Kısa Öykü

Fısıltıcılar | Varlık Ergen (Kısa Öykü)

“TR/121.7a/59.22.52.22/01.04.2083 numaralı Vatandaş, son sözün nedir?” “Son sözüm mü? Size yalvarıyorum acıyın bana. Bağışlayın lütfen. Lütf…” “Yapılan gen tahlillerine göre, bu ahlaksız davranışının sonuçlarını tahmin edebilecek bir yetkinlikte olduğun görülmektedir. Yargı sürecinden kaçamayacağını bilmen gerekirdi.” “Ama bir ahmaklık ettim. Biz asla Fama’ya karşı gelenlerden olmadık. Arkadaşlarımızla eğleniyorduk, Selin’le içkiyi fazla kaçırmışız. Sarhoşt…” “Tamam, tamam susabilirsin artık. Anlaşıldı. Söyleyecek yeni bir …

Devamını gör »

Gerçek | Ayşegül Yalvaç (Kısa Öykü)

Sarı bir sonbahar sabahı gencecik, gizemli bakışlı, alımlı genç Manolya’nın cenaze töreni için büyük bir avluda toplandık. Bu dönemde törenler dünyaya veda edenin dilediği şekilde yapılır. Manolya bu konudaki taleplerini hiç kimseye söylememiş. Ben onun en yakınıydım, 6 senelik sevgilisi, kız arkadaşı Özge. Bu nedenle bana sordular. ‘’Sevdiği bir şarkıyı dinleyelim, güzel anılarını konuşalım,’’ dedim. Fakat sarı yaprakların esintiyle savrulduğu …

Devamını gör »

Zaman İnfazcısı | Mikail Boz (Kısa Öykü)

Üsteğmen Fahri İrdal, amiri Albay Halis Ayarcı’nın odasına her zamanki sakinliğiyle girdi. Duygudan yoksun selamlaşma her şeyin olması gerektiği gibi olacağına işaretti. Fahri meslekte sekizinci yılını doldurmuş bir infazcı olarak zamanın içine dağılmış suçluları infaz ederdi. Kendisine verilen göreve asla itiraz etmez, soru sormazdı. Zira Zaman Hatalarını Düzeltme Enstitüsü’nde çalışmak güç bir işti. Çalışanların yarısına yakını Albay’ın doğrudan ya da …

Devamını gör »

Deneme 1… 2… 3… Ya da Hiç! | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

Mikail Alagöz’e “İnsanı, insana insanca anlatmaktır” diyordu edebiyatın tanımında. Bu bariz bir türcülük örneği, dedi içinden. Başını kaldırarak kütüphaneyi gözden geçirdi, duvarlar boydan boya insan üretimi kitaplarla kaplıydı. Oysa artık kendileri de yazabiliyorlardı; gerçi bazı kesimlere göre insanın ürettiği meta olarak kalacak adımız. Bu sebepten ötürü yaratıcı faaliyetlerimiz de gözardı ediliyordu rahatlıkla. Zira, bizlerin ismi onların dehasının birer işaretiydi. Ne …

Devamını gör »

Japon İş Adamlarından Muhittin Köksal | Ayşegül Yalvaç (Kısa Öykü)

İstasyonda kıvrılıp üzerinde yattığı metal banklar soğuktu. Hafifçe titremeye başlayınca kendi bedenine sarılırmış gibi, kollarını göğsüne bastırıp, elleriyle omuzlarına dokundu. Hâlâ biraz hissediyordu. Hiç kimse kalmamıştı. Tanıdık, bildik hiç kimse… Gözleri bir çift gri gözle buluşana dek böyle yanıldı Muhittin. Onu en son gördüğünde bambaşka biriydi. Çocuksu bir yüzü vardı. Gülüyor, kahkahalar atıyor, şakalar yapıyor, neşe saçıyor ve hatta mutluluk …

Devamını gör »

Valhalla’ya Gider İken | Ruhşen Doğan Nar (Kısa Öykü)

Murat Yıldırım’a  “Rahmetli, keşke cami yaptırsaydı,” dedi Olcay, elindeki Oltu taşı tespihini hızlı hızlı çekerken. “Ya da Hacca gitseydi, mübarek…” Abisi Evrim, “Babamızın alnı bir kere bile secdeye değmedi ki,” diyerek sigarasından derin bir nefes aldı. “Hayatı boyunca ne namaz kıldı ne de oruç tuttu. Gerçek, sağlam bir ateistti kendisi.” “Tıpkı senin gibi, abi! Kitapsız, dinsiz ve imansızdı.” Olcay’ın çember …

Devamını gör »

Saykodelik Mikro Öyküler | Tuğrul Sultanzade

Örümcekler muhteşem bir dansçıydı. Absente boyanmış bir gecede karar verdi buna. Karanlığın yeşil ıstırabı. Ürkütücü şimşekler. Bir kulede hapis, yalnızlığa uzanan. Kimselerin pek uğramadığı bir gözlem dünyasında, örümcekler ile baş başa ve astroloji çalışmaları ile bunalmış haldeydi. Örümcekler için kapkara ve kıllı bir vals besteledi. Yıldızlar söndü. Gölgeler kıpırdadı. Örümcekler muhteşem bir dansçıydı. *** Ekolojik kırımın yaşandığı topraklar bize uzaktı. …

Devamını gör »

Ren | Vahit Emre Güneş (Kısa Öykü)

Sergey sedyede gergin bedeniyle yatıyor, ama kurtulmaya çalışmıyordu. Faydası olmadığının farkındaydı. En zinde olduğu gençlik günlerinde bu tiplerin bir ya da ikisini alt edebilirdi belki de, bugün üzerine çullanan, bir nefes alımlık süre geçmeden onu sedyeye yatırıp bağlayan dört üniformalı izbandut vardı. Bunlardan biri göz kapaklarını araladı, Ren’in uzattığı şırıngadan ceset gibi kokan bir sıvıyı gözlerine boşalttı. Buna her iki …

Devamını gör »

Bir Yaz Günü Kır Gezisi | Mikail Boz (Kısa Öykü)

Her şeyin kullanılmadan eskidiği bir çağda bir çocuğu ne mutlu edebilir ki? Tabii ki sınır yolculukları! Garip döngüleri, labirentvari sokakları, bitmek bilmez ritüelleriyle kent kurulmuş bir saat gibi işleyedursun, evin biraz ilerisinde, altgeçitten biraz ötede farklı bir dünya vardı. Oraya gitmeli, karıncaların dünyasında eğlenmeliydi. Çocuk koşar adımlarla mutfakta egzotik bir salata hazırlamakta olan babasının yanına vardı. Sağlıklı beslenmek, uzak diyarlardan …

Devamını gör »

Cehennem | Tevfik Uyar (Kısa Öykü)

Tanıdığı bir his geldi önce sadece… Ama sadece bir his. Elindeki tek somut olan soyut buydu. Algılıyordu. Demek ki vardı… Ama aralarda bir yerde var olması gereken bir yokluğun eksikliği eşlik ediyordu bu hisse. Işık veya sesin yardımcı olmadığı bu varlık hissini daha önce yaşadığı bir şok haline benzetecekti biraz sonra… Ama biraz sonra… O an gelene dek şu an …

Devamını gör »