On bin yıllık uykusunda uyuyordu Heyula. O Heyula ki dehşetiydi her uyandığında her yerde her muktedirin. O kadar derin ve bir o kadar da hafifti uykusu. Coğrafyayla bir olmuştu. Kıvrılıp yattığı yerde tepeleşmiş, üzerinden çıkan dev ağaçların kovuklarını yaban domuzu aileleri mesken tutmuştu. Her yanını yosun bağlamıştı Heyula’nın. Üzerindeki ağaçlardan gelen kuş sesleri, neler gördüğü bilinmez rüyasında ona ilham oluyordu. …
Devamını gör »