Araştırma

mitolojilerde ay

Astronomi ve Mitoloji #2: Ay

Güneş’ten farklı olarak mütemadiyen şekil değiştiren, hilalken dolunay olan, sonrasında küçülen, yok olan ve yeniden ortaya çıkan Ay, eski toplumların gözünde doğum, ölüm ve yeniden doğum döngüsünün simgesiydi. Dünya’nın yegâne uydusu Ay, insan yaşamının ayrılmaz bir parçası. Kız çocuklarına içinde “Ay” geçen isimler verilmesi, şiir başta olmak üzere edebiyat eserlerinde, şarkılarda Ay sembolizminin sıklıkla kullanılması, bu kurak toprak parçasının insanlar …

Devamını gör »

Astronomi ve Mitoloji #1: Güneş

Orta ölçekli bir yıldız olan Güneş, pek çok mitolojinin merkezinde yer aldı. Bazı kültürlerde tanrıça kimliği kazanmakla birlikte, çoğu toplumda eril bir güç olarak kabul edilen Güneş, her şeyi gören gözdü ve adalet ondan sorulurdu. Güneş bizim yıldızımız. O olmasaydı ne Dünya ve diğer gezegenler var olurdu ne de biz… Bu yazıda Güneş’in kütlesinden, ısısından ve yaşından bahsetmeyeceğiz. Konumuz orta …

Devamını gör »
bilim ve bilimkurgu

Bilimkurgu Eserlerinde Sıkça Karşılaştığımız 50 Konu Çeşidi

1- Kişi (metaforik olarak) A noktasındayken B noktasında olmak ister. Anlamlı bir engel veya zorlukla karşılaşmadan B noktasına ilerler. Ve son (sıradan olay örgüsü). 2- Yaratıcı kişi üretmekte zorlanır. a- Yazar tıkanır. b- Ressam iyi bir şey çizemez. c- Heykeltıraş iyi heykel yontamaz. d- Yaratıcı kişinin çalışması eleştirmenler tarafından kötülenir. 3- Yabancı gezegene gelenler yerel kurallar hakkındaki bilgileri hiçe sayar, istemeden …

Devamını gör »

Asimov’un Robbie Öyküsü, Bize Yapay Zekâ ve Zihin Hakkında Neler Anlatıyor?

İnsanlar denizleri ve Güneş’i neyin hareket ettirdiğini bilmedikleri geçmiş zamanlarda, bu nesnelere zihinsel durumlar atfettiler. Benzeri bir durum yapay zekâ için de söz konusu olabilir… Isaac Asimov‘un klasik bilimkurgu hikâyesi “Robbie“de, Weston ailesi, erken doğduğu için bakıma ihtiyaç duyan küçük kızları Gloria’ya hem hemşirelik hem de arkadaşlık yapan Robbie isimli bir robota sahiptir. Gloria ve robot Robbie, sevgi dolu ve …

Devamını gör »

Bilimkurguda Kadının Dönüşümü

Eylül, 1992’de Mae Jemison, Endeavour ile yörüngeye çıkan ilk Afroamerikalı kadın oldu. Bu muhteşem başarıyı elde etme yolundaki rol modelleri sorulduğunda, listenin başındaki isim Star Trek’in önemli karakteri Teğmen Uhura’dan başkası değildi. Bu, bilimkurgunun kadınlara yaratıcı olma, keşfetme, hayal kurma ve Mae Jemison örneğinde olduğu gibi yıldızlara ulaşma konusunda nasıl ilham verdiğini gösteren örneklerden sadece biri. O günden bu yana …

Devamını gör »

Atatürk’ün En Sevdiği İki Bilimkurgu Yazarı: Jules Verne ve H.G. Wells

Bugün 10 Kasım… Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin yıl dönümünde bir kez daha saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Kendisi yalnızca muzaffer bir asker ve başarılı bir devlet adamı değil, aynı zamanda büyük bir öngörü sahibi, aydınlanmacı bir bireydi. İktidarında Türkiye Cumhuriyeti ve halkı, âdeta bilimkurgunun gerçeğe dönüştüğü bir dönemi, bir ütopyayı yaşadı. …

Devamını gör »

Yaratımın Doğası Üzerine

İnsan, bu gezegende bildiğimiz haliyle var olduğundan beri yaratmayı sürdürüyor. Hatta artık takıntı derecesine gelen bu durumun sonucu olarak yaratacak yeni formlar bulmaya başladık. Peki neden yapıyoruz bunu? Neden tüm hayatımızı bir şeyleri var etmeye çalışarak geçiriyoruz? Akla gelebilecek ilk cevaplardan biri Tanrı’yı taklit ettiğimiz olacaktır. Gerçekten de, günlük hayatımızın pek çok anında kendimizi Tanrı’nın yerine koyduğumuzu düşünebiliriz. Yargılama yetisine, …

Devamını gör »
insan

Tüm İnsan Türünü Tek Karede Temsil Etmek Mümkün mü?

1972’de Carl Sagan, insanlığı uzaya göndermeye hazırlanıyordu. Pioneer görevleri insansız olsa da, ola ki bir uzaylıya rast gelir diye Sagan’dan insanlığı temsil edecek bir görsel istendi. Sagan, eşi Linda Salzman ve arkadaşı Frank Drake‘in yardımıyla iki çıplak insan figürü çizdi. Sagan’ın hatıratına bakılırsa Linda, kadını Asyalı, erkeği de Afrikalı özellikleri barındıracak şekilde çizmişti ama bir şekilde, iki figür de 1970’lerin …

Devamını gör »
tiyatro uzay

Bir Düşün Peşinde

Neden Oyun Oynarız? Dünyaya dair algılarımız bizi merkezinde bulunduğumuz bir oyuna sürükler. Oyun, bilincimizin perdeleri aralandığında başlar. Lacan’ın aynası (1) bir semboldür. Alice’in ya da Neo’nun geçişini düşünün; değişkenlerle dolu geçişken bir âlemin işaretidir.  Kendimizi inşa etmeye başlar, yatırım yaparak ortaya bir şahsiyet çıkarırız. Bu süreç daha sonra diğer şeyleri anlamlandırmaya ve tanımlamaya iter. Tanı zanları doğurur, zanlar ise yargıları. …

Devamını gör »
sehir bilimkurgu mimari

Bilimkurgu Edebiyatı ve Mimarlık

Psikoloji ve sosyal bilimler alanlarında, geleceğe dair tahminler ve bu tahminlerin insanlar ve toplumlar üzerindeki etkileri ilgi çekici çalışma konularından olmuştur. Örneğin, Avusturya doğumlu İngiliz filozof Karl Popper, 1964’te yayımlanan “Tarihselciliğin Sefaleti” (The Poverty of Historicism) adlı kitabında, Yunan mitolojisinin trajik kahramanı Oidipus’tan ilham alarak ilginç bir terim olan “Oidipus Etkisi”ni türetmiştir. Oidipus, efsanevi Thebai Kralı olarak bilinir, şehrine ve …

Devamını gör »