Kısa Öykü

Köle | Emrecan Doğan (Kısa Öykü)

Gezegenin atmosferik yapısından dolayı rengi mavi görünen Güneş’in ışınları bu soğuk görünümlü rengine rağmen Mars’ın toprağını ısıtırken, Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilen kolezyumlara benzer kırmızı madenden örülmüş bir yapının içerisinde binlerce insan aynı anda “Hurra!” çekiyordu. Bu anlamsız ses öbeği gibi gelen gürültülü tezahüratın tek nedeni daire şeklinde inşa edilip, ortası boş bırakılan kolezyumda bir dövüş yapılıyor oluşuydu. Sözü geçen …

Devamını gör »

Kardeş Payı | Ruhşen Doğan Nar (Kısa Öykü)

“Geliyor geliyor, hazır ol!” diye bağırdı Mehmet, iki gün önce bir gece vakti gizlice dökülmüş hafriyat yığının üstünden. İzmir’in beş benzemez gökdelenlerine komşu bir gecekondu mahallesinin girişindeki üç katlı, metruk binanın çatısından Ali’nin cırtlak, ergen sesi geldi: “Hazırım, gelsin bakalım.” Yaşına göre epeyce uzun olan Ali, özenle seçtiği sağlam taşı Filistin sapanına yerleştirdi ve sallamaya başladı. Havada çemberler çizen sapan …

Devamını gör »

Cansız Sahne | Serdar Yıldız (Kısa Öykü)

Karanlık susadığı, kâbus gördüğü veya tuvaleti geldiği için uyanan bir çocuğun yataktan kalkıp mutfağa, tuvalete, anne-babasının yanına gidemeyeceği türdendi. Çocuk odasında, gece lambasına elektrik akımı taşıyan kablolardan biri, lambaya bağlandığı yerden, ısınma ve oksitlenme yüzünden saat 01.38’de kopmuştu. Gökyüzü ay ışığından mahrumdu, Zeynep’in odasına pencereden sızan ışık varla yok arasıydı. Küçüklerin korkuları ise başka başkaydı. Bu karanlıkta yorganın altında susuz …

Devamını gör »

Kabuk | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

Uzun, yorucu toplantısı az evvel sona ermişti. Sanal podun içinden mecalsizce çıktı ve evinin huzurlu ortamına geri döndü. Bütün dünyayı saran mutasyonlu virüslerin arasına karışmaktansa, sanal odalarda bir araya gelmek iyi bir fikirdi. Yine de fiziksel gerçekliğin ayrı bir tadı vardı. Dokunun sahici hissiyatını özlüyordu. Geçmişinden kalan parçaları hatırladıkça anılarını bu yolla koruyabileceğini, eski günleri zihninin bir noktasında saklayabileceğini düşünüyordu. …

Devamını gör »
evrenler

Odysseus’un Köpük Evrenleri | Serdar Yıldız (Kısa Öykü)

Psikoterapist Oray Atay, öğle saatlerinde Kuantum Uygulama Üniversitesine bağlı klinikten çıkarken gözlerini turuncu bulutlara çevirdi. Günün her vaktinde rengini koruyan gökyüzünde doğduğu topraklarda, daha doğrusu makinada eksikliği duyulan doğal enerjiyi iliklerine kadar hissediyordu. Yaklaşık sekiz aydır Gelecekşehir’deydi, kapalı bir alandan dışarı adım attığında yaptığı ilk iş turuncu gökyüzüne bakmaktı. Merdiven basamaklarını inerken keyfini bozan tek şey inşaatı devam eden ek …

Devamını gör »
meteor

Meteor | Ardakan Coşkun (Kısa Öykü)

Gecenin bir yarısıydı. Karanlığı aydınlatmayı pek başaramayan şöminemin yanı başına kurulmuştum. Avuç içimde tuttuğum ve arada bir çalkalayıp akabinde kokladıktan sonra küçük bir yudum alarak tadını çıkarmaya çalıştığım bir kadeh konyağı ağır ağır içerken, tam karşımdaki duvarı baştan sona kaplayan kitaplığımı seyrediyordum. Canım kalkıp ne adına ne de yazarına dahi bakmadan bir eser kapmak istiyordu. Dilediğim tek şey uykusuzluktan gözlerim …

Devamını gör »
ruya icinde bir ruya - emre bozkus

Rüya İçinde Bir Rüya | Emre Bozkuş (Kısa Öykü)

“Dünya rüya içinde rüyadır.”- Hint Atasözü Uyandım mı yoksa halen uyuyor muyum? Gözlerimi açtığımda idrak ettiğim dünyanın sınırları, her göz kırpışımda yeniden şekilleniyor. Duyumsamakta zorlandığım bir çekim var; kimi zaman sınırları kaybolan, kimi zaman da sınırlar içinde kendimi yitirdiğim. Renkler, sesler, kokular ve hatta doku bile belirsizleşerek varlığımın delili kabul ettiğim ne varsa hiçliğe yuvarlıyor: Hiçlik dediğin bir boşluk değil …

Devamını gör »
cryonics4

Döngü | İsmail Yiğit (Kısa Öykü)

 “Anlatmak isterim yeni biçimler alışını, değişen nesnelerin…” (Ovidius, Dönüşümler – Başlangıç) “Aktarım tamamlandı.” Bilgisayarın yankılanan sesini işitince, uzandığı ameliyat masasından kalktı. Kafatasındaki deliklerden sarkan kabloları düzeltirken, karşısındaki su dolu tanka baktı. İçinde cenin pozisyonunda büzüşmüş pürüzsüz çıplak bir beden vardı. Bedenin göbeğine saplanmış kalın metalik kordonda ışıklar yanıp sönüyordu. Kafasındaki kablolar hızla tavandaki aydınlık kürenin içinde toplandı. Kafatasındaki delikleri örten …

Devamını gör »
Kusursuz Zamanlar - drone

Kusursuz Zamanlar | Gökcan Şahin (Kısa Öykü)

Kanatlarını olabildiğince açmış, süzülen bir kartalı andırıyor Wise8-121c-0019-rp. Ya da kısaca Wise8. İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında, karayla suyun kesiştiği çizgi üzerinden güneye doğru yol alan, cüssesine göre epey hafif bir vızıltıyla şehrin semalarında gezinen bir denetçi dron o. Yedi kameralı gelişmiş görüntüleme sistemi ve gelişmiş sensörleri ile çevresini büyük bir hassasiyetle algılıyor. Ilık bir bahar akşamı. Zaman göstergesi 29 Nisan …

Devamını gör »

İzlemeye Devam Et | Muhammed Atakur (Kısa Öykü)

Alevli araba yağmuru şiddetini arttırıyor. Gelecekte arabaların uçacak olması bilinen bir şeydi zaten. Sağ olsun Back to the Future -onu mu izleseydik acaba?- bize bunu çok önce söylemişti. Fakat uçan arabaların yanacağından, düştükleri yerde patlayacağından falan kimse söz etmemişti. Yanlış gelecek mi bu? Yanlış mı geldik? Yoksa gelecek harbiden kafayı mı yedi? Gelecek diye bir şey var tabii ki. Gelecekte …

Devamını gör »