Sene 2011. Aralık ayının başlarındayız. Ve Playstation kategorisinde üçüncü şahıs oyunlarının peygamberi sayılan Naughty Dog firması yeni bir teaser paylaşarak Xbox ve PC kullanıcılarını adeta kıskançlığa boğar. Post-apokaliptik dünyada grafikleri ve atmosferi ile seyirciyi büyüleyen bir fragmanın ardından herkes oyunun çıkış tarihi olan 14 Haziran 2013’ü dört gözle beklemeye başlar. Öyle ki Naughty Dog, aksiyon oyunu Uncharted’daki başarısının ardından bilimkurgu, macera/hayatta kalma türünde yepyeni bir eser çıkarmıştır. The Last of Us, dört yıl süren yapım aşamasından geçmiştir. Çıkışından sonra eleştirmenlerce başarılı bulunması gecikmez. 2013 senesinde birçok firmadan tam 240 ödül kazanarak adını tarihe en çok ödül kazanan oyunlardan biri olarak kazır. Kısacası The Last of Us‘ı oynamak, hayatınızdaki en keyifli deneyimlerden biridir.
Bir yıl sonra, Playstation 4’ler için grafik ve seçenekler yükseltilerek The Last of Us – Remastered versiyonu piyasaya sürülür. Aynı zamanda kendisi kadar mükemmel olan Left Behind adında bir ek paketi de vardır. Oyuncular ve eleştirmenler tarafından olağanüstü bir beğeni topladıktan sonra, 2013 senesinde Golden Joystick Awards gibi birçok ödül kazanır. Seneler geçer, 14 Haziran 2015’te ikinci bölümünün, yani sequel’inin yapım aşamasında olduğu açıklanır. 19 Haziran 2020’de The Last of Us Part II adında yeni serisi piyasaya çıkar. Bu sefer oyun camiasını âdeta ikiye böler. Sıra dışı bir hikâye sunumu ve özgün konusu nedeniyle bir kesim ilk oyundan bile daha çok sever; bir kesim ise oyunun yönetmenine tehdit mesajları gönderecek kadar nefret eder. Elbette yönetmen Neil Druckmann, hikâyede alınan bazı radikal kararlar nedeniyle oyuncular tarafından The Last of Us Part II’nin yerden yere vurulacağını tahmin eder. Yine de eleştirmenler ve oyun siteleri tarafından yüksek puanlar almayı başarır. Her şeye rağmen The Last of Us Part II’nin AAA seviyesindeki oyunlar arasında bile olağanüstü bir çıta oluşturduğu gerçeğini kabul etmek gerekir.
2021 ve sonrasında popülerleşen “Remaster, Remake, Reboot” akımı, The Last of Us serisini de vurur. 2 Eylül 2022’de The Last of Us Part I isimli bir yeniden yapımla ilk oyun tekrardan yeni nesil konsollarda piyasaya sürülür. The Last of Us Remastered’in tekrardan rötuşlanarak aynı fiyatla piyasaya sürülmesi ve Part II’deki mekaniklerden bile yoksun olması sertçe eleştirilir. Açıkçası beklentiyi karşılamaz, ancak The Last of Us markası nedeniyle satışları ortalamanın üzerinde seyreder. Üstelik Sony özel oyun olmasına rağmen 3 Mart 2023 yılında Windows platformuna da geleceğine yönelik haberler bilgisayar kullanıcılarını sevindirir.
Serinin popülerliğinin artmasıyla birlikte dizi veya film projesi hakkında dedikodular yayılır. 15 Ocak 2023 tarihi itibariyle HBO çatısı altında The Last of Us dizisinin çıkacağı haberi tüm hayranları hem sevindirir hem de endişelendirir. Zaten “dizi gibi” olan oyunun başarısına leke süreceği endişesi yaratır. Bildiğiniz gibi oyun uyarlaması olan dizilerin başarı grafiği pek iç açıcı değildir… Ayrıca Joel’u canlandıracak Pedro Pascal oldukça beğenilirken, Ellie’yi canlandıracak olan Bella Ramsey ismi internette büyük tartışmalara yol açar. Her şeye karşın dizinin ilk bölümü herkes tarafından fazlasıyla beğenilir, eleştirmenlerce olumlu puanlar alır. Hatta tarihteki en iyi oyun uyarmalarından biri olduğu bile yazılır!
Şimdi gelin tüm dünyayı kasıp kavuran bu efsanevi oyuna daha yakından bakalım.
Rutin bir Naughty Dog eseri gibi, oyun için oynanabilirlik ve grafik konusunda 10 üzerinden 9,5 şeklinde bir değerlendirme yapılabilir. Hatta öyle ki, cutscene ile gameplay ayrımını yapamayabilirsiniz bile. Oyun esnasında bulduğunuz silah ve mühimmatları koymak için herkesin bir sırt çantası vardır. Ayrıca bulduğunuz çivi ve metal parçalarını, çeşitli bomba, sağlık paketi yapmak veya silahları geliştirmek için kullanabilirsiniz.
Oyunun aynı zamanda çoklu oyuncu modu da vardır. Fakat multiplayer’ı, dört kişilik iki takımla bir ölüm kalım savaşı vermekten ibarettir. Ne yazık ki kullanıcıların büyük isteğine rağmen, Naughty Dog çoklu oyuncu moduna mantar enfeksiyonunu eklememiştir.
Mantar Enfeksiyonu
Bildiğiniz gibi mantarlar (latince fungus, çoğul: fungi), çok hücreli veya tek hücreli olabilen bir ökaryotik alemdir. Klorofil taşımazlar, Heteretrofturlar. Çoğu parazit ya da saprofittir. Binlerce mantar türü olmasına rağmen insanlarda 100 kadarı enfeksiyon etkenidir. Bakterilerin peptidoglikan hücre duvarlarının aksine, mantarların hücre duvarları kitin, mannan ve glukandan oluşur. Kitin (N-asetil glukozamin’in bir homopolimeridir) antibiyotiklerden etkilenmez.
Şimdi de oyunun asıl konusu, salgına sebebiyet veren ve insanları hiper-agresif bir yamyama dönüştüren endoparazit mantarı bilimsel perspektiften inceleyelim. Bu mantar, bir çeşit cordyceps türünden evrimleşmiştir ve primatlar üzerinde büyük etkisi vardır. Öncelikle cordyceps, ascomycetes şubesinde bulunan gerçek bir mantar cinsidir. Bilinen 400’den fazla türü vardır ve hepsi endoparazittir. Fakat sadece böcekler ve arthropodların merkezi sistemlerini enfekte ederek vücut dışına çıkar ve onları adeta bitki benzeri bir yapıya dönüştürür. İnsanlar üzerinde bilinen bir etkisi yoktur. Hatta bazı türleri farmakoloji ve biyoloji alanında kullanılır. The Last of Us’taki parazit ise bilinen Ophiocordyceps Unilateralis adındaki mantar türünün kurgusal bir mutant varyasyonunu ele alır. İnsanlar üzerinde etkileri dört evreden oluşur.
Evreler
1. Evre: Runner (Koşucu): Enfeksiyonun kapıldığı ilk 1-2 günü kapsar. Parazit, konak canlının beynine yeni yeni yerleşir. Görüş açısı azalmaya başlar. Ateş, kızarıklık, kusma ve gözde kızarmalar oluşur.
2. Evre: Stalker (Avcı): Enfeksiyonun kapıldığı ilk 1-2 haftada içerisinde başlar. Parazit daha da büyümüştür. Konak canlının cerebral cortex’ini kaplamaya koyulmuştur. Genelde tek gözü fungal uzantılar ile kaplandığı için görüş açısı daha da azalmıştır. Yüzde yaralar ve fungal lekeler artmıştır. Konak canlı, parazitin etkisiyle kaybolan görüşü tazmin etmek için bir tür primitif ekolokasyon (pseudo biyolojik sonar) geliştirmeye başlar.
3. Evre: Clicker (Tıkırdayan): Enfeksiyonun kapıldığı ilk 1-2 sene içerisinde başlar. Uzun bir zaman geçmiştir ve artık enfeksiyon beyinden kök alarak bütün vücuda dağılmıştır. Öyle ki, kafatasında ve ekstremitelerde çeşitli fungal plakalar oluşturmuştur. Görme yeteneği tamamen kaybolmuştur. Diğer yandan, ekolokasyon (biyolojik sonar) yeteneği doruk noktasına ulaşmıştır. Rüzgar hışırtısından küçük bir tıkırtıya kadar her şeye hassas olunmuştur. Tıkırdayan denmesinin sebebi de yön bulmak için “tıkırdama” benzeri bir ses çıkarılmasından ileri gelir. Oyun esnasında kıpırdamazsanız sizi göremez, fakat çok yaklaşırsanız hissedebilir. Yaklaşırken de çok yavaş olmanız gerekir. Çünkü en küçük bir ayak sesiniz bile onu uyarmaya yetecektir. Etraftaki şişe veya kiremitleri kullanarak onu şaşırtabilirsiniz. Fakat çok güçlüdür. Eğer size yaklaşırsa, ısırığından kaçamazsınız.
4. Evre: Bloater (Şişkin): Enfeksiyonun kapıldığı ilk 10-20 sene içerisinde gerçekleşebilir. Parazitin son evresidir. Bazıları bu evrede ölür. Bazıları ise tamamen fungal plakalar ile kaplanarak irileşir ve dayanıklılaşır. O kadar güçlü bir hâle gelir ki, yanına bile yaklaşamazsınız. Eğer bu evrede konak ölürse, parazit vücudun her yerinden dış ortama çıkarak etrafa tutunur, konak canlının bir insan olduğunu bile unutturur.
Ayrıca bu evrede spor salınımı başlar. Bildiğiniz gibi mantarlar, sporla eşeyli ve eşeysiz ürer. Eserimizdeki kurgusal mantar ise bu evrede havaya sporlarını salmaya başlar. Böylece akciğerden enfeksiyonu kapabilirsiniz. Bu yüzden sporların bulunduğu ortama girerken gaz maskenizi takmayı ihmal etmemelisiniz. Bu arada, parazit sadece canlı bireylerde etkilidir. Ölü bedenleri enfekte etme özelliği yoktur. Ayrıca oldukça uçucu sporları olduğu için açık havada sporları etkili değildir. Özellikle tünneller ve kanalizasyonlar gibi kapalı ortamlarda etkilidir.
Senaryosuna gelirsek… Ana protagonistimiz 30’lu yaşlarda, Teksaslı, eşinden boşanmış Joel adında sıradan bir adamdır. Tommy adında neredeyse yaşıt bir erkek kardeşi ve Sarah adında sevimli mi sevimli 12 yaşında bir kızı vardır. Sarah’ın doğum günü gecesi mantar salgını pik yapar ve insanları bir tür psikopat yamyama dönüştürür. Joel ve Tommy, Sarah’ı da alarak arabaya atlar ve şehri terk etmeye başlar. Joel, yolda otostop çeken insanları arabaya almak isteyen Tommy’e sert çıkışarak soğuk kanlı bir şekilde devam etmesini söyler. Tommy, Joel’a, “Ama onların küçük çocukları var,” dese de Joel, mantıklı bir şekilde, “Bizim de öyle,” diye cevap verir. Ardından araba kaza yapar ve Sarah’ın bacağı kırılır. Joel, Tommy’nin eşliğinde biricik kızını kucağına alır ve kaosun içinde yol almaya devam eder. Her ne kadar zar zor şehrin sınırına ulaşsalar da, emir alan bir asker tarafından Sarah, Joel’un kollarında can verir. Bu sahnenin aynı zamanda video oyunları tarihindeki en dramatik kare olduğundan da hiç şüphe yoktur.
20 yıl geçer… Bildiğimiz genç Joel gitmiştir ve yerini orta yaşlı, çökmüş ama bitmemiş, acımasız bir Joel almıştır. Ortağı güçlü kadın Tess ile birlikte ordu tarafından oluşturulmuş karantina bölgeleri içerisinde kaçakçılıkla hayatlarını sürdürürler. Salgından o kadar çok sene geçmiştir ki, insanlar küçük karantina bölgeleri içerisinde ve sık sık denetime tabi tutularak yaşayabilmektedir. Ve bilim insanlarının, evrim geçirmiş endoparazit mantar için tedaviyi aradığını düşünürler. Oysaki ortada pek bilim insanı kalmamıştır. Salgının ilk aylarında nüfusun %60’ından fazlası ya hastalanmış ya da ölmüştür.
Bu kaos içerisinde Fireflies (Ateş Böcekleri) adında, amaçları ilaç devrimi olan ütopik bir grup kurulmuştur. Sloganlarının “look for the light (ışığı ara)” olmasından da anlaşılacağı gibi, tedavinin mümkün olduğunu ve dünyanın kurtarılabileceğini düşünen Marlene (Kraliçe Ateş Böceği) liderliğinde bir takım iyi eğitilmiş insanlardan oluşur.
Bir gün Marlene, Joel ve Tess ile bir anlaşma yapar. Eğer Joel ve Tess iki gün içerisinde istenilen kargoyu Boston’daki Capitol Binası‘na götürebilirse, istedikleri silah ve mühimmatın iki katını alacaklardır. Fakat kargo, Ellie adında küçük bir kız çocuğudur. Bir süre sonra Ellie’nin aslında ısırıldığını öğrenirler. Normal koşullar altında ısırılan bir kişi, maksimum iki gün içerisinde dönüşmek zorundadır. Fakat Ellie, yaranın bir haftalık olduğunu ısrarla dile getirir. Joel ve Tess, Ellie’yi vurmak üzereyken ikna olur ve yola devam eder. Binaya ulaşmalarına rağmen orada hiçbir Ateş Böceği üyesi yoktur. Üstüne üstlük askerler, onları takip etmiştir ve karantina bölgesi dışında oldukları için öldürme emri almıştır. Joel, Tess’in geldikleri yoldaki kovalamacada ısırıldığını öğrenir ve şok olur. Tess, Joel’un Ellie’yi koruması için ısrar eder. Çünkü, Ellie’nin bu parazit mantara bağışıklığı vardır ve tedavi için bir umut ışığıdır. Böylece Joel’u ikna eder ve fedakarlıkta bulunarak Joel ve Ellie’nin kaçması için fırsat tanır.
