Video oyunları, yıllarca ayrıntılı ve unutulmaz bilimkurgu dünyalarına harika kaçış yolları sundu. Fakat en çok hangilerini hatırlıyoruz? Hangi bilimkurgu evrenini gözlemlemekten en çok zevk aldık? Aşağıda, bilimkurgu oyunlarından en sevilen 20’sini derledik. Seçtiğimiz tüm oyunlar üç nitelik göstermek zorundaydı:
Özgünlük: Dünya, en az bir yeni fikir veya konsept sunuyor mu?
Olabilirlik: Dünya aptal ya da tuhaf bir yer olabilir, ancak en azından tanıdığımız gerçeğe ait birtakım temelleri içeriyor mu?
Tutarlılık: Oyun kendisi için belirlediği kurallara göre işliyor mu? Kendi içinde tutarlı ve mantıklı mı?
Mega Man
Esasen 21. yüzyıl dünyasına alternatif bir gerçek olsa da, en merak uyandıran yanı insanların robot işgücü yaratma fikridir. Ortak bir çizgide olmak üzere, robotların belirli bir görev için tasarlanmış kollektifleri vardı. Bunların her biri esas olarak bir ustabaşı tarafından yönlendiriliyordu. Robot Usta olarak adlandırılan “ustabaşı”, görevlerine yardımcı olması için özel “araçlar” ve gelişmiş yapay zekaya sahipti. Sonra Dr. Wily onları dünyayı fethetmek için kullanmaya karar verir. En ilginç olanı, Mega Man dünyasının altında yatan düşüncenin iki doktordan oluşmasıdır. Bu iyi ve kötü doktorlar, robotları kullanarak birbirleriyle savaşmaktadır. Şimdiye kadar yapılan en iyi oyun satrançlarından biri diyebiliriz.
Halo
Usta Şef’in destanını bir kenara koyarsak, tüm insanlığın bir Tanrı ya da evrim tarafından değil, başka bir tür olan Öncüler tarafından yaratıldığını düşünmek endişe vericidir. Öncüler Seli, Habercileri, hatta Halo silahlarını yarattılar. Sanki evren, bu yaratıklar için dev bir sanal alandı ve canlıları istek üzerine yaratıp ve yok ediyorlardı. Fakat onlar mükemmel değillerdir. Öncülerin ulaşımı neredeyse sınırsız gibi görünse de, hepsini insanlığın bakış açısından görüyoruz. Evrende hayatta kalmaya odaklanırken, aynı zamanda da varolabildiğimiz bir yer kazanmaya çalışıyoruz.
Mass Effect
Mass Effect serisinde var olan politikaların bir kısmı bugün hayatımıza yansıyor. Irkçılık, homofobi, siyasi yolsuzluk… Hepsi evrensel bir ölçekte mevcut. Oyunda, bu hataların çoğu insan ırkına ait. Biz, evrende bulunan saf ve genç bir kültürüz ve her cephede eşitlik için savaşıyoruz. Bu, kendi toplumumuzun şok edici bir yansımasıdır.
Fallout
Fallout’u çok ilginç kılan, kaybedilen eski bir dünya yansıması olmasıdır. 1950’lerde, geleceğimiz harika görünüyordu. Bütün yemekler hap formunda, isteklerimizi yapmak için bekleyen robotlar, havada uçuşan araçlar… Fırsatlar sonsuzdu! Fallout öngördüğümüz geleceği aldı ve gerçek yaptı. Ne yazık ki, tarihin geri kalanı değişti ve komünizm tehdidi artık sadece bir tehdit değildi. Birleşik Devletler, Rusya ile savaşa girmiyor, Çin ile savaşıyor. Daha ziyade bugün gerçekleşebileceğini düşündüğümüz bir şey. Fallout, 50’li yılların özgür ruhunu yakalamayı başarabildi. Bir nükleer savaş olur ve artık çorak bir alanda, insanlığın altın çağından kalan şeyleri yaşarız.
Chrono Trigger Future
Kıyamet sonrası hayatta kalma savaşı yeni bir fikir değil, ancak bu kıyametin nedeni genellikle insanlıktır. Gelecekte ne olduğunu bir anlığına görmekle birlikte, Dünya bir cehennemdir ve insanlık yok olma eğilimindedir. Yemek yok, güneş batıyor ve insanlık, kırık kubbelerde zar zor hayatta kalmaya çalışıyor. Korku, açlık kronik hale gelmiş ve başarısızlığın sonuçları, bir yandan aciliyet gerektirirken bir yandan da gerçekçiliğiyle sarıp sarmalıyor.
Half-Life
Tuhaf taşlarla oynama çünkü uzaylılar seni öldürebilir! Cave Johnson’in bir duş perdesi üreticisini Aperture Science’a dönüştürmesi için geçen zaman arasında 50 yıllık tarih olsa da, en ilginci Black Mesa olayları sırasında ve sonrasında yaşananlar. İlk olarak; istilayı tecrübe etmek ve kimsenin kullanacağını tahayyül edemediği eğitimleri ve politikalarıyla bir hükümet ajanının nasıl tepki verdiğini görmek, oyunu gerçek hayata yakınlaştırıyor. İkinci olarak, GlaDOS’un görünüşe göre başta olmasıyla birlikte, portal sayesinde tesisin çöktüğünü ve çürüdüğünü görüyoruz. Zaman tünelinin ileriye doğru genişlediğini biliyoruz fakat insanların ne kadar başarılı olduklarına yönelik soru işaretleri hala havada duruyor. Belki de bu cevapsız soru, dünyayı sevdiğimiz bir yer yapmamıza yardımcı olabilir.
Deus Ex
Alternatif zaman çizgisi ve 51. Bölge gibi iki bilimkurgu klişesi kullanmasına rağmen, Deus Ex gerçek dünyaya kendi fikirlerini bahşetmeyi başarıyor. Coğrafya ve zaman çizgisi açısından mevcut dünyamıza benzer olsa da, günümüzde sahip olduğumuzdan uzak bir teknoloji betimliyor. Modern zamana olan benzerlikleri belki de oyunun en rahatsız edici tarafı. Orta ve alt sınıflar sefaletten muzdaripken holdingler kâr ediyor. Hükümet gözetimi ve yakın polis takibi de cabası. Ve korkunç bir gelecek projeksiyonu olarak yerel teröristler hükümete karşı çarpışıyor. Belki de Deus Ex’in tarif ettiği gelecek o kadar da uzak değildir, kim bilir…
XCOM
Devletinizin, uzaylı istilasıyla savaşmak için bir askeri bölüm oluşturup oluşturmadığını hiç merak etttiniz mi? XCOM’da, 60 yıldan beri Dünya’yı savunmak için amansız bir mücadele veriliyor. XCOM’u inanılmaz kılan şey, birçok ülkenin gerçek tehlike karşısında şikayetlerini bir kenara koyabilmesi ve tehdidi yenmek için birlikte çalışabilmesi. Yine de, uzaylılar oldukça kullanışlı teknolojilerle çıkıp geliyor ve tersine mühendislikle insanlık da bunları kendi yararına kullanmayı öğreniyor.
Homeworld
Kushan, yok edilmiş bir dünya yerine, çok kısır bir dünyada yaşamaktadır. Tüm bildikleri bu kadardır. Ancak bir keşif, onu hayatın daha kolay olacağı bir dünya düşüncesine götürür. Ne yazık ki işler beklendiği gibi çıkmaz. Bir milyon civarı insan taşıyan bir geminin, ırkınızın son umudu olduğunu bilmek fazlasıyla stresli, ancak halkınızın gerçekten kim olduğunu keşfetmeye çalışmak bu stresle baş etmeye yardımcı oluyor. Homeworld, 3D RTS oyunları için temel oluşturdu ve hayatta kalma ihtiyacına dayalı bir merak atmosferi yaratmayı başardı.
StarCraft
Bu sadece bir “yabancı istilası” klişesi değil, daha çok evrensel ölçekte bir savaşa giriyor. Farklı ırkların tuhaflıkları ve nüansları çok basit, ancak insanların siyasi ilişkileri ilginç bir ortam yaratıyor. “İnsanlığın İlahiyatı” na inanan bir hükümet, mutasyona veya sibernetik iyileştirmelere sahip tüm insanları tutukladı. Bu “tutsak” ların binlercesi döndü ve kendi kolonilerini kurmak üzere gönderildi. Starcraft tarafından yaratılan sosyo-politik dünya genellikle göz ardı edilmekle birlikte hem derin ve hem de tarihin kendini tekrar eden güzel bir örneği.