Film İncelemeleri

Asteroid-City-

Wes Anderson’dan Bir Bilimkurgu: Asteroid City

Wes Anderson, kendine özgü sinematik dili, simetrik kadrajları, pastel renk paletleri ve ayrıntılı set tasarımıyla tanınan bir yönetmen. 1996 yılında çektiği Bottle Rocket filmiyle dikkat çeken Anderson, sonraki yıllarda Rushmore (1998), The Royal Tenenbaums (2001), The Life Aquatic with Steve Zissou (2004), Moonrise Kingdom (2012) ve başyapıtı The Grand Budapest Hotel (2014) gibi yapımlarla kendine has üslubunu pekiştirdi. Filmleri, yalnızca …

Devamını gör »
wild robot

Alışılmışın Dışında Bir Yapay Zekâ Temsili: The Wild Robot

Peter Brown’un yazdığı ve illüstrasyonlarını yaptığı The Wild Robot, çocuk edebiyatına yönelik bir bilimkurgu eseri ve 2024 yılında animasyon formatında izleyiciyle buluştu. Hikâye, Universal Dynamics’e ait bir kargo gemisinin fırtına sırasında kaybettiği ROZZUM robotlarından biri olan Roz’un, ıssız bir adaya sürüklenmesiyle başlıyor. Roz, burada bilinç ve öğrenme süreci açısından bir dönüşüm geçirerek kendi varoluşuna dair yeni anlamlar keşfediyor. Yapay zekâ …

Devamını gör »
the one

Bir Jet Li Bilimkurgusu: The One

Jet Li, asıl adıyla Li Lianjie, 26 Nisan 1963’te Pekin’de dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren dövüş sanatlarına ilgi duymaya ve Vuşu eğitimi alarak dövüş kariyerine başladı. Geleneksel dövüş sanatlarını temel alan Vuşu, Çin’de spor olarak da büyük ilgi görüyordu. Yalnızca iyi yetişip yetenekli bir dövüşçü olmakla kalmadı, bu alanda büyük başarılar da elde etti. Küçük yaşlarda ulusal Vuşu şampiyonalarında yarışarak …

Devamını gör »
infinity pool

Infinity Pool: Gerçekte Kimiz?

“Like father, like son.” Babasına çekmiş diye çevirebileceğimiz bu İngiliz deyimi, baba-oğul Cronenberg’e çok uyuyor. Zira filmin yönetmeni oğul Brandon ile baba David’in tarzları birbirini andırıyor. Etik değerleri, ahlaki yozlaşmayı, kişilik çatışmasını sorgularken kendinizi bilimkurgu soslu bir psikolojik gerilim/korku filmi izlerken buluyorsunuz. Yine alışıldığı üzere film, Cronenberg’in alametifarikası olan “beden korkusu” stilinden izler taşıyor ve birazcık da sınırları zorluyor. Genç …

Devamını gör »
mars express

Mars’ta Dedektiflik Hikâyesi: Mars Express

Jérémie Périn’in ilk uzun metraj animasyonu Mars Express, bilimkurgu ile animasyonun mükemmel bir harmanı. Yalnızca görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda insan ve makine arasındaki ilişkiyi, teknolojiyle dönüşen toplumu ve bireysel çatışmaları da derinlemesine ele alıyor. Mars Express için geleceğin karmaşık dünyasında geçen bir dedektiflik hikâyesi diyebiliriz. Ancak yapım, zengin temaları ve çarpıcı görselliği eşliğinde Mars’ta geçen bir suç …

Devamını gör »
the-substance kapak

The Substance: Bir Feminist Kâbus mu Yoksa Kaçırılmış Bir Fırsat mı?

The Substance, Türkçe adıyla Cevher, hem kadınlık hem de yaşlanma üzerine sert bir eleştiri sunmayı hedeflerken, “cevher” gibi parıldayan bir dış yüzeyin altında çelişkilerle dolu bir yapı barındırıyor. Film, toplumsal güzellik standartlarını sorgularken bir yandan da eleştirdiği bu standartlara görsel bir şov sunarcasına hizmet ediyor. Modern güzellik endüstrisinin karanlık yüzünü sembolik bir maddeyle ortaya koyan yapım, bu maddenin gerçek anlamda …

Devamını gör »
nowhere

Bir Distopyadan Kaçış Hikâyesi: Nowhere

Genç, İspanyol yönetmen Albert Pinto’nun çektiği Nowhere (2023), distopik bir gelecekte geçen gerilim dolu bir hayatta kalma hikâyesi. Hamile Mia (Anna Castillo), kocası Nico (Tamar Novas) ile ülkesi İspanya’yı terk etmeyi amaçlıyor. Ancak yeni bir hayat umuduyla çıktığı deniz yolculuğu sırasında bir konteynerde mahsur kalıyor. Fırtınalı bir denizde hayatta kalmak, bebeğini doğurmak ve onu korumak için zorlu bir mücadele vermek …

Devamını gör »
La belle verte

Bir Ağaç Gibi Köküne Dönmek: La belle verte

“Toplum böylesine parçalanmaktansa yeniden bir araya gelmeli. Sadece doğaya bak, hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin. Bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz, yanlış tarafa döndüğümüz noktaya. Hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz; suları kirletmeden…” Tarkovski’nin kült filmi Nostalghia’da, o meşhur tiradında böyle diyordu Deli. İnsanın kat etmesi gereken en uzun mesafe kendi kökleriyle arasında olandır. Varabileceği en uzak nokta, erişebileceği en üst …

Devamını gör »
Melancholia

Aykırı Yönetmenden Aykırı Bir Bilimkurgu Filmi: Melancholia

Danimarkalı Lars von Trier, sinema dünyasının en aykırı yönetmenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kalıpların dışında yer alan sinematik diliyle, sinemanın hemen her türünde eser vererek âdeta bu kalıplara isyan ediyor. Sinemasına yaklaşım da iki uçta. Seveni olduğu kadar sevmeyeni de var. Filmlerine verilen tepkiler de ya siyah ya da beyaz; gri yok. Son derece bağlı ve hatta fanatik denebilecek hayran …

Devamını gör »

Beklenen Fiyasko: Borderlands

İlk olarak 2009 yılında Gearbox Software çatısı altında çıkışını yapan Borderlands, 2800’lü yıllarda, konusu Pandora gezegeninde geçen bir birinci şahıs nişancı (first person shooter) oyunuydu. Bazı mega şirketlerin çeşitli madenlere ve kaynaklara sahip olmak için gezegenleri kolonileştirdiği bir zaman diliminde geçiyordu. Farklı bir görsel stile sahip oyunda, çeşitli yeteneklere haiz dört karakterden birini seçiyorduk. Sonrasında ise ana hikâyeye yan görevler …

Devamını gör »