara gelmesiyle sonlanıyor. Odağı androide yönelen ikili, bu noktadan sonra konuklarının kim olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Bilgi simsarı Donovan, aldığı “184” cevabına rağmen Supercontinent Ltd. tarafından üretilen bu Akara androidini tanıyor. Gizemli bir CEO’nun yönetimindeki Supercontinent Ltd, insanları mutlu etmeyi amaçlayan Akara adlı androidleri üretmesiyle ünlü bir şirket. Akara’ların görevi ise laboratuvara gelen insanların dosyalarını incelemek ve şirketin sağladığı rehbere bakarak sorunlarını çözecek implantı üretip yerleştirmek.

Hacker olan Brandeis’in nöral sürücüsünü Akara-184’e bağlamasıyla beraber oyunu androidin gözünden oynamaya başlıyoruz. İmplantların nasıl yapıldığını ve bu parçaların androidler tarafından nasıl yerleştirildiğini öğreniyoruz. Akara-184’ün bara neden ve nasıl geldiğini görmemize ek olarak, Supercontinent Ltd‘nin de insanları gülümsemekten başka bir şey yapmayan beyinsiz kuklalara çevirmeyi planladığını fark ediyoruz. Şirketin, “Social Psyche Welfare” adlı bir sistem ile implant kullanıcılarının zihinlerini kontrol etmeyi planladığını anlayan ikili, Akara-184’ü onarıp hem şirket hem de çalışanları hakkında bilgi toplamaya girişiyor. Tabii bu süreçte Donovan’ın içkileri ve Brandeis’in de hacker’lık ve taklit becerileri devreye giriyor.

Steam kullanıcıları tarafından olumlu eleştiriler alan oyun, oyuncuyu ahlak ve felsefe üzerine düşünmeye itiyor. Örneğin, şirketin insanları manipüle etmesine engel olmak adına insanları manipüle etmek ne kadar etik? Mutluluk pahasına gerçeklikten uzaklaşmak, sahte bir hayata geçiş yapmak ister miydiniz? Elde edeceğiniz mutluluğun yapay olması önemli mi? Yani oyuncunun seçimlerine bağlı olarak işleyişi değişen derin bir hikâye var karşımızda. Dolayısıyla kelebek etkisine yapılan göndermeler ve karakterler arasındaki diyaloglar, bu soruları başarılı bir şekilde gündemimize getiriyor. Her ne kadar seçimlerimiz hikâyenin işleyişini değiştirse de oyunda tek bir son olduğunu da belirtelim.

Oyunun grafikleri ve müzikleri oldukça başarılı. 16-bit piksel grafiklere sahip olmasına rağmen hem animasyonlarıyla hem de çizim tarzıyla oyuncuya görsel bir şölen yaşatmayı başarıyor. Üstelik sahnelere cuk oturan; heyecanı, stresi, üzüntüyü kusursuz biçimde aktaran ambiyans-synthwave türündeki müzikleri de cabası. Uzun lafın kısası; transhümanizm, siberpunk ve etik ilginizi çekiyorsa The Red Strings Club’ta dört saatlik keyifli bir macera sizi bekliyor.

Yazar: Işıl Buket Özdil

Geleceğin çevirmeni. Bağımsız video oyunu ve müzik tutkunu.

İlginizi Çekebilir

Sword Art Online

Sword Art Online #2: Güçlü Başlayan Bir Serinin Sıradanlaşması

2012 yılında anime dünyasına damgasını vuran Sword Art Online, sanal gerçeklik ve varoluşçu sorgulamalarla izleyicileri …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin