Dead Space, korku ve bilimkurgu alanında üçüncü şahıs kameralı bir oyun serisidir. Visceral Games (eskiden EA Redwood Shores) tarafından geliştirilen oyun, EA Games firması tarafından yayınlanmıştır. Sadece bilgisayar ve eski nesil konsollarda destekleniyor. Ayrıca serinin yaratıcısı Glen Schofield olarak bilinir. Şimdilik beyazperdede iki animasyonu ve bir çizgi romanı bulunuyor. Gelecekte ise Dead Space için daha büyük planlar olduğu düşünülüyor.
Dead Space 1 ilk çıktığında sürekli Resident Evil 4 ve 5 ile kıyaslanırdı. Serinin birinci oyunu oldukça beğenildi. İkinci oyuna eklenilen karizmatik kıyafet ile de beğeni sayısı iki katına çıktı diyebiliriz. Ayrıca ikinci oyuna eklenilen çoklu oyuncu modunu da unutmamak lazım. Her ne kadar çoklu oyuncu modunda takımlar denk olmasa da yeni nesil oyunların olmazsa olmazıdır bu mod. Üçüncü oyunun da fena olmamasına ve işbirliği (co-op) modu getirilmesine rağmen pek beklentileri karşılamadı. Bu yüzden EA, Dead Space 4’ün yapım aşamasını durduğunu açıkladı.
Seri, 26. yüzyılda geçmektedir. İnsanlık tahmin edildiği gibi uzaya açılmakta ve diğer gezegenleri kolonize etmektedir. Ancak Dünya ekolojik krizdedir, kaynakları tükenmek üzeredir. EarthGov adında bir kuruluş, Dünya gezegeninden yayılan insan türünün ortak bir kuruluşu haline gelir. Amacı diğer gezegenleri kolonize edip, kaynaklarını kullanmaktır. İnsanların, EarthGov altında ele geçirdiği topraklar Venüs, Ay, Mars, Titan gibi gerçek gök cisimleri ve Aegis VII, Aspera, Borealis, Kreemar gibi kurgusal gök cisimleri mevcut.
Öte yandan 23. yy’da Meksika’nın Chicxulub Krateri (120 km derinliğinde ve 20 km çapında bir asteroid krateri) içerisinde Marker adında, kökeninin dünya dışı olduğu düşünülen bir anıt bulunmuştur. Özelliği ise bariz kaynağı olmayan bir elektromanyetik sinyal yayması. Bu keşfi yapan Michael Altman ve ekibi, bunun sınırsız enerji için bir gelecek oluşturabileceğini düşünmekte idi. Daha sonra EarthGov, acilen bunun bir kopyasını ters mühendislik teknolojisi ile yapmaları gerektiğini düşündü. Bu tasarım aşaması son derece gizliydi. Ancak Michael, bu bilgiyi halka sızdırmıştı ve olanlar olmuştu. Unitoloji adında, Marker’ın ebedi yaşam sunacağı inancına sahip bir din doğmuştu.
Sonuçta EarthGov, ters düzenlenmiş Marker’ı yapmayı başardı. Lakabı ise Red Marker idi. Diğer yandan insanlar, başka gezegenlerden Bismuth elementi getirmişlerdi. Böylece orjinal Black Marker üzerinde çalışmaya başlayabilirlerdi. Ne yazık ki Marker’ın elektromanyetik sinyali, başlarda paranoya ve hallüsinasyonlara sebebiyet verdi. Daha sonra ise canlı dokunun ölümüne ve ardından nekrotik dokunun rekombinant düzenlenmesine ulaştı. Marker’ın radyasyonuna maruz kalan herkes Necromorph (Evet, Alien olarak bilinen Xenomorph’lar ile isim benzerliği taşır. Anlamı ise latince ‘ölü form’ demektir.) adında bir tür mutanta dönüşüyordu. Ardından EarthGov, araştırmayı derhal kapattı ve Marker’ları bırakıp, gezegeni terk etti. Fakat Marker’ları herhangi birinin bulması an meselesiydi. Diğer yandan unitoloji liderlerinden biri olan Jacob Danik‘in hipotezine göre Black Marker, gezegende zeki yaşam formu evrimleşmesinden bire bir sorumludur. Ki zaten Black Marker’ın amacı da budur. Gezegenin habitatında bulunan baskın (Apex) türü, manipüle edip kendisinin kopyalatmak. Tabi bunu bilinçli bir şekilde yapmıyor. Aslında tek yaptığı Necromorph adındaki yaşam formlarının oluşmasına sebebiyet vermek. Marker’ı tasarlayan uzaylı formları oldukça zeki olmalıdır.
Serinin ana protagonisti Isaac Clarke adında bir mühendis. İsmi, ünlü bilimkurgu ustaları Isaac Asimov ve Arthur C. Clarke‘tan esinlenerek verildi. Isaac, adeta hiçliğin ortasında sessiz ve soluk uzay gemisi koridorlarında soğukkanlılığını koruması ve kafayı yememesi ile meşhurdur. Aslında kafayı ne kadar yemediği de tartışılır. Çünkü ileride hallüsinasyonları ile başı belaya girecektir.
Serinin ilk oyunu, en eski koloni ve maden gemisi olan USG Ishimura‘da geçiyor. İsmini, ünlü astrofizikçi Hideki Ishimura‘dan alır. Kendisi, insanlığı ışıktan hızlı yolculuk etmesini sağlayan Shockpoint sürücüsünü keşfetmiştir. Ishumira, Aegis VII gezegeninin yörüngesindeyken radyo sessizliğine gömülüyor ve bir daha sinyal alınamıyor. Protagonistimiz, bir takım ile olay yerine varır. Sevgilisi Nicole Brennan‘ın da bulunduğu gemiye, kendisini bekleyen Necromorph’lardan habersiz gitmek ve tamir etmek ile yükümlüdür. İlerleyen saatlerde protagonistimiz, gezegende bulunan koloniye inip, orada gizlenilen Red Marker’ı da keşfetmektedir. Birinci oyunu bitirip, son sahnesindeki cutscenede yerinden zıplamayan yoktur herhalde.
Serinin ikinci oyunu, Satürn’ün uydusunda bulunan Titan Sprawl adında bir şehirde geçer. Şehrin büyük kısmı unitoloji kiliseleri ile doldurulmuştur ve Marker’a tapılmaktadır. Isaac, artık yeni zırhı ile daha da karizmatiktir. Ayrıca ikinci seride, bolca yerçekimsiz ve havasız ortam bulunmaktadır. İkinci oyunu bitirip, son sahnesindeki cutscenede gülümsemeyen yoktur herhalde.
Üçüncü oyunun büyük bölümü, Tau Volantis adında 200 yıldır kolonisinden ses gelmeyen bir buz gezegeninde geçiyor. Marker’ların kökeninin de bu gezegen olduğuna inanılıyor. Ana protagonistlerimiz ise bu gezegene gelip, Marker’ları tarihe karıştırmayı planlıyor. Üçüncü oyunu bitirip, son sahnesindeki cutscenede de duygulanmayan yoktur diye düşünüyoruz. Fakat unutmayın, daima credits’lerin sonunu bekleyin.
Isaac’ın kostümü, onun her şeyidir. Birçok farklı özelliği vardır. Bir dış iskelet görevi görür, onu uzayın radyasyonundan korur, botlarındaki iticilerle yerçekimsiz ortamda hareket etmesini sağlar. Kostümün sistemlerinin bütününe Resource Integration Gear (RIG) denir. Kostümün ayarları holografik olarak sunulur. Bileklerdeki hologramlar, kostümün ayarlarını ve ihtiyaçlarını sunar. Omurgada yaşam desteği barları vardır. Bunlar, çeşitli renklerde (%75 üstü için açık mavi, %50 üstü için yeşil, %50 altı için sarı ve %25 altı için kırmızı) kullanıcının hayati değerlerini gösterir. Eğer sıfırlanırlarsa EKG’deki düz çizgi benzeri bir ses çıkararak yakındaki diğer kullanıcıların duymasını sağlar. RIG, aynı zamanda potansiyel bakteriler ve viral enfeksiyon belirtilerini de gösterir. Bulunan power-node’lar ile RIG’ler oyun esnasında güçlendirilebilir ve eklentiler yapılabilir. Aynı zamanda farklı RIG’ler de satın alınabilir. RIG’ler değiştirilirken Isaac, bir dolabın içine girer ve bir makine tarafından RIG, adeta Isaac’ın üzerine kaynak yapılır.
Isaac’ın sol önkolunda ve sol elinde, acil durumlar için kaçış bileti olan bir Statis Modülü vardır. Bu modül, gelişmiş kuantum fiziği teknoloji sayesinde bir statis alanı yaratarak atomların, alanın dışındaki atomlara göre belli bir süreliğine daha yavaş hareket etmesini sağlar. Bir başka deyişle zamanı manüpile ederek yavaşlatır. Böylece acil durumlarda olay yerinden uzaklaşmanızı ya da üstünüze gelen bir orduyu daha rahat halletmenizi sağlar.
Yine aynı yerde, Statis Modülü ile birlikte çalışan bir de Kinesis Modülü (G.R.I.P.) vardır. Fakat bu yapay bir kütle çekim alanı yaratarak ağır veya hafif her türlü objenin kaldırılmasını kolaylaştırır. Bunun amacı sadece Necromorph’lara sivri cisimler fırlatmak için değildir. İnşaat makineleri yerine kinesis kullanılarak her türlü işi kolaylaştırmak amacı ile vardır.
Ayrıca Isaac, Plasma Kesici benzeri silahlar kullanır. Silahın önünde 3 lazer, yatay ve dikey değiştirilerek kullanıcının daha rahat nişan almasını sağlar. Tabii silah demek ne kadar doğru bilemeyiz. Çünkü aslen, madenlerde mineral kesimini kolaylaştırmak amacı ile kullanılıyorlardı.
Şimdi, ana antagonistlerimiz Necromorph türlerine bir göz atalım. Bunlar genel olarak, Marker’ın rekombinant enfeksiyonu nedeni ile nekrotik dokuları tekrar şekillenmiş canlılardır. Birçok varyasyonları vardır. Bazıları sadece Marker’ın etkisi ile, bazıları ise çeşitli unitologların çalışmaları ile oluşmuştur. Örneğin en çok karşılaştığınız tür Slasher‘dır. Çok ender bulunan vatoz benzeri Infector ise, enfeksiyonu yayarak daha çok Necromorph üretir. Çenesinde kelebeklerin nektar almasına yardımcı organ benzeri bir zool (proboscis) bulundurur. Bu sayede kurbanının kafatasından içeri sokarak sarı sıvı enjekte eder. Bu baş belaları bir çatışma esnasında alınacak ilk hedefler olmalılar. Aksi takdirde daha çok ve daha hızlı Necromorph oluşur.
Başka bir örnek olarak Dr. Challus Mercer, Necromorph’ların insan türünün sonraki basamağı olduğuna inanıyordu. Bu yüzden laboratuvar ortamında Necromorph’lar üzerinde çeşitli deneyler yapıyordu. Bu deneylerin bir sonucu ise Hunter‘ların doğmasına neden oldu. Bu türler, Slasher’dan daha büyük ve güçlü olup, sınırsız rejenerasyon aktivitesi ile göz kamaştırıyordu. Normalde bir Necromorph’u etkisiz hale getirmenin en başarılı yolu, uzuvlarını kesmektir. Ancak Dr. Challus sayesinde Hunter’ın uzuvlarını kestiğinizde belli bir süre sonra tekrar rejenere olup, eski haline geri dönüyordu. Bu yüzden bir Hunter ile karşılaştığınızda ya uzuvlarını kesip stasisleyin, böylece kaçma şansınız olacaktır. Ya da onu, atomlarına kadar parçalayabilecek bir yol bulun.
Bir de Marker’ın son seviyesi olarak bilinen, Brethren Ayları vardır. Gezegenin çoğunluğu Necromorph’laştırıldığı zaman gezegendeki Marker’lar, stratosfere bir ışık hüzmesi toplatarak tekillik oluşturur. Sadece Necromorph dokularını çekmekle kalmaz, gezegenin parçalarını bile kendine çekerek bir organik ay doğmasına sebebiyet verir. Bu aylar, boşlukta süzülerek diğer gezegenlere Marker yollama araçlarıdır. Dünya’da bulunan Marker da Ayların bir asteroid içinde gönderdiği Marker olduğu düşünülür. Spesifik olarak Dünya’nın hedef alındığı mı yoksa Jacob Danik’in hipotezi gibi gezegende zeki yaşam formu evriminin tetiklendiği mi kesin olarak bilinmiyor. Ama bilinen bir şey var ki; neden insanlık, Fermi Paradoksu‘nun dediği gibi zeki yaşam formlarına hiç rastlamıyor ya da hiç sinyal alamıyor? Çünkü apex dev organik aylar, evrenin organik dokusunu absorbe ederek geriye sadece bir “ölü uzay” (Dead Space) bırakıyor…