Kısa Öykü

öykü

Ölüm | Varlık Ergen (Kısa Öykü)

Ayaklarım kaşınıyor. Artık anımsadığım ve tekrar tekrar yaşadığım en gerçekçi hayat belirtisi bu: Kaşıntı. Parmaklarımın her biri, “Ben buradayım sevgili sahip, gör beni,” diyor. Gör beni diye diye o karşı konulmaz kaşıntı hissi ile el sallıyor bana. Sonra ayak tabanlarım sesleniyorlar. Kuş tüyü dokunuşları ile yaşanılan o irkilmeye teslim oluyorum. Varoluşun en belirgin buhranları da böyle çıkmaz mıydı sanki? “Ben …

Devamını gör »
mars agac

Merhum Emrecan Doğan Anısına | Emrecan Doğan (Kısa Öykü)

Başındaki krem rengi stetson tipi şapkasını düzeltti, ince dudaklarının arasına bir sigara kıstırdı ve gözlerini kısarak ufka doğru baktı. Sonra da okkalı bir tükürüğü ağzından dışarıya, Mars’ın kızıl toprağına savurdu. Buraya geleli çok olmamıştı ama ilk yerleşim grubundandı. Bu hesaba göre henüz on yıl önce falan buradaki koloniye yerleşmiş olmalıydı. Koloniye ilk gelenlerin hepsi memur ya da işçi takımıydı. Aralarında …

Devamını gör »
utopia distopya

Sokaklar Hâlâ Varken | Gökcan Şahin (Kısa Öykü)

Çocuk, turuncu tişörtünü üzerine geçirdi, sandaletini taktı, şortunun önündeki ipi bağladı ve dışarı çıktı. Kimseye haber vermedi. On bir yaşında tek başına dolaşabiliyordu, çünkü burada hâlâ sokaklar vardı. Lüks sitede, bahçeli villada ya da bir gökdelende büyümüyordu. Burası şehir merkezi bile değildi. Babası herkesin birbirini tanıdığı bu Anadolu kasabasında, koca bir dikdörtgen kutudan ibaret yeni nesil şoförsüz ambulansta görevli bir …

Devamını gör »
sahtekar uzay gemisi

Sahtekâr | Cem Can (Kısa Öykü)

Hayata dair hatırladığım iyi şeylerin tamamının bulunduğu ama zaman zaman terk etmek zorunda kaldığım İstankara Mega Şehir limanına yaklaşırken aklımda tek bir düşünce vardı: “O sahtekârı en kısa zamanda bul, şirkete teslim et ve yeni bir başlangıç yap.” Temiz bir sicil… Sonra bir daha kaçmak yok. Belki başka bir şehre, belki de küçük ve henüz bozulmamış bir kasabaya yerleşip kendime …

Devamını gör »
robot palyaco

Fıkracı | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

Odadan yükselen sesleri işitince telaş yapmadan içeri girdi. İlk iş günü olmasına karşın pek rahattı.  Zira görevi oldukça basitti: Yaptığı şakalarla insanlarla sakinleştirmek. Çevreyi dikkatle süzdü, içeride onlarca insan vardı. Hayati fonksiyonları tükenmek üzere olan yaşlıca bir adamın başında gözyaşlarıyla bekliyorlardı. Bir müddet etrafını taradı, en uygun kişiyi tespit eder etmez yanına sokularak işini icraya koyuldu. “Merhaba efendim, bir şaka …

Devamını gör »
floş-royal

Floş Royal | Selim Erdoğan (Kısa Öykü)

Atila karşısındaki küçük kahverengi gözlü, yuvarlak yüzlü, tombul yanaklı genç adama gülümsedi. “Ben bir tane daha votka alacağım. Sen de ister misin?” Kafa aşağı yukarı sallandı. Bedava içkiyi geri çevirmezdi böyle tipler. “Bence bu işin en iyi yanı parasından sonra şirketin mutfağı. Nereden tedarik ediyorlarsa Dünya’nın en iyi votkası buradaki.” “Fena değil evet.” Atila masadan kalkıp bara doğru yaylanarak yürüdü. …

Devamını gör »
kimliksiz kisa oyku

Kimliksiz | Aydın Kayabaşı (Kısa Öykü)

Sabah tüm haber kanalları dünyaca ünlü futbolcu Victor Anderson’ın feci bir kazada can verdiğini son dakika olarak geçiyordu. Kariyerinin sonlarına yaklaşan yıldız futbolcunun bir kaza sonucu ani ölümü herkesi hüzne boğmuştu. Kulüpte ise herkes çok şaşkın ve üzgündü. Antrenmanlar iptal edilmiş, futbolcular evlerine gönderilmişti. Kulüp başkanı hem üzgün hem düşünceliydi. Bir hafta sonra şampiyonluk maçı vardı. Kulübün en iyi oyuncusu …

Devamını gör »
bozuk mercek - simulasyon

Bozuk Mercek | E. Nihan Acar (Kısa Öykü)

Sıkıcı bir okul gününün ardından, ayaklarını sürüyerek eve dönüyordu. Okul çıkışı servise binmedi. Yürümek, biraz nefes almak istemişti. Sanal merceğini rota oluşturmak için kullanmayalı uzun zaman olmuştu. Yeşili bol olan bir güzergâh seçti. Ağaçları görmek, kahverengi kabuklarına dokunmak istiyordu. Hava şahaneydi. Okuldan uzaklaştıkça hafifliyordu. Selim liseye gidiyordu. Liseli hayatı, arka sıralarıyla seviyordu; sıkıcı öğretmen veya dersleriyle değil. Ders sırasında kaynatmayı, …

Devamını gör »
depresyon-kisa-oyku

İntihar Parkı | Emrecan Doğan (Kısa Öykü)

“Aslında tam karar veremedim.” Kararsızdı. Henüz 18 yaşındaydı. Çabuk karar alıp, aldığı karardan da çabuk vazgeçen bir kızdı Elif. Karşısındaki Bilinçli Ölüm cihazı da bu konuda bir soru yöneltince yanıtı yine kararsızlık olmuştu. Elif’i buna yönelten acısız bir şekilde ölme isteğiydi. Aslında ölmekten korkuyordu Elif ama bu çıkmazlara da katlanamayacağını biliyordu. Bir ay sonra Ulusal Sınav vardı ve o daha …

Devamını gör »
dune col

Çölde Kazı | Emir Alp Tunaboylu (Kısa Öykü)

“Krenik uyan,” dedi bir ses omzunu dürterek. Krenik tepki vermedi. “Hadisene uyan,” dedi ses tekrar ve bu sefer omzunu daha şiddetle dürttü. “Tamam be!” diye bağırdı Krenik hiddetli bir şekilde. “Az sonra kalkarım. Hem ne var da beni uyandırmaya çalışıyorsun? Yorgun olduğumu sana söylemiştim” “Yeni bir şey buldular. Bu seferki diğerlerinden çok farklı,” dedi ses heyecanla. Krenik ona odadan çıkmasını …

Devamını gör »