Joel mantar sporlarının bulunduğu ortama gaz maskesi ile girerken, Ellie’nin buna ihtiyacı yoktur. Joel, bunu görünce artık tamamen inanmıştır. Çeşitli maceralar ardından adları Sam (13 yaşında) ve Henry (25 yaşında) olan abi ve kardeşle tanışırlar. Sam ve Henry, birbiri ile çok iyi anlaşır. Henry, Sam’i gözbebeği gibi korur. Ne yazık ki protagonistlerimiz şehirden kaçarken, Sam’in ısırıldığı anlaşılır. Bunu öğrenen Henry, hayatının anlamını yitirdiğini düşünür ve anında kendi kafasına bir kurşun sıkar. Bu durum karşısında Joel ve Ellie şok olur.
Günler, haftalar, aylar geçer. Sonbahar aylarında Joel ve Ellie, Joel’un kardeşi Tommy’nin yanına, bir barajdaki sığınağa gelir. Sahip oldukları kötü anılara rağmen iki kardeş birbirine sarılır ve özlem giderir. Ne hikmetse o gün, yağmacılar tarafından saldırıya uğrarlar. Tommy, Joel ve Ellie’yi Ateş Böcekleri’nin taşındığı hastaneye kadar götürür. Ancak Ateş Böcekleri orada da yoktur. Hastanedeki herkes ölmüş ya da dönüşmüştür. Geriye sadece maymunlar ve fareler üzerinde yaptıkları deneylerin belgeleri ve kayıtları kalmıştır.
Hastanedeki yağmacı saldırısının ardından, Joel’un karnına bir demir saplanarak ağır yaralanmasına yol açar. Fakat cesur kızımız Ellie sayesinde hayatta kalır. Ama artık Joel, ağır yaralıdır ve bakıma muhtaçtır. Aylar geçer, kış gelir… Küçük kızımız artık sadece görünüşte küçüktür. Yayla avlanır, yağmacılar ile kafa kafaya çarpışır ve bütün zorluklara rağmen yılmadan Joel’u hayatta tutmayı başarır.
Başlarda birbirine soğuk olan iki ayrı karakter, artık ayrılmaz bir ikili olmuştur. Joel, artık Ellie’yı kızı gibi görüyordur. Hatta Ellie’ye, “Eğer Sarah seni tanısaydı çok iyi anlaşırdınız,” demiştir. Protagonistlerimiz Salt Lake Şehri’ne ulaştıklarında, Ateş Böcekleri tarafından toplanır. Marlene (Kraliçe Ateş Böceği), Joel’a aşıyı bulduklarını ama geliştirmek için Ellie’nin bütün beynini saran paraziti çıkarmaları gerektiğini söyler. Bu işlem Ellie’yi öldürecek, ancak bütün insanlığı da kurtaracaktır.
Joel, Ellie’ye öylesine bağlanmıştır ki böyle bir şeye müsaade edemez. Marlene dâhil Ateş Böcekleri’ni öldürüp Ellie’yi alır ve Tommy’nin yeni sığınağı olan dağların arkasına doğru yola koyulur. Ellie, yolda narkozun etkisini yitirmesi sonucu uyanır ve neler olduğunu sorar. Joel ise ona, bağışıklığı olan birçok kişiyi bulduklarını ama ilacı geliştiremedikleri için vazgeçtiklerini söyler. Ellie, hayal kırıklığına uğrar. Çünkü seyahat ettikleri neredeyse herkes bu amaç yüzünden ölmüştür. Dağlara vardıklarında Ellie, içindeki hayatta kalma suçluluğu ile Joel’a, “Anlattıklarının doğru muydu?” diye sorar. Joel ise gözlerini kaçırarak ve yutkunarak, “Doğruydu…” der.
Öte yandan, Left Behind ek paketindeki kısa hikâyede Ellie’nin neler yaşadığını ve 16 yaşındaki kız arkadaşı Riley ile aralarında geçen duygusal anları izleriz. Ellie ve Riley, kaçamak yapıp geceleğin bir alışveriş merkezine eğlenmeye gider. Ne yazık ki ikisi de orada ısırılır. Ancak kendilerini öldürmek yerine, son dakikalarını beraber geçirmeye karar verirler. Riley dönüşür, Ellie’nin ise bağışıklığı vardır…